Acıların küçük hanımefendisi

Ne yaparsan yap, kaderin önüne geçemiyorsun...

Tatlı başlayan hayatlar...

Ne yazık ki, bazen acı bitiyor...

**

Genç Cumhuriyet'in peş peşe sergilediği...

Büyüme hamleleri arasında gözlerini başkentte açtı...

Babası Gazi Çiftliği'nde ziraat mühendisiydi...

Annesi 'bebeği gamzeli olsun' diye...

Her gün üç öğün 'ayva' yiyordu...

Belki inanmayacaksınız ama...

Kara kaşlı, kara gözlü o kız bebek...

Gerçekten 'gamzeli' dünyaya geldi...

Yaradan, bonus olarak...

Dudağının sol yanına O'na çok yakışan bir de 'ben' kondurmuştu...

Sinemaya meraklı anne...

O güzel bebeğe 'maşallah' çeken herkese...

'Benim kızım film yıldızı olacak' diyordu...

Anne Refet Hanım'ın duaları kabul oldu...

**

O minik kız...

Daha dört yaşındayken artistleri taklit etmeye başladı...

Çünkü, annesi o yaşta kızını sinemaya götürüyordu...

Ortaokulu bitirirken...

Babasının onca itirazına rağmen...

Annesi, o güzeller güzeli kızını...

'Artist Dergisi'nin açtığı yarışmaya soktu...

16 yaşındaki gamzeli kız...

Onca yarışmacı arasında birinci olmuştu...

Ne ilginç rastlantıdır ki...

Ayhan Işık da o yarışmada...

Erkekler dalında kral seçilmişti...

Takvimler 1952 yılını gösteriyordu...

Jüride Yeşilçam'ın istikbal vaat eden yönetmeni Faruk Kenç vardı...

Yarışmanın birincisi gamzeli kıza...

İlk gördüğü gün abayı yakmıştı...

O güzelliği ile baş döndüren kızın da gönlü yakışıklı yönetmene düşmüştü...

'Biz evlenmeye karar verdik!' dedikleri gün...

Kız okula veda etti...

Öylesine acele evlendiler ki...

Gamzeli, gelinlik bile giyememişti...

Aralarında 26 yaş vardı...

Bu ayrıntı...

Küçük gelinin umurunda bile değildi...

**

Yeşilçam'ın 'yanağı benli' güzeli...

18'inde evlendi; 19'unda anne oldu...

Yönetmen kocası, 'Aldır bebeği, yoksa oyunculuğun biter!' dedi...

Kıyamadı yavrusuna...

Kürtaja karşı çıktı...

Kendisi gibi güzeller güzeli bir kız bebek dünyaya getirdi...

Sanki...

Bundan sonra kendisinin...

Hiç ama hiç gülemeyeceğini hissetmiş gibi...

Yavrusuna 'Gül...' adını koydu!

**

1950'li yılların ilk dilimlerinde...

Gamzeli Güzeli, kimseler tutamadı...

Yeşilçam'ın adeta 'tanrıçası' olmuştu...

1955 ila 1965 arasında...

Sadece Zeki Müren'le...

Altı filmde başrolü paylaştı...

Hasılat rekorlarıyla birlikte...

İzdihamdan sinemaların kapıları da kırılıyordu...

**

Ama en çok Ayhan Işık'la oynadı...

En az 20 filmde birlikte oldular...

1960'lı yıllarda...

Türkiye'nin şahane bir 'yıldızları birbirine yakıştırma' huyu vardı...

Vatandaşın yarısı...

Gamzeli Güzeli, Ayhan Işık'ın yanında...

Diğer yarısı da...

Sarışın aktör Göksel Arsoy'un kolunda görmek istiyordu...

Ancaaak...

En güzel, en kalıcı rolü ise...

Ömrü boyunca adıyla özdeşleşen...

'Küçük Hanımefendi' oldu...

Ve o...

