Tayfun MARO
Türkiye'de yükselen yeni ideoloji ve sosyal sınıfların durumu
1 Kasım 2011 Salı

Küresel sistemin ideologlarının, “ideolojiler ‘soğuk savaş’ döneminde kaldı” iddiası akıl karıştırıyor.
 
İdeolojiler döneminin kapandığını söyleyen insan, bunu söylerken aslında kendi ideolojik konumunu ifade etmiş oluyor.
Türkiye’de, “ideolojiler bitti” savı, İslamcı sermaye düzeninin ideolojik yapılanmasını gözlerden uzak kotarmak isteyenlerin başvurduğu bir aldatmaca iken;
Dünya ölçeğinde bu savın öne sürülmesi tamamen ideolojik olup, tek kutuplu dünyada kapitalist sistemin rakipsizliğine yapılan bir vurgu olarak anlaşılabilir.
 
Uluslararası sistemin desteğinde, ülke çapında yaygınlaşan “İslamcı sermaye düzeni”, Aydınlanma fikrine dayalı Cumhuriyet’e alternatif ideoloji geliştiriyor.
İslamcı muhafazakar-liberal ittifakının bütün yaptığı, yeni hiçbir şey söylemeden, din normlarını yenilik olarak benimsetmek ve din gurupları üzerinden seküler sosyal yaşamı kuşatmak; buna mukabil, kapitalist sistem içinde tuttuğu yeri ve icraatlarını, statükoya karşı bir değişim projesi gibi sunmak. Tam bir aldatmaca.
 
Bu ülkede, her iktidar kendi sermaye sınıfını yaratmıştır. AKP de bunu yapıyor, ancak bir farkla; yükselen yeni sermaye gurupları ile din gurupları iç içe geçmiş durumda. İslamcılar merkezi tutma mücadelesi veriyorlar. Bu mücadele sürecinde servet el değiştirmeye başladı.
Zenginleşen din gurupları ekonomi yönetiminin direksiyonuna geçerken; yoksullaşan emekçi sınıflar, sadaka ile geçinen tebaa olma yoluna girdiler.
Ülkeyi yönetenlerin zihnindeki sosyal güvenlik kurumunun, İslamiyetin malum sadaka kültürü olduğu bir sır değil.
 
İşçiler, emekçiler kendileri için sınıf olmak bir yana, yaşamını sürdürmek için zenginlere el açan, tarikatlara sığınan kalabalıklara dönüşürken; boğaz tokluğu ve barınma karşılığında oyunu AKP’ye veriyor.
Orta sınıflar ise kararsız yapısını sürdürürken, sisteme tutunmanın yollarını arıyor. Sisteme tutunmanın ve iş yapmanın en güvenli yolu, tarikatlara dahil olmak…
 
Toplumda değer yargıları dönüştürülüyor. Din dogmaları, toplumsal hayatı seküler yaşam standartlarından, Aydınlanmacı düşünceden arındırıyor.
Arındırmanın başarıya ulaşmasının ön koşulu ise, ülkeyi Atatürk’ten arındırmak…
İslamcılar, Atatürk engelini aşmadan hedeflerine ulaşmanın olanaksız olduğunu biliyorlar. Bu yüzden, İslamcı siyasetin parametreleri, Aydınlanma fikrinin ve modernitenin bitmekte olduğu ön kabulünden hareketle oluşturuluyor.
İslamcılara göre; “Aydınlanmanın ve Modernizmin bittiği dünyamızda, Cumhuriyet Aydınlanmasından söz etmenin bir anlamı kalmamıştır. Dolayısıyla Atatürk’ün, Atatürk ilkelerinin devri de sona ermiştir.”
Bu argüman, “din guruplarının sosyal yapının çekirdeğini oluşturması” fikrine toplumu hazırlamak için kullanılmakta olup; yapılan edilen, “ileri demokrasi” adı altında topluma sunulmaktadır.
 
