İktidardakiler, Cumhuriyet’in yüzüncü yılını nasıl yapmalı da kutlamamalı hesabı yaparkenana muhalefet de nasıl kutlamalı da durumu kurtarmalı telaşındaydı.

Millet ise sokağa çıktı; dillerinde Atatürk, ellerinde bayrak, Cumhuriyet’in yüzüncü yılını kutladılar.Teorik gevezelikten azade, Atatürk’ün kült kişiliğindeTürklerin kendiliğinden oluşan mutabakatı, yüzüncü yılın sonunda, sokaklarda, alanlarda dile geldi.

Siyasal İslam, devleti ele geçirerek İslam devleti inşa etmenin peşinde…solculuğu etnisiteye dayandıran sol muhalefet, Kürdistan davasının peşinde…Türkler de Atatürk’ün kült kişiliğine hizalanarak Cumhuriyet’isavunuyor.

Bu tabloyu nasıl okumalı?

Seksen darbesini izleyen yıllarda devlet kadrolarındabaşlayan Cumhuriyet devrimi ardıllarının tasfiyesi, ilk yirmi yılda dönüşümü sağladı ve ikibinli yıllarda siyasal alan bütünüyle kontrol edilebilir vasatlara bırakıldı. Ve sistem yirmi yılda işlemez hale geldi.Bozulan ekonomik, siyasal, sosyal koşullarda sistem dengeden çıktı ve derin bir kriz başladı.

Sonuç olarak, İslamcıların ve Kürt hareketinin toplumsal mutabakattan çekilmesiyle çöküşü başlayankamusal düzende beka sorunu yaşayanCumhuriyet hakkında, İkinci yüzyılda bir karar verilecek.

Bu durumda, yeni bir toplumsal mutabakatın koşulları henüz ortadan kalkmamışken, ne yapılacağına venasıl yapılacağına karar vermek gerekiyor?

Yeni anayasa tartışmalarıyla birlikte gündeme gelecek yeni mutabakat koşulları, meselenin nasıl ele alınacağına dair bir konsensüsü gerektiriyor.

İsrail-Filistin savaşıyla tırmanışa geçengerilimin yarattığı koşullarda bölgenin dizaynı için hareketlenen Batı, İslamcı dayatmalarla ortaya çıkan belirsizlikte,Kürt devleti kurulması için irade beyanında bulunuyor.

Sistemde çatallanma alarm veriyor. Giderek bir arada yaşama arzusu azalanCumhuriyet ardılı Türkler, İslamcılar ve Kürtler arasında yeni toplumsal mutabakat oluşması çok farklı çabayıgerektiriyor. Yeni bir dil kurmak kaçınılmaz.

Yüzüncü yıl kutlamalarında görüldü kiTürkleryalın bir dille,saltAtatürk ve bayrak ile kendini ifade etmeğe başladı. Bu, tam da genç kuşakların tarzı. Dahası, “anlaşamıyorsak ayrılalım” fikri gençlerde kolaylıkla karşılık buluyor. Yani, mutabakat koşullarıdaha da zorlaşıyor.

Yürüyen gerçek; Yeni Dünya düzeni oluşurkenortaya çıkan kaosta bütün ezberler bozuluyor, sınırlar ve devletler tartışılıyor.

Yüzyıl önce, endüstri devrimiyle açılan çağı yakalayanlider Atatürk’ü referans alan gençlere kulak vermek gerek. Değişim sürecini yönetecek akıl buradan çıkacak.Ve yatay toplumda zuhur eden yeni dilde ifadesini bulacak.

Gelin görün ki Kurultay yapan yüzyıllık CHP, yeni çağı inşa edecek akıl ve dilden yoksun.“Atatürk” diyen gençler ile Atatürk’ün kurduğu CHP arasındabir bağ yok.