Ekonomi

1 yılda 400 bin kişi işsiz kaldı: Tekstil çöktü!

Tekstil İşçileri Sendikası (TEKSİF) İzmir Şube Başkanı Faruk Aksoy, “Ülkemizde de tekstil sektöründeki kaçış nedeniyle olumsuzluklar yaşıyoruz. Sendikasız iş yerleri artıyor, kayıt dışı çalışma artıyor, merdiven altı dediğimiz parça başı çalışmalar artıyor. tekstil işçileri farklı sektörlere kayıyorlar.  Daha çok güvenlik sektörüne ve motokuryeliğe geçişler oluyor. Tekstil sektöründe geçen sene Temmuz’dan beri kayıt içinde 250 bine yakın bir işçi çıkışı olduğunu biliyorum. Kayıt dışı ile beraber 400 bine yakın bir işçi kaybı var” dedi.

Büşra ÇETİNKAYA/EGEDESONSÖZ – Ekonomik kriz nedeniyle tekstil sektöründe yaşanan kan kaybı, işçileri farklı sektörlere yöneliyor. Tekstil yatırımcılarının yatırımlarını Türkiye'den Mısır'a kaydırmasından dolayı kapanan fabrikalarda çalışan işçiler, güvenlik ve motokurye sektörüne geçiş yapıyor.

Tekstil alanında yaşanan olumsuzluklar nedeniyle sendikasız ve kayıt dışı çalışma artış yaşanırken, yurt dışına çalışmaya giden işçiler ise çoğunlukla kalifiye elemanlardan oluşuyor.

İÇVERENLER, ASGARİ ÜCRETİN 4 SENEDE 1 ARTTIĞI ÜLKELERE KAÇIYORLAR
Egedesonsöz'e konuşan Tekstil İşçileri Sendikası (TEKSİF) İzmir Şube Başkanı Faruk Aksoy, tekstil sektörünün Orta Doğu ülkelerine kayması ile ilgili olarak 'Hazır giyimde küresel markalar kar hırsı nedeniyle Orta Doğu ülkelerine kaçıyor. Bu ülkelerden bazıları Mısır, Bangladeş, Kamboçya gibi ülkeler. Küresel hazır giyimciler tarafından asgari ücretin 4 senede 1 arttığı, ucuz emek sömürüsünün olduğu ülkelere bir kaçış var' şeklinde konuştu.

EN UFAK BİR KRİZ OLDUĞUNDA İLK ÖNCE TEKSTİL SEKTÖRÜ ETKİLENİYOR
Aksoy, sektörde yaşanan sorunlar nedeniyle farklı sektörlere geçişlerin olduğunu belirterek 'Ülkemizde de tekstil sektöründeki kaçış nedeniyle olumsuzluklar yaşıyoruz. Sendikasız iş yerleri artıyor, kayıt dışı çalışma artıyor, merdiven altı dediğimiz parça başı çalışmalar artıyor. Tekstil sektöründe ana elemanların, kalifiye ve vasıflı elemanlardan vazgeçilmesinden dolayı tekstil işçileri farklı sektörlere kayıyorlar. Daha çok güvenlik sektörüne ve motokuryeliğe geçişler oluyor. Ülkemizde en ufak bir kriz olduğunda ilk önce tekstil sektörü etkileniyor' dedi.

İŞYERİ CUMA GÜNÜ AÇIK, PAZARTESİ KAPI DUVAR
Aksoy, sendikasız ve kayıt dışı işçilerin çalıştırıldığı iş yerlerinde yaşananları şu sözlerle anlattı:

'Sendikasız işçilerin olduğu, kayıt dışı fabrikalar kapandığı zaman işçiler kıdem tazminatını da alamıyor. Sadece uygulanan politikalar değil, işverenler de bir anda Cuma günü işi biten işçiden sonra bütün makineleri boşaltıp kaçtığını görüyoruz. İşçi, pazartesi iş yerine gittiğinde kapı duvarla karşılaşıyor. İçeride bir yetkili, makine yok. Maaşlarını, tazminatlarını ödemeyip kaçan birçok işveren var. Sendikalı yerlerde çok olmuyor. Bu durumları hissettiğimizde hemen mücadeleye başlıyoruz. İş yerine kendini kapatan işçilerle mücadeleyi yürütüyoruz. Bu olaylar, sendikasız 50-100 kişinin çalıştığı iş yerlerinde oluyor.