Zengin babanın burnu havada şımarık güzel kızı rolü...

Bi'daha hafızalardan hiç silinmedi...

Hatırlayın...

58 yıl önce çekilen 'Küçükhanım Avrupa'da' filmi...

Hala...

Nasıl da keyifle seyrediliyor!

**

Çok güzeldi...

Oyun gücü, Allah vergisiydi...

Gamzeleri şahaneydi ve...

Yanağında bir 'ben'i vardı...

O 'ben', sanki alameti farika'ydı...

**

Güzel günler geride kalıyor...

Evde işler kötüye gidiyordu...

Faruk Kenç'ten ayrıldı...

Dört yıllk evlilik, tek celsede sona erdi...

**

Başaramadığı bi'şi daha vardı...

Kızı doğduktan sonra aldığı kiloları veremedi...

Acil zayıflaması gerekiyordu...

O tarihte...

Eczanelerde yasal olarak satılan...

Zayıflama haplarını içmeye başladı...

İşte o gün...

Dönüşü olmayan bir yola girdi...

Zayıflama hapları ne yazık ki...

İçenlere geçici bir mutluluk hali veriyordu...

Gidişat hiç de iyi değildi...

**

Her şeye rağmen...

Yeşilçam'ın Gamzeli Güzeli...

1960'lı yıllara hızlı girdi...

Şanslıydı...

O günlerin yıldızlar dünyasındaki çekici erkeklerinden...

Senarist ve yapımcı Özdemir Birsel'e vuruldu...

Hemen evlendiler...

Film teklifleri üst üste geliyordu...

Balayına bile çıkamadılar...

Bir kaç yıl sonra...

Oğlu Aydın'ı kucağına aldı...

**

Gelgelelim...

Bir türlü zayıflayamıyordu...

Bir an önce kilo verebilmek için...

Takviye amaçlı...

Başka zayıflama hapları kullanmaya başladı...

Kullandığı ilaçların yan etkisiyle...

Sinir sistemi allak bullak oldu...

**

70'lerde sinemada seks furyası başlayınca...

Sahneye çıkmaya karar verdi...

Zeki Müren'den ders aldı...

Çakıl Gazinosu'nda sahneye çıkacaktı...

Ve ne oldu biliyor musunuz?

Genel provada seslendireceği şarkıları unuttu!

O gün şarkıcılık hevesi sona erdi...

Dertlerin sıraya girdiği o günlerde...

Yaşadıkları yetmezmiş gibi...

Kocası iflas etti...

Evine icra geldi...

Şişli'deki Fransız Hastanesi'ne kaldırdılar...

O güzel kadına...

Milyonların sevgilisine...

Deli muamelesi yaptılar...

O gece bir kutu uyku hapı içti...

Sessizce ölmek istiyordu...

Zor kurtardılar...

**

Taburcu olduktan sonra...

Kendini eve kapattı...

Zayıflama hapını kullanmayı bıraktığı için...

120 kiloya çıktı!

20 yıllık kariyerine 78 film sığdırdı...

1972'de oynadığı 'Gecekondu Rüzgarı' son filmi oldu...

Bi'daha kameraların karşısına geçmedi / geçemedi...

Yönetmenlerin, 'Motor' diye seslenmesine hasret kaldı...

Kalp yetmezliğinden vefat ettiğinde...

59 yaşındaydı!

**

Belgin Doruk...

Türk Sineması'nın gerçek 'Küçük Hanımefendi'siydi...

En çok 'hastalanmak'tan korkardı; korktuğu başına geldi...

En çok 'yaşama sevincini kaybetmek'ten koktuğunu söylerdi... Korktuğu başına geldi...

Ömrü yetip, yaşasaydı...

Bir ay sonra 84 yaşına basacaktı...

Nokta...

Sonsöz: 'Dediler ki, gözden ırak olan gönülden de Irak olur... Dedim ki, gönüle giren gözden Irak olsa ne olur? / Hz. Mevlana...'