Gönül Soyoğul
Yorgo ’“Gel’” diyorsun da, nasıl geleyim?
16 Haziran 2010 Çarşamba

’“Gelmiyor/gelemiyor’” diye diye getirince yazı’… Üstelik daha şimdiden 38 derecelerle yanmaya başlayınca, her Türk evladı gibi, içimize bir ’‘tatil kurdu’’ düştü elbet.
Düştü düşmesine de can, bu kez ne yazlığın kapısını açmak (çünkü kapının içinde iş var), ne de ehven fiyatlı bir motele gidip kumsalda malaklar gibi yatmak istiyor’…
Can, bu kez ’‘seyahat’’ istiyor.
Görülmemiş yerleri dolaşıp bir çocuk gibi ’‘mu ni’’leri ardı ardına dizmek istiyor.
Yeni yüzler görmek, yeni lezzetler tatmak istiyor.
Anladınız siz; bu can, bu yaz ’‘keşif’’ istiyor. Görülmemiş yerlere aşeriyor’…
Hazır gitmişken, biraz da ’‘denizaşırı olsun’’ falan diyor.
*
Hem çok uzak değil, hem şimdiye kadar gidilmedik, hem fiyatı cep yakmayacak, hem de yurt dışı olacak neresi var?
KKTC değil. Çünkü orayı iki kez keşfetmişliğimiz var.
O zaman?
Bildiniz, Yunan adaları.
Hani şu Çeşme’’den feribota atlayıp ver elini diyebileceğiniz Komşu sahil.
Üstelik fiyatlar süppperrrr cazip.
Üstelik ver kartı, böl dörde/beşe. Tatil bitsin, sen hala tatili öde!
3 gün bile olsa, kendini boğuluyor gibi hisseden ruhuma iyi gelecekse (ki geleceğini hissediyorum) varsın olsun.
Ver anasını satayım, ölümümüz kredi kartından olsun!
*
Ruh durumumdan Cemal Bey’’i (kendileri eşim olur) haberdar edip ’“Çok uzun zamandır maaile bir yerlere tatili gitmiyoruz. Kıralım şeytanın bacağını, sen/ben/Oya/Cem, şöyle Yunan adalarına doğru uzanalım’” dedim.
Bir hesap/kitap adamı olarak hiç ses çıkarmadı. Ne olmaz dedi, ne de olur’…
Hayra yormamıştım sessizliğini ama içimdeki Polyanna, tüm aksi sesleri susturup ’‘Dur bi bekle, adam belli ki maliyeti/olasılıkları hesaplıyor, yarın cevap verir sana’’ diyordu.
Nitekim verdi de’… Ama internetten.
Mailime Onur İnal isimli bir seyahatseverin mailini yollayarak.
Aile gibi olduğumuz için sizlerle de, paylaşmakta hiçbir mahsur görmedim.
Buyurun okuyun’…
*
Turizmde yaz sezonu açıldı.
Turizmciler gazetelere boy boy ilanlar verip ’‘Yunan adalarına uygun fiyatlı turları’’ teşvik ediyor, gazeteler de çeşitli haberlerle bu yazın modasının, ’‘vizesiz Yunanistan’’ olacağını müjdeliyor.
Siz siz olun bu haberlere kanmayın.
’“Üç-beş avroya gidip-geleceğiz komşuya’” diye yanılgıya düşmeyin.
Neden mi? Çünkü madalyonun diğer yüzü var çoğu kimsenin göremediği:
Biyometrik Türk pasaportu için alınan astronomik ücret.
 
Vatandaşına Müşteri Gözüyle Bakan Devlet
 
1 Haziran itibarıyla ’“çiplendik’” biz de.
Artık bizim de diğer 190 küsur ülke gibi ’‘biyometrik/çipli’’ pasaportumuz var.
Olması da gerekiyordu ve  iyi de oldu.
Ama gelin görün ki bizim çipli pasaportlar, dünyanın en pahalı pasaportları...
Dünyada biyometrik pasaport ücretleri 45-50 dolar civarında. Dünya Bankası’’ndan David McKenzie’’nin araştırmasına göre, pasaport ücreti 100 doların üzerinde sadece 9 ülke var. 
Bu 9 ülke vatandaşları arasında Türk vatandaşları 5 yıllık pasaport alabilmek için 333 dolar ödemek zorunda.
2007 yılındaki bu araştırmadan bu yana pasaport fiyatları daha da artarak 500 doların üzerine çıktı.
Türkiye, en yakın rakibi Lübnan’’a pasaport fiyatlarında 300 dolar fark attı!
Biz pasaporta 500 dolar öderken; bakın, diğer devletlerin vatandaşları ne kadar ödüyor:
ABD vatandaşları 97 dolar,
İsviçreliler 87 dolar,
Yunanlar 84 avro,
Almanlar 59 avro,
İtalyanlar 45 avro,
Bulgarlar ise 20 avro ödüyor.
Ermenistan’’da ise ücretsiz.
Üstelik bu fiyatların çoğu, 10 yıllık pasaport cüzdanı için!
 
Yorgo ’“Gel’” Diyorsun da, Nasıl Geleyim?
 
Yunan adalarındaki valiler, belediyeciler, iş adamları, turizmciler el ele vermişler, ’“Türkler vizesiz gelsin’” diyorlar.
Başbakan Yorgo Papandreu da onların sesini duymuş ve 1 ay evvel Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’’a ’“iki güne kadar vizesiz Yunan adaları’” müjdesini vermiş.
Yorgo ’“gel’” diyor ama bilmiyor ki, Türk pasaportu ’‘altın’’ değerinde.
Muhtemelen de Türk vatandaşının ödediği yurtdışı çıkış harcının 15 TL, seyahat sigortasının 50 TL olduğundan, dahası Türklerin Yunan adalarına vizesiz gidebilmesi için pasaportundan en az bir Schengen, Birleşik Krallık veya Amerika Birleşik Devletleri vizesi olması gerektiğinden de bihaber.
Yorgo sanıyor ki, Türk vatandaşı da kendi vatandaşının Midilli’’den Ayvalık pazarına gitmesi gibi gidip-gelecek.
 
Vatandaş Seyahat Özgürlüğünü Geri İstiyor
 
Türkiye’’de pasaport sayısının 6 milyon civarında olduğu söyleniyor. Yani yurtdışında yaşayan vatandaşları dahi katsak, nüfusun sadece yüzde 9’’unun yurtdışına adım atmışlığı var.
Bu durum sadece, ’‘gelir düzeyimizin düşük olması’’yla açıklanamaz.
Fahiş pasaport fiyatları, vatandaşın elini kolunu bağlıyor.
Vatandaşına müşteri gibi davranan devlet, adeta bireylerin seyahat özgürlüğünü elinden alıyor.
Neyse ki çipli pasaport ücretlerinin bu denli yüksek oluşuna vatandaş sessiz kalmadı.
Siyasal iletişim uzmanı Suat Özçelebi’’nin önayak olmasıyla önce seyahatozgurlugu.com adlı bir blog kurdular, sonra da facebook, twitter gibi internet platformlarında örgütlendiler. Bireylere Sırtçantalılar Grubu, Gezginler Kulübü Derneği gibi topluluklar da katıldı. Sayıları kısa sürede 8,500’’ü aştı.
Kuru kalabalıktan ziyade, bilinçli bir kampanya yürütülüyor.
Neler yapılacağını, taleplerinin ne olacağını tartışıyorlar.
Dışişleri, İçişleri, Maliye bakanlıklarına dilekçeler yazıp, fakslar çekip, telefonlar açıp ’‘pasaport fiyatlarının makul bir seviyeye çekilmesi’’ için mücadele veriyorlar.
Kelimenin tam anlamıyla yetkilileri ’“bu pasaport fiyatları var olduğu sürece koltuklarında rahat oturtmamaya’” kararlılar.
Siz de devletin vatandaşa müşteri gözüyle bakmasına tahammül edemiyorsanız, ’“Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz’” kampanyasına destek verin!
*
Sizlerin de tahmin ettiğiniz üzre’… Cemal Bey’’in gönderdiği bu cevapla, eldeki bütçeyle seyahat masrafları hariç daha kafadan 2 milyar lira tutan çipli pasaport ve 500 lira civarındaki seyahat sigortası ve çıkış harcı parasını denkleştiremeyeceğimiz gayet net anlaşıldığı için’…
 ’“Yunan adaları turu’”na değil, ’“seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz’” kampanyasına katılmış bulunuyoruz’…
Vatana/millete/ailemize hayırlar olsun.
Bu kampanya ’“tatil’” diye tutturmuş bünyemize ne kadar iyi gelecek, göreceğiz bakalım!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Pişmanlıklar
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Gürgen Kral
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Atatürk bizden biridir!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (6) “Hamam mı? yoksa Spa mı?”
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Rüşvet ile jest arasında!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Stoilov’a nazar değdi!
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir portre: Sadullah Usumi
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva