Dün, bugün ve yarın…
Dünyanın oluşumundan bu yana sonsuza akan Zaman Irmağı üstündeki İnsanlık Köprüsünün üç temel ayağıdırlar.
Dününü bilmeyen, gününü değerlendirmeyen ve yarınını hedeflemeyen topluluklar bu köprüden geçemezler!
Sadece yiyen, içen ve çoğalan lümpen kalabalıklar olarak köprübaşında bekleşir dururlar.
Ve… Tarihin karanlıklarında kaybolup giderler!
Çağdaş ve uygar bir toplum olmanın yolu toplumsal bellek sahibi olmaktan geçer.
Demokrasi denilen yönetim biçiminin olmazsa olmazı ise bellekli bir toplumun gerekliliğidir.
Bunun da tek yolu aydınlanma devrimidir.
Aydınlanma ışığının olmadığı bir ortamın bizi götüreceği tek yer sadece orta çağ karanlığıdır!
Büyük ozan Korkmazgil'in dizeleri ne kadar anlamlı:
Karanlığı az kullanın
Kirliler kokar bir gün
Birgün yanar bu ışıklar sırıtır suratlarınız
Okurlarımın yeni yılını kutluyorum.
Ulusal gelir dağılımından, ekonomiye, eğitimden sağlığa güç yaşam koşullarıyla boğuşan halkımıza 2024'te adalet ve demokrasi için kararlı ve başarılı bir mücadele diliyorum.
Önce Anadolu ihtilalini sonra da aydınlanma devrimini gerçekleştiren Atatürk daha işin başında doğruyu işaret etmişti. Amasya tamimindeki reçete bugün için de geçerlidir:
Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.