Türk Milleti…

Asırlardır şuna alıştırılmıştır:   

“Lokanta, restoran filan hariç; bi’şiler yerken, yanımızda, yakınımızda birilerin olmamasına özen gösteririz…”

Neden?

Belki o hemşehrimiz açtır…

Belki sizin yediklerinize yetecek parası yoktur!

Bunun adı…

Eski dilede,

“Adab-ı muaşeret” olarak bilinir…

Genel karşılığı; “görgü kuralları”dır…

***

TV’deki haberler kuşağında…

Ekrana gelen görüntü şu:

Erciyes Yüksek İrtifa Kamp Merkezi için tanıtım töreni yapılıyor...

Kayseri Belediye Başkanının kurduğu dev mangalın başında…

Vali yerini almış…

AK Parti milletvekilleri elinde maşa…

Hepsi takım elbiseler içinde…

Ve dahi o müthiş sarımsak kokularının arasında…

Sözüm ona…

“Sucuk Partisi” yapıyorlar…

Güzel; yesin vatandaş!

İyi de…

Neden “sucuk pişirir gibi” poz veriyorlar?

Politikanın gereği bu mu?

***

Politikacı olmak kolay değil; vallahi…

Sor bak!

Mangalın başındaki vekiller, eski bakan, valiye…

Neden onca insan “mangalda sucuk tatsın” diye…

Yoğun çaba gösteriyor!

(Tatsın, diyorum özellikle; çünkü kaç kişi artık sucuk alabiliyor? Kilosu 800 ile 1.200 TL. arasında…)

Allahaşkına…

Belediyeler bile…

Vatandaşa yiyecek torbası verirken…

Güneş battıktan sonra tıklatıyor yoksul ailenin kapısını!

Ve…

Sadece bir el uzanıyor ve gıda paketi teslim ediliyor…

Ne veren elini sahibini görüyor...

Ne de paketi getiren evden birini görüyor...

Kimse kimseyi görmüyor...

Sadece bir fısıltı...

Evin içinden kapıdaki kalplere taşınıyor:

“Allah razı olsun hepinizden!”

Piknik havasındaki “ocakbaşı” en çok kimlere yakışıyor?

Tartışmasız...

Türkiye’nin her kentindeki Karadenizliler’e...

Kentin güzel bir yerinde mangalları yakıyorlar…

Kim geliyorsa…

Buyur ediliyor...

“Hamsi-Ekmek Partisi” gibi bir güzellik çıkıyor ortaya…

Hiç oralarda…

Takım elbiseli belediye başkanı filan gördünüz mü?

Göremezsiniz…

Çünkü dernek bu işi vatandaş için kalpten üstlenmiş…

Fevkaladenin fevkinde yürütüyorlar…

***

Şov’dan öteye geçmeyen…

Böylesi bir “mangal partisi” için…

Tabii ki; şunu söyleyebilirsiniz:

“Zaten vatandaş kolay kolay yarım kangal bile sucuk alamıyor!”

Haklısınız…

Ama şova gerek var mı?

Siyasetçiler…

Vatandaşın arasında dolaşabilir; dert dinleyebilir…

Hatta birlikte…

Fotoğraf bile çektirebilir…

Ne var ki…

Bakan eliyle… Milletvekili eliyle…

Veya…

Belediye Başkanının pişirdiği sucuklarda...

Bizim bilmediğimiz farklı bir lezzeti mi var?

***

Bitiriyoruz…

Allah aşkına…

Bırakalım bu işleri…

Kendimizden kopmayalım(!)

Özbenliğimiz ne emrediyorsa onu yapalım…

Bi’kez daha hatırlatmakta yarar var…

“Vatandaşa sucuk ikramına…”

Kimse kem gözle bakmıyor…

Bırakın işin ehli insanlar sucuğu pişirsin…

Ücretsiz dağıtsın…

Sıraya girenlerin midesi bayram etsin…

Ne var ki, o işi sevabına…

Sucukların sahibi yapmış olsun…

Siz kenara çekilin…

Üstlerinde takım elbiseleri ile…

Politikacıların ne işi var sucuk mangalının başında…

Eve gideceksiniz…

Eşiniz ve çocuklarınız…

“Amaaan baba çok kötü sarımsak kokuyorsun…”

Demesinler…

Bu işin şakası...

Acı yanı da şu!

Şu güzel vatanda kim bilir kaç çocuk karnı aç yatağa giriyor; bilen var mı acaba?

Nokta…

Hamiş: Bir iddiaya göre, sözde Kayseri Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, o sucuk partisi için “Belediye’nin kasasından beş kuruş çıkmadı!” demiş… Bitmedi; bi’de şunu deyivermiş: “Kayseri denilince akla ne gelir? Sucuk, pastırma ve mantı gelir. Yani leblebi ikram edecek halimiz yok!"

Sonsöz: “Parasıyla gösteriş yapanları yakından tanıyın… / Anonim…”