61 yıldır ışığı hiç sönmeyen yıldız ve 'politika'

Yeşilçam ürünü bir film…

Ama…

Sadece 'bir' film…

'Sen bir meleksin!' dedirten…

Şahane bakışlı bir genç kızı…

Nasıl?

Henüz 16 yaşında Türkiye'nin 'yıldızı' yaptı?

Çünkü…

Filmin adı; 'Susuz Yaz' olarak tarihe geçmiş ve…

Yeşilçam'ın 'yüz akı' olmuştu…

Metin Erksan imzalı 'o film'

Taaaa…

60 yıl önce…

İzmir Urla'nın Bademler köyünde çekilmişti…

Bir yıl sonra…

110 yaşındaki Yeşilçam…

Tarihinin en anlamlı ödülü ile taçlanıyordu…

Bizim 'Susuz Yaz'

Berlin Film Festivali'nde kazandığı 'Altın Ayı' ödülüyle…

Türkiye'ye…

Uluslararası alanda ödül getiren ilk Türk filmi olarak…

Tarihe geçiyordu…

16 yaşında…

Erol Taş ve Ulvi Doğan ile başrolleri paylaşmıştı…

Senaryoyu bile katlamış ve…

Bir efsane olmuştu…

İşte o günlerin…

Ceylan bakışlı 'yıldız' oyuncusu…

10 gün önce…

Ailesi ve torunlarıyla birlikte…

'77 yaşına merhaba…' diyerek…

Pastanın mumlarını üfledi…

***

21 yaşında evlenmişti…

Torunları var; kocaman kocaman…

Bir rekortman…

200'dan fazla filmde başrol hep O'nun oldu…

En az bir düzine TV filminde alkışlandı…

Konservatuar kökenliydi…

Kariyeri boyunca…

Birbirinden farklı çok özel rollerin oyuncusu oldu…

Zarafeti ve hanımefendiliğiyle Türk halkının sevgilisi olru…

Hala…

Sanat dünyasından uzakta değil…

Her Pazar…

TRT2'de…

Sinema Dünyası'ndan birbirinden ünlü konukları ağırlıyor…

Enfes bir programa imza atıyor…

Bana kalsa şu andaki unvanı şöyle ulmalı:

'San'at Dünyası'nın gerçek Hanımefendisi…'

***

62 yıllık kariyerinde…

Hanımefendiliğine ve Sanatına…

Toz kondurmadı…

Evlilikte…

55 yılı geride bıraktı; sağlıkla…

'Nasıl olur?' demeyin…

Çok genç yuva kurdu…

Bir dönemin altın kranponlu futbolcusu…

Fenerbahçeli Selim Soydan ile…

Fenerbahçe'nin o tarihlerde kamp yaptığı…

Büyükada'da tanışıp…

Hayatını birleştirdiler…

O gün, bugün hep el ele göz göze…

Dostlarına sorarsanız…

Yarım asrı geride bırakan izdivaçları…

Sanki dün gibi…

***
Çok güzel, sevimli ve müthiş yetenekliydi…

Birkaç yıl içinde…

'Vurun Kahpeye''Yıldızların Altında''Hıçkırık''Dudaktan Kalbe'

