Havada sevda kokusu varsa…

Siz istemeseniz de…

Aşk; gelir yüreğinizdeki bir odacığa yerleşiverir!

Nasıl olacak; diye sormayın gari…

Kalbiniz yerinden çıkacak gibi çarpmaya başladıysa…

Yemeden, içmeden kesildiyseniz…

Elleriniz terliyorsa…

Olmayacak yerde…

Olmayacak bir zaman diliminde gülmeye başlıyorsanız…

Hepsinden önemlisi…

Baş dönmesi yakanıza yapıştıysa…

Hiç “N’ayır, N’olamaz…” filan demeye kalkmayın…

Yaşınız kaç olursa olsun…

Bal gibi aşıksınız!

***

Zaten…

Aydın’ın dilinden düşmeyen…

Bu “Masal” gibi aşkın kahramanları…

İngiliz gelinimiz Melanie Sarah Durrant ile…

Efeler diyarının yakışıklısı Ergün Baldır’ın başına gelenler…

Tam da böyle işte…

Eşine az rastlanır bir “Sevda Masalı” başlıyor…

Hazır mısınız?

***

Kadere inanacaksınız…

Alnınızdaki yazıdan kurtuluşunuz yok…

Uzun boylu, 47 yaşındaki sarışın güzel Melanie…

İngiltere'de bir yazılım şirketinde yöneticiydi…

Aslında renkli bir hayatı vardı…

17 yaşından beri…

Ailesiyle Fethiye’ye tatile geliyordu…

30 yıl bu…

Yabancı bir ülke de olsa…

O memleketi ve insanlarını sevmek için şahane bir süreydi…

Küçümsenmeyecek bir kariyeri vardı ama…

O güzel genç kadın için…

Fethiye’de tekne turuna yelken açmak…

O’nun için bambaşka bir güzelliğin kapısını aralamak demekti…

Fethiye aşkını…

Adeta nakış gibi işlemişti kalbine…

Tekne turları sayesinde…

Yıllardır mavi koyların adreslerini gözü kapalı biliyordu…

Taa ki…

Bir yıl öncesine kadar…

O gün…

Yine emsalsiz “Mavi Cennet Fethiye”nin koylarında…

Kızgın kumlardan…

Serin sulara kendini bırakmak için sabırsızlanıyordu…

İşte o gün…

“Hayatımın aşkı…” dediği…

Erkekle karşılaştı…

O yakışıklı…

Teknenin kaptanı 44 yaşındaki Ergün Baldır’dan başkası değildi…

İngilizce –Türkçe birbirine karıştı; derken…

Eller kenetlendi…

Gözler birbirine demir attı!

Aşk perisi, şişeden çıkmıştı bi’kere…

***

O kısacık tatilde birbirlerine aşık olduklarını fark ettiler…

Ergün, sevdasını dolu dizgin dile getirdi…

“Bir ömür boyu sürsün” dedi…

Kariyeri umurunda bile değildi Melanie’nin…

Belki de son kez İngiltere’ye uçtu…

Hazırlıklarını yaptı…

Londra’daki iş yerinin olduğu plazaya el salladı…

Yıldırım aşkıyla tutulduğu “Ergün’ün Cenneti”ne…

Aydın’ın…

Adı gibi ilçesi “Efeler”e geldi…

Artık…

Yepyeni bir hayat …

Aşkları ile “dünyayı küçülten” Melania ile Ergün’ü bekliyordu…

***

Baldır çifti…

Büyük aşklarını…

Nikah cüzdanına attıkları imzalarla ölümsüzleştirdiler…

Ve, hemen ne yaptılar biliyor musunuz?

Ellerinde ne varsa harcadılar ve mütevazı bir hayvan çiftliği yarattılar…

Masallardaki gibi…

Güneş doğmadan kalkıyorlar…

Çiftliğin tüm işlerini birlikte yapıyorlar…

Yoruluyorlar ama öyle mutlular ki…

***

Bitiriyoruz…

İngiliz gelinimiz Melanie Sarah Durrant…

Türkçe’yi de…

Sizden, bizden daha güzel konuşuyor…

Eh…

Boşuna dememişler…

“Aşk kanatlandırır…” diye…

Bu yazıya, istiyorum ki İngiliz Gelinimiz noktayı koysun…

Diyor ki, Melanie:

“Gün boyu eşimle beraber olduğum için çok mutluyum; harika  zaman geçiriyoruz… Aklımda hiç hayvancılık yoktu... Elbette günü gelince emekli olacağım ama, biliyor musunuz?  Böyle bir iş yapacağımı hiç hayal etmemiştim… Aşk, buymuş demek ki…”

Nokta…

Hamiş: Bu az rastlanır tatlı aşk hikayesini, YENİ ASIR’ın Aydın Temsilcisi İhsan Karataş’ın haberinden esinlenerek renklendirirken şuna bi’kez daha inandım: “Aşk’ın büyüsü daima mucizeler yaratıyor…”

Sonsöz: “Mutluluğu sende bulan senindir; ötesi ise sadece misafir… / Anonim…”