Her Anadolu annesinin aklı...

Ya peygamber ocağına yolcu ettiği yakışıklı paşasında kalır...

Ya da yüksek eğitimi için gurbete yolladığı prensesinde...

Haklıdır anneler...

Dünyanın “1000 hali” var...

Hala saçını eliyle ördüğü gözünün bebeği…

Ah, bir eli-yüzü düzgün “kız yurdu”na yerleşebilse...

Kolay mı?

Gurbet kaldırımı çiğnemek!

***

İzmir’in Balçova İlçesi...

Sembol kent...

100 küsur yıldan beri önce köy...

Sonra Narlıdere’ye merkez şube...

Ardından 31 yıl önce aslan gibi bir belediye oldu...

Bir unvanı var:

“Emekli Cenneti”...

Eh; yalan da değil hani...

Üstelik, “Güzel İzmir”in en anlamlı köşesi...

Teleferiği yeter; o ilçenin...

Mevcut Başkan, bir hanımefendi...

Geçmişten bugüne…

Topu topu dört belediye başkanını zincirinin şimdilik son halkası...

İlçesinin sınırları içinde iki üniversite var...

Biri, Dokuz Eylül’nün Sağlık Kampüsü...

Diğeri...

İzmir Ticaret Odası’nın Ekonomi Üniversitesi...

Yani...

En az 15 bin öğrencinin...

Tartışmasız ana kucağınden uzak...

Yeni “yaşam” merkezi…

En az dört yıl…

O, 15 bin öğrencinin neredeyse yarısı…

Türkiye’nin dört bir yanından gelip Balçova’da buluşuyor…

İzmir için kıvanç verici…

Ama…

Madalyonun bi’de öbür yüzüne bakmak gerek…

***

Madalyonun arkası şunu gösteriyor…

Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde…

An itibarıyla…

Yaklaşık 170 bin üniversite öğrencisi eğitim görüyor…

İzmir’de Kredi Yurtlar Müdürlüğü’nün kapasitesi 16 bin civarında…

Özel yurtlara yerleşen gençlerin sayısı ise 20 bin kadar…

Özetle…

İzmir’de yüksek eğitim gören her 10 öğrenciden…

Sadece dördünün yurt imkanı var…

***

İzmir’de sadece bir “ilçe” bu sıkıntı ile…

Büyük savaş veriyor…

***

Aslında Balçova Belediyesi…

Yıllar önce…

Bu büyük sorun için ilk dev atımı atan kuruluş oldu…

Türkiye’de parmakla gösterilecek güzellikte…

Bir projenin üstesinden geldi…

Neredeyse…

500’e yakın kız öğrenciyi barındırma kapasitesine sahip…

Efsane bir “Kız Yurdu” inşa ettirdi…

“Nasıl oldu, bu iş?” derseniz…

Anlatayım…

Çünkü…

Yakından takip ettim…

Yıllar önce…

Dönemin Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya…

Anadolu’dan gelen genç kızların…

Tarikatların insafına(!) bırakılmaması gerektiğini…

Belediye meclis toplantılarında defalarca anlatmıştı…

Sonunda…

“Biz yaparız; biz Balçova’yız…” dedi…

Minicik Balçova’nın…

Saray gibi bir “Kız Yurdu Projesi”ne en çok sevinen…

Rahmetli Deniz Baykal olmuştu…

O günden sonra…

Balçova “kapıyı açan kent” şöhretini yakaladı…

Ardından…

CHP’nin imkanı olan tüm belediye başkanlarına…

“Gücü olan Kız Öğrenci Yurdu yapsın…” talimatı gönderildi…

Ne var ki…

500’e yakın Anadolu kızına ev sahipliği yapan…

Kız yurdunun açılışını yapmak…

Kemal Kılıçdaroğlu’na nasip olmuştu…

***

Gelelim bugüne…

Balçova’ya yeni bir kız yurdu yaratma görevi…

Dört buçuk yıldır ilçenin Reisi Fatma Çalkaya’da…

Kolları sıvadı bile…

“Anne Başkan”…

Balçova’nın göbeğine 155 öğrenci kapasiteli…

Yeni bir kız yurdu için kolları sıvadı bile…

Görkemli bir yurt olacak…

Korutürk Mahallesi’nde…

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne çok yakın…

Neredeyse 200 metre…

Yedi ay sonra hizmete girmesi bekleniyor…

***

Aslında bu gönülleri okşayan iki şahane proje için…

Balçova Belediye Başkanı…

Aslan gibi iki evlat annesi Fatma Çalkaya’nın…

Kalpten gelen sözlerine yer verelim:

“Tabii ki, yurt yapmakla kalmıyoruz… Geçen yıl 400 öğrencinin öğlen yemek bedellerini karşıladık… Sonra gördük ki, yurtlardan, üniversitelere gelip gitmek büyük problem… Ulaşıma de destek veriyoruz... Üniversiteyi kazanan öğrenciler için (ilk harçlığınız bizden) kampanyası başlattık... Balçova Belediyesi’nin desteği sadece üniversiteyi kazanan öğrencilerle sınırlı kalmıyor… İlkokula başlayan öğrenciler için kırtasiyesinden ayakkabısına, okul kıyafetlerine kadar destek veriyoruz... Sadece geçen yıl 2 bin öğrencinin mutlu olmasını sağladık…”

***

Bitiriyoruz…

Balçova’nın “Yurtsever” Başkan Annesi Fatma Çalkaya…

Halkın dilindeki ifade şekliyle…

Kız Öğrenci Yurdu yaratmanın dayanılmaz huzurunu yaşıyor…

“Bu ikinci Kız Yurdumuz; kıvancımız sonsuz…” derken…

Ürküten bir gerçeği gözler önüne seriyor şu sözleriyle:

“Şu anda sadece parası olanın iyi eğitim alacağı bir düzen var… Bu gidişle ülkemizin eğitim seviyesi her geçen gün düşmeye devam edecek…”

Ya, o yurt ücretlerini, yemek paralarını bi’araya getiremeyen…

Ana-babalar n’apsın?

Hem hasretlik bitmiyor…

Hem de…

“Acaba yavrum, ne yiyor ne içiyor?” diye uykular kaçıyor…

Sözün özü, şu…

Üstelik ders gibi…

Türkiye'de 2023 yılı itibarıyla 206 üniversite var…

Bunlardan 129'u devlet, 77'si vakıf üniversitesi…

Yaklaşık öğrenci sayısı, “7 milyon”…

Devlet’in (KYK) yurtlarındaki yatak sayısı ise…

Dikkat!

Sadece “1 milyon 380 bin…”

Kime yeter?

Özel öğrenci yurtlarının istediği ücretlere…

Hangi aile bütçesi…

Zorlanmadan “okey” çekebilir?

Bence…

İzmir’in Balçova Belediyesi…

Bu “ana yüreği sıcaklığı”nı…

Cumhuriyet’in 100’üncü yaşına veda ederken bile…

Yaşatmaya devam ettiği için…

Koca 

Türkiye’ye örnek olsun…

O yurtlarda ana sıcaklığını yaşayan her kızımıza…

Niyazımız şudur:

“Bugünlerinizi hiç unutmayın…”

Nokta…

Hamiş 1: Dünyanın en ücra köşesinde bile annelik içgüdüsü “altın anahtar” yerine geçer… Burnu akan bir sokak çocuğunun mendille burnunu silmek de böyledir… Kapı komşunuz üniversite öğrencilere o gün yaptığınız yemekten bir kap vermek de aslında aynı kapıya çıkar… Şefkatle baktığınız ya da yardım elini uzattığınız her insan yavrusunu doğurmuş olup olmadığınızın hiç önemi yoktur… O zaten sizi ömrü boyunca unutmayacaktır…

Sonsöz: “Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez… / Hz. Mevlana…”