İlkgençliğimin İzmir'inde Konak'tan Güzelyalı'ya, sonradan körfez doldurularak yapılan yol yoktu. Özellikle o zamanki adıyla 2. Karantina'dan (sonradan Küçükyalı oldu) Kokaryalı, yani Güzelyalı'ya deniz kıyısı yalılar ile doluydu. Yalıların pek çoğunda ise Yahudiler oturmaktaydı.
Bunlar varlıklı sayılırdı. Öyle ya yalıda ikamet ediyorlardı.
Yoksul Yahudilerin, Romanların ve İzmir garip gureba takımının mekanı ise 'aile evleri' idi.
Bunlar da genellikle üçüncü sınıfını okuduğum Karataş Ortaokulu, şimdinin lisesinin Konak tarafına düşen, İzmir Kız Lisesi'nin karşısındaki deniz kıyısında yer alan evlerdi.
Ev demek de doğru değil, denize inen sokakların iki yakasına konuşlandırılmış odalardı.
Her aile bir odada kalır, yemeklerini ve başka ihtiyaçlarını ortaklaşa bir mekanda giderirlerdi.
Bu evlerin en ünlüsü sanırım Rıza Bey Aile Evi idi, ki bu adla Tarık Dursun K. romanını da yazmıştır.
Otuz Avrupa ülkesinde geleneksel olarak her yıl farklı bir tema ile düzenlenen 'Yahudi Kültürü Avrupa Günü' etkinliklerini görünce aklımın mahzenine ilgençliğimin İzmir'i düştü.
7 ekim pazar günü İstanbul'un Galata semtinde eşzamanlı olarak yapılan sergi, panel, konser gibi etkinlikler aracılığıyla Yahudi Mizahı'nın yanı sıra Yahudi yemekleri, müzikleri, dansları ve kültürü de tanıtıldı.
İlki 1999 yılında yapılan Yahudi Kültürü Avrupa Günü etkinlikleri Yahudilerin kültürel ve tarihi mirasını tanıtma amacıyla düzenleniyor.
Bu yıl da Türkiye dahil olmak üzere Avrupa'nın 30 farklı ülkesinde düzenlenen etkinlikler kapsamında konserler, söyleşiler, dans ve tiyatro gösterileri, sergi ve konferanslar yer aldı.
Bu yılın teması Yahudi Mizahı olarak belirlenmişti.
Etkinlikte ayrıca Ayhan Sicimoğlu, Renan Koen Trio, Şef Menahem Eskenazi şefliğindeki Maftirim Korosu ve Buket Bahar & Jerfi Aji gibi grup ve sanatçılar sahne alarak Yahudi müzikalleri, caz ve latino gibi türlerden eserler sundular.
Yahudi mizahını ise Türk mizahının ustaları Erdil Yaşaroğlu, Kandemir Konduk, Metin Serezli ve İrvin Mandel, Nedim Saban'ın moderatörlüğünü üstlendiği 'Yahudi Mizahı Paneli'nde tartıştılar.
Etkinliklerde Yahudi sanatçılardan çeşitli sergiler de yer aldı. Karikatür sanatçıları İrvin Mandel ve İzel Rozental'in sergilerinin yanı sıra, Türk fotoğrafının usta ismi İzzet Keribar'ın fotoğraf çalışmaları izleyicilerle buluştu.
Yahudi Kültürü ve Avrupa Günü'nün Türkiye ayağına bu yıl İzmir de ilk kez katılmış oldu. 1492 yılından itibaren İspanya'dan kitleler halinde Osmanlı topraklarına gelen ve İzmir'e yerleşen Seferad Yahudilerinin kendilerine has düğün gelenekleri, bir fotoğraf sergisi ve belgesel ile birlikte İstanbullulara tanıtıldı.
BÂBIÂLİ'DEN…
Havra sokağı İzmir Kemeraltı'nın kuytusunda kalmış bir sebze ve meyve cenneti idi. Her gün kurulan bu pazarda İzmir ve yöresinin bütün sebze ve meyvelerini tarladan yeni gelmiş gibi taptaze bulmak mümkündü.
Moiz, Havra sokağında liman satıyordu.
Sabah erken kalkar, erkenden halin yolunu tutar, kasalarca limon alırdı.
Akşam karanlığı çökmeden de bütün limonları satar, iki tek atmak için Babıali'nin yolunu tutardı.
Nasıl oluyordu da işin erken bitiriyor, limonları hemen satabiliyordu.
Babıali sakinleri için merak konusuydu bu.
Bir gün sordular.
Moiz, yanıtladı:
'Ben' dedi, limonları aldığım fiyata satıyorum. Sürümden kazanıyorum yani.'
'Olur mu öyle şey' dediler.
Moiz, açıkladı:
'Bal gibi olur. Herkes bir kasa limon satarken, ben aldığım fiyata sattığım için 15-20, hatta 30 kasa satıyorum. Sonra da bu kasaları paraya tahvil ediyorum. Benim kazancım da işte bu, limondan değil, kasalarından yani…'