Önce ’“Kürt Açılımı’” sonra ’“Demokratik Açılım’” en sonunda da ’“Milli Birlik Açılımı’” öbür yandan radikal bir anayasa değişikliği gibi söylemlerin ülke gündemini işgal ettiği bu ortamda, sizlere Mayıs 2001 yılında basılan ’“Avrupa Emperyalizminden, Doğu- Batı Kıskacına- Türkiye’’de Sistem Sorunu’” isimli kitabımdan bazı alıntılar yapıp göndermek istedim.’¶
Siyasi Partiler Yasasındaki düşüncelerimi dün sunmuştum, bugün kitabın 2001 yılında yazdığım önsözünü takdim ediyorum. Önümüzdeki iki gün ise, Anayasa değişiklikleri ve Demokratik açılımlarla ilgili bölümlerden kısa özetler sunacağım.
ÖNSÖZ;
1973 yılından bu yana siyasetin içindeyim. Siyaseti, bir yaşam biçimi, bir iş değil ülkem için çalışmak olarak algıladığım için seçtim. Bu nedenle de hep objektif doğruları aramak, ülkenin yararına olanla, mensubu bulunduğum siyasi görüşler arasında tam bir uyum olup olmadığını irdelemekle geçen yıpratıcı bir Siyasi kariyerim oldu.
Belediye Başkanlığı, Milletvekilliği, Parti Yöneticiliği ve Bakanlık yaptım. Türkiye’’nin bir takım nedenlerle sürekli, tökezlediğine şahit oldum. Bu sıkıntıların kökenine indiğimde ise Türkiye’’de ciddi bir sistem sorunu olduğunu, Türkiye’’nin sistem tıkanıklığı nedeniyle tökezlendiğini, önünün tıkandığını gördüm.
Türkiye’’deki sistem sorununu aşmak için ’“ne yapmalı’” sorusu ise beni olaylara daha geniş bir perspektif ile bakmaya yöneltti. Türkiye’’de yaşanan ve sistem tıkanıklığı nedeniyle aşılamayan sorunlar kadar, sistemin kendisi de dünyadaki gelişmeler ve çıkar çatışmalarıyla doğrudan ilgiliydi.
Başka bir deyişle; 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu üzerinde dönen oyunlar isim ve yöntem değiştirmiş olarak devam ediyor ve Türkiye bu oyunları bozabilecek, kendini koruyabilecek tedbirleri, işlemeyen sistemleri nedeniyle alamıyordu. Bu nedenle Türkiye’’deki sistem sorunu bu sorunun nedenleri, gelişimi ve çözümleri üzerine yapılacak bir çalışmanın dünyada ve Türkiye’’de yaşananlardan ayrı olarak incelenmesine imkan olmadığı görüşüne vardım. Zira Türkiye, Cumhuriyetle birlikte birçok şeyi değiştirmiş ama Jeopolitik konumunu da değiştirme şansını yakalayamamıştı. Maalesef komşularımız aynı idi.
Günümüzde Balkanlar, 19. yüzyıldaki gibi kaynıyor, Kafkaslarda sorunlar devam ediyor, Ortadoğu’’daki istikrarsızlık ve acılar devam ediyor, Kuzey komşumuz SSCB dağılsa da, Rusya yerli yerinde duruyor.
Avrupa devletlerinin politikalarında da fazla bir farklılık yok. Geleneksel dostumuz Almanya, PKK terörüne gizli de olsa destek veriyor, siyasi sığınma ve vatandaşlık hakkı tanımada son derece tutucu olan politikasını bir kenara bırakıp, binlerce PKK yandaşına sığınma ve vatandaşlık hakkı veriyor. Avrupa Birliğine girmememiz için özel çaba sarf ediyor, diğer dost Avrupa ülkelerinde 85 yıllık bir aradan sonra Ermeni meselesi tekrar gündeme geliyor. Bu nedenle Türkiye’’nin yakın tarihini çok iyi incelemek ve Türkiye’’de yaşanan her olayı dünyadaki olaylarla birlikte yorumlamak, tarihi diyalektiğini saptamak zorunda olduğumuzu düşünüyorum.
Çalışmanın tamamı bir bütün olarak ele alındığında, dünya siyasetindeki gelişmelerin, Türkiye’’deki sistemleri nasıl doğrudan etkilediği açık bir şekilde görülecektir. Yakın geçmişte yaşadığımız acı tecrübelerin unutulmaması, siyasi sorunlarla boğuşurken Türkiye üzerindeki dış etkilerin göz ardı edilmemesi için, başta siyasetçiler olmak üzere toplumun her kesiminde bu konuların tekrar tekrar gündeme getirilmesi gerektiğine inanıyorum.
19. Yüzyıldan bugüne kadarki tarihi, siyasi ve ekonomik gelişmelerin kronolojik bir özetini yaparken, başta Prof. Dr. Fahir Armaoğlu, Prof. Dr. Erdinç Tokgöz ve Tevfik Çavdar gibi çok sayıda bilim adamı ve araştırmacıların eserlerinden yararlandım.
Ben, tarihçi veya siyaset bilimcisi değilim ama ülkesine inanan ve güvenen bir siyasetçiyim. Siyaseten gördüğüm eksiklikleri ve çözüm önerilerini sunarken, belki haddimi aşarak siyaset tarihine girdim.
Sayın okurlardan, çalışmamı bu gözle değerlendirmelerini, ancak sistem konusundaki tespit ve yorumlarımın 30 yıllık bir siyaset ve devlet tecrübesinin ürünü olduğunu hatırlamalarını diliyorum. (Haziran 2001)
Yarın; ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ 1.Bölümü takdim edeceğim.