Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
29 Nisan 2024 Pazartesi

Aydın kimliği netamelidir. Özellikle, aydınlanma, ilericilik, modernlik, demokratlık gibi sanayi devrimiyle Batı’da zuhur eden modernitenin alamet-i farikası kavram ve olguların yarattığı aydın zümre, egemen sınıfın cüzü olduğu için netamelidir.

Ülkemizde, bu zümrenin kahir çoğunluğu solcu olmakla ün yapmıştır.Gelin görün ki fakirleri günahı kadar sevmeyen bu tuzu kuru orta sınıf solcuların varlıklarının karinesi, görüntü ve gürültüdür. Salonlarda sol muhabbet ve rakı masaları başlıca eylemleridir. Sistemin bekasının “sol güvencesi” olmakla yükümlüdürler.

Nihayetinde, ideolojilerin ürettiği yanılsamayla müsemma sağ da sol da sistemden besleniyor. Bu yüzden olmalı, sağın ve solun kurtarıcı efendileri insanlığı kurtardıkça yoksulluk büyüyor. Dünya nüfusunun dörtte üçü yoksul, aç insan sayısı bir milyara yaklaşıyor, her gün 20 bin dolayında insan açlıktan ölüyor.

Modernliğin ve çağdaşlığın 200 yıllık öyküsünün özeti…Ya da uygarlığın 10 bin yıllık öyküsünün trajik sonu.

Yürüyen gerçek; Kapitalist sistemdengeden çıktıktan sonra iflah olmadı, piyasaya büyük bir serbestiyle gömülüyor. Umudunu yapay zekaya bağladı.

İslamcılar liberal dönemi sevmişti. Ne var ki artık kendi çocuklarını bile ikna edemiyorlar. Deizm, o cenahta, gençler arasında çok revaçta.

Liberaller, kamucu önlemlerin öne çıktığı koşullarda, kendilerine yeni dünya düzeninde yer arıyorlar.

Hal böyle iken, kendilerini yere göğe sığdıramayan aydınlar, ilericiler, solcular, Batı’nın kuyruğunda edindikleri ezberlerin bozulduğunu ısrarla görmek istemiyorlar. İstemiyorlar, çünkü yerine koyacak bir şeyleri yok.

İnsanlık kısa ve orta vadede çıkışsızlıkla malul. Bu yüzden,siyasetçiler umut ticareti yaparaktoplumları zapturapt altında tutuyorlar. İnanç gruplarını ve etnisite gruplarını kullanarak siyaset yapmanın kolaylığı onları çekiyor.

Her kişi, yeryüzü nimetlerinden payına düşene sahip olmak ister. Barınma ve beslenme, insanın doğal hakkıdır. Ancak bu hak bile muktedirlerin çıkarlarına uygun olarak siyaset marifetiyle gasp ediliyor.

Bütün köşeleri tutan, paraya bulduğu yerde çöken vasatların yönettiği dünyamızdaen olmayacak şey, insanın değeriyle mütecanis hayat yaşamasıdır.

Akıl ve vicdan yoksunluğu, adil dünya düzeni kurulmasına engel. Yeryüzü yalan üzerinde duruyor. Yalanla hemhal ilerleme ve aydınlanma, düşünceyi kuşatıyor. Ve insan bu hengamede, varlık ile hiçlik arasında kendini arıyor.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Böyle mi olacaktı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Ben böyle inanıyorum!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva