Eğer PİYASA EKONOMİSİ uygulanan ve sistem gereği ülkedeki ekonomik faaliyetlerin %75’’ine direkt olarak müdahale etme yetkisini elinde bulunduran bir Avrupa ülkesinin Başbakanı, bakanına ’“ET FİYATLARINI DERHAL DÜŞÜRÜN’” diye talimat verse ve bu emrini de kamuoyuna duyursa, tepkin ne olur diye yurtdışında yaşayan bir ekonomist arkadaşıma sordum?’¶
Soruyu tekrar ettirdi ve ’“Sen delirdin mi?Hem piyasa ekonomisi uygulayacaksın, hem talimatla fiyatları düşürün diyeceksin, aklı başında hiçbir Başbakan böyle saçmalayamaz’” dedi. Yutkundum kaldım. ’“Bu söylem Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’’na aittir’” diyemedim, utandım!!!
Başbakan’’ın talimatıyla et fiyatları sadece 1 (BİR) TL ucuzladı. Biz de Başbakanımızın emrinin değerini öğrenmiş olduk!
Bir dostum gönderdiği yazıda şöyle bir kıyaslama yapıp sorusunu sormuş;
A.D: Benim emekli maaşım geçen sene 630 TL idi, bu sene 680 TL. 2009’’da KIYMA 17.5 TL, 2010’’da 30 TL. 2009’’da 630/17.5=36 kiloymuşum, 2010’’da 680/30=22.6 kiloya düşmüşüm.
A.D’’nin sorusu: Şimdi de Başbakan’’a soralım SENİN KİLON KAÇ PARA?
AKP iktidara geldikten sonra, tarım politikaları hiç desteklenmedi. Yapısal tedbirler yerine, günlük desteklemelerle zaman geçirildi. Tayyip Bey, bu yanlışlığı ifade eden zamanın Tarım Bakanını, adam televizyonda canlı yayında iken görevden aldı. Yerine ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’’nde Veteriner olarak çalışan şimdiki bakanı atadı.
Bugün tarımla uğraşan kesimde kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Bu konuda uzman olmaya da gerek yok. En yakınınızdaki bir köyü ziyaret edin acı gerçeği kendiniz görün. Türkiye’’de dağınık yerleşim sistemi ve yaklaşık 40 bin köy, 80 bin mezra var. Bu yerlerde ekonomik hayat durma noktasına gelirse, sayıları 938 olan ilçelerin çoğunda da ekonomik sıkıntı baş gösterir. Bugün durum aynen böyledir. İddia ile söylüyorum ki, nüfusu 10 bin’’in altında olan (sayısı yaklaşık 500) hangi ilçeye giderseniz, oranın ekonomisini elinde tutan Küçük Sanayi Sitelerinde esnaf boş oturmaktadır. Bu çarkı döndürecek olan ise tarımın ve köylünün desteklenmesidir. Böylelikle hem insanlarımız doğdukları yerde mutlu olacaklar, hem de göç denen toplumsal yara için bedel ödememiş olacağız.
Hatırlayacaksınız, geçenlerde süt üreticileri, seslerini duyurabilmek için ürettikleri sütlerini ya yerlere döktüler, ya da bedava dağıttılar. Dünyanın en zor işlerindendir süt inekçiliği. 24 saat ilgilenmek zorundasınızdır. Saatinde yemi verilecek, temizliği yapılacak, sütü sağılacak ve temiz olarak satışa hazır hale getirilecek. Ne tatili vardır, ne de bayramı. Bir de sattığınız sütün tutarı, hayvana verdiğiniz yemin parasını zar zor karşılıyorsa, battığınızın resmidir. Besi hayvancılığı da öyle. Tarımın diğer dalları da öyle.
Aklı başında hükümetlerin yapması gereken; öncelikle tarımda, ama tarımın her kolunda ’“üretim planlaması’” yapmak, son teknolojinin ve makinelerin tarımda kullanılması için destek vermek, bu ülke insanını besleyen Türk Çiftçisini ucuz ve geri dönebilir kredilerle teşvik etmektir.
İş bilmeyenlerin yapacağı şey ise, derhal ’“ET İTHALİNE’“ izin vermektir. Yabancı ve dondurulmuş ucuz et ülkeye girdiğinde ezilen yine gariban köylü olacaktır. Etin bu kadar pahalanmasında etkili olan aracılara yine bir şey olmayacaktır.
Bu yıl Türkiye’’de 300 bin HAMİLE HAYVAN kesildi. Neden biliyor musunuz?Evine icra gelen köylü borcunu ödeyebilmek için, namus uğruna en önemli gelir kaynağını kasaba satıp borcunu ödedi. Bu cinayeti görmeden o koltukta oturan adam, Kırmızı Plakalı Bakan olsa ne olur, olmasa ne olur?Ben bunlara ’“TRİŞKA’’DAN BAKAN’” diyorum.
Et ithaline izin verilmesinin altında büyük çıkar kavgaları var. Yakında onları da yazarız. Fakat bugün acilen verilen et ithalindeki en önemli sebep şudur;
Et-Balık Kurumu ve AKP’’ye yakın bazı büyük et üreticileri özellikle askeri ihalelerde büyük oranda fiyat kırarak, ihaleleri kazandılar. Eğer bunlar ucuz, donmuş et getirip askere vermezlerse batacaklardı.
Onlar batacağına, gariban köylü batsın. Nasılsa onun sesi çıkmaz, çıksa da duyan olmaz. Aracılara ve vurgunculara gücü yetmeyen Trişka’’dan Bakan ve sözü ancak 1 TL’’ye geçen Kabadayı Başbakan, et ithalatçılarıyla birlikte kahvelerini höpürdete, höpürdete afiyetle içsinler.