Filmleri ile…

Her yaştan seyircinin kalbinde taht kurdu…

***

Yeşilçam'ı 'seks furyası' sardığında…

Hemen kenara çekildi ama eve kapanmadı…

Tek başına rekor kırdı…

Tam 10 yıl…

Assolist olarak sahneye çıktı…

İzmir Fuarı'nda…

Akasyalar'ın kapısında O'nu görmek ve imza almak için…

Kuyruklar oluşuyordu…

***

Her rolün kızı oldu…

'Kırmızı Fener Sokağı' filminde 'Sokak Kızı İrma' oldu…

Ne var ki…

Seyirciden inanılmaz tepki aldı…

Hayranları O'nu…

O'nu öyle 'hafif' rollerde görmek istemiyordu…

Her kalıba uyabiliyordu…

Hatta…

Ediz Hun'un annesi ve Cüneyt Arkın'ın metresi rollerinde…

İzleyicileri şaşkına çevirdi…

Mesela…

'Evlidir Ne Yapsa Yeridir' filmiyle büyük alkış topladı…

Senaryoyu okuyor ve birkaç gün içinde…

'İmkanı yok; bu rolü oynayamaz!' diyenleri şaşırtıyordu…

O'nun çevirdiği filmler…

Dünya pazarında çok tutuluyordu…

***

Şaşırırsınız…

Siyaset'i çok seviyordu…

36 yıl önce…

Anavatan'dan İzmir milletvekili adayı oldu…

Ne var ki…

Sadece '115 oy' ile seçimi kaybetti…

O gece YENİ ASIR'a gelmişti…

Gece yarısından sonra…

Ne kadar üzüldüğüne yakından tanığım…

Bazı sanatçıların…

Politika yapma arzuları aslında ne kadar şaşırtıcı di'mi?

Ama…

O büyük aktrisin içinde varmış siyaset yapmak…

Neden böyle diyoruz?

Çünkü hala politikayı çok seviyor…

***

Yeri geldi; değinelim…

Bu yazının starı…

Bir buçuk ay önce katıldığı bir programda…

Cumhurbaşkanı'nın eşi Emine Erdoğan'a…

Şöyle demişti:

'Emine Hanım'a büyük saygı ve hayranlık duyuyorum…

Öylesine önemli işleri gündeme taşıdı ki…

Bütün dünya takdir ediyor; çünkü insanlık, kadını konuşuyor…'

Yeşilçam'ın ünlü yıldızı…

Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilgili duygularını sıraladı:

'Ülkesine böylesine bir sevda ile hizmet eden bir Cumhurbaşkanımızın olmasından çok büyük gurur duyuyorum…'

***

Hatırlatmakta yarar var…

Beyaz perdenin eskimeyen yıldızı…

10 yıl önce…

AK Parti Hükümeti'nin açıkladığı 63 kişilik Akil insanlar listesine…

Marmara Bölgesi Temsilcisi olarak girmişti…

***

Kuşkusuz özellikle bizde ve Batı Dünyası'nda…

Politikayı…

En azından özgün 'sanatçı kimliği' ile birlikte yürüten…

Ya da yürütmeye (!) çalışan…

Aktör ve aktiristler var…

Mesela…

Cüneyt Arkın, Barış Manço, Halil Ergün, Levent Kırca, İbrahim Tatlıses, Serhan Şimşek, Sabahat Akkiraz, Ediz Hun, Fatma Girik, Arif Sağ, Zülfü Livaneli, Osman Yağmurdereli, Meral Konrad, Selahattin Alpay, Tamer Yiğit ve daha niceleri…

***

Bitiriyoruz…

Bu yazının başrolündeki yıldızı…

Usta aktris Hülya Koçyiğit'tir…

Zaten…

Anlamışsınızdır…

Yeşilçam duayenlerinin dediği gibi…

Kameranın en sevdiği yüzlerden biridir Hülya Koçyiğit…

Şahane bir 'ileri yaş' dönemi yaşıyor…

Çok mutlu…

Büyük sanatçı ve…

Hala çok alımlı…

Ancak…

Okurken hissetmişsinizdir…

'Sanatkar' olmak başka…

'Politikacı' olmak başka…

İkisini birden yürütenler var mı?

Mutlaka vardır…

Ne var ki…

Türkiye'nin yetiştirdiği…

En büyük…

En yetenekli…

En güzel…

Yıldızlarından biri olarak kabul edilen Hülya Koçyiğit…

Milyonlarca hayranı varken…

Neden?

Politika yapmak istemişti taaa 35 yıl önce…

Hala anlaşılır gibi değil…

***

Bitiriyoruz…

Neyle?

Bu memleketin şahane bir atasözü ile:

'Taş yerinde ağırdır…'

Tanrı…

Hülya Koçyiğit'e sağlık ve mutluluk versin…

TRT 2'de…

Pazar günleri…

Özel konuklarıyla şahane sohbetler için buluşuyor…

Ediz Hun ve İzzet Günay ile gerçekleştirdiği sohbetler…

Şerbetten farksızdı…

Keşke…

Hep böyle devam etse…

Politikayı bilmemem ama…

Sanatçı olunmuyor…

Sanatçı doğuluyor…

Öyle değil mi?

Nokta…

Sonsöz: 'Kalp denizdir, dil de kıyı… Denizde ne varsa kıyıya o vurur! / Hz. Mevlana…'