Fikret İLKİZ
Tutukluluk süresi ve tutuklu
2 Ocak 2011 Pazar

2011 yılına ’“tutukluluk hali’” tartışmalarıyla başladık. Acaba ’“tutuklama’” kararlarının süresini mi tartışıyoruz, yoksa ceza hukukumuzun içinde bulunduğu ’“tutuk’” halini mi?
 
Tartışma konusu olan yeni Ceza Muhakemesi Kanununun 102. maddesine göre, tutuklulukta geçecek süre ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen suçlarda en çok bir yıldır. Zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek altı ay daha uzatılabilir (CMK m. 102/1). Ağır cezalık suçlardaki tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez (CMK m.102/2).
 
Bir görüşe göre ağır ceza mahkemesinin görevine giren davalarda, iki artı üç yıl olmak üzere, tutukluluk süresi beş senedir deniyor. Buna karşılık CMK’’nun 250 inci maddesine göre özel görevli ağır ceza mahkemelerinde görülen davalar bakımından tutuklama süresi iki kat olarak uygulanacaktır. Bu durumda özel ağır ceza mahkemelerinde tutukluluk süresi on yıl olarak hesaplanıyor! 
 
Ağır cezalık suçlarda tutuklulukta geçecek üst süre (2+3 eşittir 5) olarak kabul edilirse, beş yıllık üst süre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesinde gösterilen makul süreyi aşar niteliktedir. Dolayısıyla özel görevli ağır ceza mahkemelerinde tutukluluk süresinin on yıl olabileceği görüşü de doğru değildir ve makul süre olarak kabul edilmemelidir.
 
Bir türlü yürürlüğe konulamayan ama 31.12.2010 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 102 inci maddenin amacı maksada uygun şekilde yorumlanmalıdır. Ağır cezalık işlerde tutukluluk süresinin iki yıl olarak kabul edilmiş olması asıl kuraldır. İstisnası ise, iki yıllık sürenin uzatılması ile birlikte üç yılı geçemeyeceğidir. Yani, 2+3 eşittir beş yıl gibi bir süre kabul edilecek olursa, istisna kuralı geçer. Oysa istisna; asıl kuralı geçemez. Bu nedenle maddeyi, ne kadar kötü yazılmış olsa bile, amacına göre okumalıyız, tutuklulukta geçen toplam süre üç yılı aşamaz. (CMK m. 102/2). Yoksa tutuklulukta geçen süreyi beş yıl olarak kabul edersek, asıl kuralı geçen bir istisna yaratırız ve bu durum temel insan haklarının ihlalidir.
 
Tutukluluk ve tutuklulukta geçen süre toplumda endişe yaratmaktadır. Bu yüzden 2011’’de yeni yargısal sorunlar yaşanacaktır. Yeniden ’“yasa yapmak’” zorunda kalacağımız açıktır.  
 
Tutuklama kararlarının hukuka uygunluğu nasıl sağlanır?
 
Bu sorunun yanıtı; o ülkenin ceza hukukunun ve demokrasisinin ölçütüdür. O ülkede insancıl ceza hukukunun uygulanıp uygulanmadığının test ölçütü, tutuklama tedbirine ne zaman başvurulduğu ve hangi hallerde sürdürüldüğü ve tutuklulukta makul sürenin aşılıp aşılmadığı hakkında sorulan sorulara verilen yanıtlarda gizlidir. 
 
Çünkü kişi özgürlüğü en temel özgürlüktür. 1982 Anayasasının 19.maddesine göre; tutuklanan kişilerin makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakkı vardır.  AİHS’’nin 5 inci maddesinde kişi özgürlüğü temel hak olarak en geniş anlamda korunmalıdır.  Tutuklama, ceza muhakemesi hukukunda ’“koruma tedbiri’” olduğuna göre; tutuklama kararı verilmesi ve uygulanması esas itibariyle hak ve özgürlüklere müdahaledir. Bu müdahalenin ön şartları gerçekleşmeden ’“tutuklamaya’” yani koruma tedbirine başvurulamaz. Bir başka deyişle tutuklamanın ön şartı olan ’“gecikmede tehlike bulunması’”, ’“haklı görünüş’” ve ’“orantılılık’” her tutuklama ve tutukluluk halinin devamı kararında var olmadır. Aksi takdirde, tutuklama kararı ve/veya devamı hukuka aykırıdır. Hak ihlalidir.
 
İç hukukumuzun parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre bir kişinin suç işlediğine dair makul bir kuşku olması, kişinin sadece yakalanması için yeterli olabilir. Ama ’“belli bir süreden’” sonra kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılması için yeterli değildir.
 
AİHM’’si özgürlüğü kısıtlanan kişilerin haklarını vurgularken, ’“hukuka uygunluk denetimi’” için tüm yargısal güvencelerin sağlanması gerektiğini özellikle belirtmektedir. İHAS'ın 5. maddesi hakkındaki içtihatlarına göre, bir kişiyi özgürlüğünden mahrum bırakacak bir tedbire hükmederken şüpheci bir yaklaşım benimsenmeli ve kişinin durumu belirlenirken; aslında özgür olması gereğinden hareket etmelidir. Kural budur. O yüzden istisnai nitelikteki ’“tutuklama’” hali veya devamı için öne sürülen gerekçelerin tümü titizlikle incelenmelidir. Ulusal mahkemeler her somut olayda sanığın menfaatlerini, masumiyet karinesini göz önüne alarak kamu yararı karşısında tartmak zorundadır.
 
Acaba tutuklulukta geçen süre veya ’“makul süre’” belirsiz bir kavram mıdır?
 
Aksine, belirsiz bir kavram değildir ve her durumun özelliğine göre değerlendirilir. Öncelikle tutuklulukta geçen süre bakımından; kişinin ’“suç işlediği hakkında geçerli şüphe bulunması’” makul sürenin tayini için olmazsa olmaz koşuldur. İkinci olarak ’“kaçmasına engel olma zorunluluğu inancını doğuran makul nedenlerin’” bulunması gereklidir. AİHM, somut olayla ilgili somut gerekçeler aramaktadır. Ülkemizde tutukluluk halinin devamına dair mahkeme kararlarında görülen basmakalıp ifadelerin tekrarını kabul etmemektedir. Somut olayda hangi nedenlerle bu kanaatin oluştuğu gösterilmeden ’“kaçma şüphesi’” ifadesinin kullanılmasını yeterli görmemektedir. AİHM, birçok kararında ’“süre uzadıkça gerekçelendirmenin daha belirli ölçütlere göre yapılması’” gerektiği görüşündedir. Kişinin tutukluluğunun ilk haftasında daha genel gerekçelendirmeleri yeterli kabul ederken, tutuklu kaldığı süre uzadıkça çok daha somut gerekçeler aramaktadır.   
 
Makul sürede serbest bırakılma hakkı, herkesin hakkıdır.  Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Tutukluluk Hakkındaki R (80) 11 Sayılı Tavsiye Kararına göre;  insancıl ve sosyal nedenlerle, ’“tutukluluğa başvurmayı adalet gereği elverdiğince minimuma indirmenin arzu edilirliğini görerek’” üye devletlere şu tavsiyede bulunmaktadır: Suçluluğu sabit oluncaya dek kişi masum olduğundan, bir suçla itham edilen bir kimse zorunlu olan durumlarda veya ’“kesinlik’” gerektirmedikçe tutuklanmamalıdır. 
 
Yargı organları bir kişiyi özgürlüğünden mahrum bırakacak bir tedbir olan ’“tutukluluk’” haline veya sürmesine karar verirken; şüpheci bir yaklaşım benimsemeli ve özgürlüğünden mahrum bırakılacak kişinin aslında özgür olması gereğinden hareket etmelidir.
 
Kişiyi özgürlüğünden mahrum bırakan tutuklama kararı gerekçeleri titiz incelemelere bağlı olmadıkça hukuka aykırıdır. Tutuklama ve/veya tutukluluk halinin devamı kararları minimuma indirilecek koruma tedbirleridir. Özgürlükler asıl, başvurulacak koruma tedbirleri istisnadır. Tutuklama kararlarının makul süreyi aşıp aşmadıkları ve nasıl uygulandığı o ülkenin ceza hukuku anlayışının ve demokrasisinin ölçütüdür.
 
Mahkemelerin kararları özgürlükten yana olmalıdır.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
İzmirli kız ve Onur E. Yıldız meselesi
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İzmir’in sokakları hem kız hem deniz kokar… 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva