“Aday hazır” demek %100 kazanmak mı?

Türkiye’de siyaset…

Giderek daha da “gülümseten” heyecan verici…

Bir arenaya dönüşüyor!

Bakın…

CHP Genel Başkanı Özgür Özel…

“Yargının Siyasallaşması Paneli”nde…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şöyle seslendi:

“Hesaplaşacaksan, korkun yoksa getir sandığı, milletten al cevabını… Millet ne diyorsa o olsun... Hodri meydan… Benim partim hazır, ben hazırım, adayımız hazır… Çıkarsın karşıma alırsın cevabını!” 

Peki…

Aday kim?

Merak edilen, o!

En önemli ayrıntı şu:

“CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı kim?”

Çünkü…

Özgür Özel o ismi söylemiyor…

Neden?

Az, biraz heyecan olsun diye galiba…

Bu söylem…

Aslında “ortak bir canlı yayın” davetine benzer bir rüzgar estiriyor…

Merak edilen şu:

“Çıkarsın karşıma alırsın cevabını…” seslenişi…

İşe yarayan bir “kalkışı” peşinden getirebilir mi?

Geçmişte kalmış…

Miadını doldurmuş…

Sonuçları açısından hiçbir işe yaramamış…

İki tane “özel” bulaşmanın dışında…

N’olmuştu ki?

***

Siyaset tecrübe işi…

Belki…

Biraz da karşındakini “kalpten inandırma” sanatı…

Özgür Özel, başka ne diyor?

“Yılmıyoruz, korkmuyoruz, sinmiyoruz…”

Böyle bir davette…

Cumhurbaşkanı ne yapar?

Doğal olarak karşılık verir…

Ya da “karşılık vermesi” gerekir…

Aslında hiçbiri değil…

CHP’ye gönül verenlerin kalbinden…

Neredeyse iki yıldır…

“Altıok’un Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?”

Sorusuna…

Topu topu “iki isim” karşılık buldu:

Birincisi…

İstanbul’un Reisi Ekrem İmamoğlu…

İkincisi…

Ankara’nın Reisi Mansur Yavaş…

Neden sadece “iki isim”?

Cevap basit…

Genel Seçim öncesinde…

“Millet İttifakı’nın altı liderli masası neden yıkıldı?”

Uzun uzun düşünmeyelim…

O gün…

Acı bi’şekilde…

“Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı kim olacak?”

Sorusu, işi bitirmiştir…

Çünkü…

Kemal Kılıçdaroğlu…

En baştan söylemese de…

Millet İttifakı’nın “ille de” Cumhurbaşkanı adayı idi ve…

Aynen de o oldu…

İki “parlak” belediye başkanı…

(İmamoğlu ve Yavaş…)

“7.4 şiddeti” bir hayal kırıklığı yaşamadılar mı?

Yaşadılar…

Ama “beyefendi kimlikleri”ni korumayı da bildiler…

***

Sonra n’oldu?

Acı bir deneyim yaşandı…

O kocaman tartışmanın sonunda…

Kemal Bey Cumhurbaşkanı adayı ilan edildi…

Sanki o yuvarlak masada oturanlar…

(Merak Akşener dahil!)

Final de aynen böyle olacağını bilmiyorlar mıydı?

Sonunda…

O iş…

Artık bugünlere kaldı…

***

Tekrar başa dönelim, tekrar soralım…

Ne dedi Özgür Özel, iki gün önce?

“Partim hazır, ben hazırım, adayımız hazır…”

Peki kim o aday?

Ekrem İmamoğlu mu,  Mansur Yavaş mı?

***

Belli değil…

Belki de…

Kendisidir (Özgür Özel)

Kılıçdaroğlu…

Masa devrilinceye kadar…

O cumhurbaşkanı çiçeğini…

Kalbinde yeşertmedi mi?

O günlerin…

Bugünlerden ne farkı var?

***

CHP Genel Başkanı diyor ki:

“Hodri meydan…”

İyi de…

İmamoğlu’nun sanık olduğu “ahmak” davasında…

Suçlu görülürse n’olacak?

***

Şu sıralarda, “Adayımız hazır!” sözü…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ne ölçüde etkiler?

Yoksa…

O da başka bir adayı mı sahaya sürer?

***

Bitiriyoruz…

Ne var ki…

Politika bu!

Acaba diyor vatandaş?

Yoksa…

Cumhurbaşkanlığı adaylığı için…

“Partim hazır, ben hazırım…” diyen…

Özgür Özel mi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için niyetli de…

Yoksa biz mi?

Farkında değiliz?

“Arzular Şelale…”

Demeyecek kadar zarif Ankara ve İstanbul’un…

CHP’li Cumhurbaşkanı adayı başkanları…

Bi’kez daha mı hayal kırıklığı yaşayacaklar?

En geç “7 Mayıs 2028” tarihinde yapılması beklenen…

Cumhurbaşkanlığı seçimine…

Üç yıldan fazla zaman var…

Neredeyse “1.500”  gün…

Ne olur?

Kim bilebilir?

***

Bitiriyoruz…

Belki de en büyük yanlışlık…

Bugünden…

Yarınların Cumhurbaşkanını için hazırlık yapmak…

Acaba…

Doğru mu?

Yarın sabah kapıdan çıkarken…

O gün neler yaşayacağımızı hiç düşündüğünüz oluyor mu?

Nokta…

Sonsöz: “Erken seçim olsaydı, 2084’e kadar iktidar olacaktık… / Bülent Ecevit… (Rahatsızlığından sonra 2004 diyecekti dili sürçtü…)