12-14 SAAT ÇALIŞTIRACAK KÖLE ARIYORLAR
10 senelik teşvikle birlikte Şanlıurfa, Diyarbakır, Ağrı, Batman gibi iller tekstil bölgesi ilan edilmiş. Hazır giyim sektörü çoğunlukla o bölgelere gidiyor ama ünlü firmalar da oralara üretim vermiyor, Orta Doğu ülkelerine kaçıyor. Şu an işverenlerimiz Mısır'a daha çok gidiyor. Bangladeş'te asgari ücret 4 senede 1 artıyor. 100 dolar gibi bir maliyetleri var. Bir savaş olduğu durumda koşa koşa ülkemize geri dönüyorlar. Burada da işçi bulamıyoruz diyorlar. Halbuki burada 12-14 saat çalıştırmak için işçi arıyorlar. Köle arıyorlar.'

1 YILDA 400 BİN KİŞİ İŞSİZ KALDI
Tekstil fabrikalarının teker teker kapandığını söyleyen Aksoy, 'Sektörde kaç fabrika kapandığını bilmiyorum ama isim olarak duyduklarımız var. Tekstil sektöründe geçen sene Temmuz'dan beri kayıt içinde 250 bine yakın bir işçi çıkışı olduğunu biliyorum. Kayıt dışı ile beraber 400 bine yakın bir işçi kaybı var' dedi.

ARTIK USTA YETİŞMİYOR
Aksoy, zanaat isteyen sektörlerde işçi bulmanın zorlaştığını ifade ederek kalifiye eleman yetişmediğini dile getirdi. Aksoy, 'Şu an birçok sektörde kalifiye eleman bulmak zorlaşıyor. Tekstil, hazır giyimde, deri ve tabaka sektöründe de, yatak – mobilya, ayakkabı gibi zanaat isteyen sektörlerde işçi bulmak zorlaşıyor çünkü artık usta yetişmiyor. Kalifiye eleman yetişme süresi en az 2-3 yıl sürüyor. 5 ayda öğrenilecek işler değil. Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Sırbistan gibi ülkelere yatak-mobilya sektöründe bir kayma olabiliyor. Oraya da çok iyi işçiler seçiliyor. Modelistler, Ar-Ge çalışanları, stilistler daha çok oraya yöneliyor' şeklinde konuştu.

VERGİLERLE İŞÇİLERİN KANINI EMİYORLAR
Son olarak vergide adaletsizliğe dikkat çeken Aksoy, çalışanların üç yönden kayıp yaşadığını belirterek şunları söyledi:

'Vergide adalet istiyoruz. Çünkü çalışanların üzerinde aşırı derecede bir vergi yükü var. Hem dolaylı vergi, işçinin çalıştığı yerde ücret matrahının düşük olması sebebiyle ödediği vergi, bir de enflasyonun yüksek olmasından dolayı alım gücünün düşmesi var. Artık işçilerin kanını emiyorlar. Yüzde 18-20 bazında alsak, örneğin 100 liranın 80 liraya düştüğü, 80 liranın da 3-5 ay sonra yüzde 15 olduğu vergi dilimi, hükümetin vergi matrahını arttırmasından sonra yüzde 20'ye çıkıyor. Yüzde 20'lik bir kesim var. Otomatik olarak bir de dolaylı vergi dediğimiz KDV, 8'den 10'a çıktı. Sağlık, eğitim hizmetlerinde çalışanlarımızın önüne çıkıyor. Üç yönden kayıp var: Enflasyonist artış, vergi matrahlarının yüksekliği, dolaylı vergi. Dolaylı vergi tüketiciyi de etkiliyor'