“İdeoloji yoktur” demelerinin altında yatan gerçek, devletin maddi temelini yok ettikten sonra, oluşan boşluğa islam düşüncesine dayalı ideolojiyi yerleştirmek.
Anayasa için öne sürülen, ideolojiye dayanmayan anayasa tezi de aynı mantığın ürünüdür. Gerçekte, kimselerin ideolojiden vazgeçtiği yok.
Türkiye, yapılacak yeni anayasa marifetiyle üniter yapıdan federal yapıya geçerse, gerek İslamcılığın gerekse Kürt milliyetçiliğinin ideolojisinin ne olduğunu herkes görecek.
 
Aslında, “ideoloji var mı, yok mu” tartışmasını boşa çıkaran, “demokrasi totalitarizme karşı” önermesinin yanıltıcılığını gösteren o kadar çok olay yaşanıyor ki…
Bir görüşe göre, Totalitarizm Modernizmin yoldan çıkmış halidir.
Dinlerin Modernizme karşı durduğunu söyleyenler pek ikna edici olamıyorlar. Tek tanrılı dinlerin moderniteden beslendiği bir vakıa.
Siyasallaşan bir din için demokrasi, sadece totalitarizmin yolunu açan bir araç olabilir.
Kaldı ki, AKP iktidarı artık totaliter anlayışını gizlemiyor.
 
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın Van depreminde yetersiz kalan yardım hakkında; “Bizim ekiplerimiz yeterli olduğundan dışarıdan destek istemedik. İlk anda kendi performansımızı görmek istedik.” Şeklindeki açıklaması çok öğreticiydi.
Başbakan Yardımcısı, sözlerinin tutarsızlığı bir tarafa, “kendi performansımızı görmek istedik” diyerek kanımızı dondururken, bir çoğumuz Josef Mengele’nin ölüm deneylerini anımsadık.
 
Türkiye, yükselen islam ideolojisinin otoriter yüzünü artık görmeye başladı.
Sosyal sistemin ılımlı islam ile yapılandırılması, Kuran’a dayalı şeriat düzeninden başka bir şey vermez.
Uluslararası sistemin siyaset mühendisleri ilk defa yanılmıyor.
 
 
 
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 9 yorum var, 9 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Korkmaz 2 Kasım 2011 Çarşamba 14:44

ek: Tükiye' ye ılımlı İslam modelini benimsetmek Batı' nın projesi.Batı arap kültürünü benimsemiş bir Türkiye' den rahatsız olmuyor ki.Bilakis Haçlı seferleriyle yapamadığını Müslüman ülkelerin içindeki devşirmeleriyle yapıyor.Cizvitlileri unutmamak lâzım.-)

Yorumu oyla      16      6  
Korkmaz 2 Kasım 2011 Çarşamba 14:41

Sayın Terziahmetoğlu cümleler arasında çelişki görebilirsiniz ama bütünde bir çelişki yok.Arap sermayesi son 10 yılda Türkiye ye gelmesinin bir ölçüde nedenini açıklamaya çalıştım.Bunun bir diğer kanıtıda son on yıl içinde 1000 den fazla Arap sermayeli şirketin Türkiye de kurulmasıdır.Başbakanın ve bakanların bir kısmının bu sermaye ile iç içe olmadığını bilmeyen varmı? El Kadı’ ya ben mi kefil oldum.-)))) Daha geçen ay bu sitede Pakdemirli’ nin sayesinde İslam sermayesi ile kimlerin birebir iş yaptığını açıkladık.(Bu oyunun piyonlarından biriside Pakdemirli’ dir.) Körfez bu çalışmayı yaparken Batı, başta ABD olmak üzere onlara yol veriyor, diğer taraftan ise İran’ nın bize para yollamasını engelliyorlar.Kaldı ki İran bu ülkeler arasında en fazla rejim ihraç eden ülkedir.Ona dur diyebilenler körfeze geç diyor. Atatürkçülük bizim temel taşımızdır ama oda geliştirilmeli ve çağın yeni konseptlerinin üzerine çıkartılmalıdır.Her ne kadar Atatürkçülük adı altında direk etkilediğimiz ülkeler olmasa da , Atatürk ve kurtuluş mücadelesinden etkilenerek bağımsızlık savaşı veren ve kazanan pek çok ülke var.Atatürk dış politikaları belirlediğinde dünya konjonktürü aynı değildi.Yurtta sulh cihanda sulh keşke olabilse,ancak durum değişti bizim kontra espiyonaj faaliyetlerinde daha etkili olmamız gerekir bu dönemde.Tayfun Bey sanırım artık yalnız olmadığını anladı.

Yorumu oyla      16      6  
E.BARIŞ GÜLDOĞAN 2 Kasım 2011 Çarşamba 12:46

SAYIN MARO, TÜRKİYE'DEKİ VE DOLAYISIYLE DÜNYADAKİ YENİ İDEOLOJİK YAPILANMAYI BU KISA MAKALEDE BU KADAR GÜZEL ÖZETLEMENİZDEN DOLAYI SİZİ TEBRİK EDİYORUM. TÜRKİYE FOTOGRAFI ANCAK BU KADAR NET ÇEKİLEBİLİRDİ...

Yorumu oyla      17      6  
Mustafa Terziahmetoğlu 2 Kasım 2011 Çarşamba 12:36

almasınlar." diyorsunuz,diğer taraftan "kendi içinden çıkarmış olduğu geliştirmeye müsait Atatürkçü düşünce sistemini teorik olarak geliştirmeli ve çağın gereklerinin üzerinde çıkartılmalıdır." diyorsunuz.Bu bir çelişkidir.Batı'nın küresel para sihirbazları senelerdir Arap sermayesini kullanabilmek için Arap dünyasından rejim ithal etmiyorlar.Biz bu Arap sermayesini kullanabilmek için niye Arap rejim ithalatı yapalım ki? Burada önemli olan bizim algılamamız değil,Arapların algılaması.

Yorumu oyla      13      6  
Mustafa Terziahmetoğlu 2 Kasım 2011 Çarşamba 12:31

tavır almışlar ve petrolün verdiği gücü Türkiye'ye rejim ihraç edebilmek için kullanmışlardır.En bariz örnek Suudi Kralı ve İran C.Başkanı'nın Anıtkabir'i ziyaret etmemeleridir.Zira böyle bir doktrin ülkelerinde kendi totaliter rejimlerini tehdit eder niteliktedir.Yorumunuzda çelişki var.Bir taraftan "Türkiye de eğer vatandaşlar lâiklikten uzaklaşıp İslami modelli bir yönetim tarzlarına meyilli ise neden bu ülkeye İslami ideolojiler transfer edilip ülke kaynaklarını mali disiplinleri içerisine

Yorumu oyla      15      6  
Mustafa Terziahmetoğlu 2 Kasım 2011 Çarşamba 12:23

Korkmaz Bey,yalnız bir noktaya dikkatinizi çekerim.T.C. kurulduğu andan itibaren rejim ihraç eden bir ülke konumunda değildi."Yurtta sulh,cihanda sulh" diye tanımladığınız doktrin rejim ihraç etmeyen ve başkalarının rejimini de ithal etmeyen bir paradigma üzerine oturmuştur.Esasen bugün sanki yeni bir dış politika misyonu gibi halka yutturulan "komşularla sıfır sorun." sloganı Cumhuriyet doktrinidir.Ama ülkemizde Cumhuriyet rejiminin ithal edilmesinden korkan İslam ülkeleri Cumhuriyet'e karşı

Yorumu oyla      15      6  
Mustafa Terziahmetoğlu 2 Kasım 2011 Çarşamba 12:08

Korkmaz Bey,bugün S.Maro'nun ağzından bal damlıyor.İzin verirse tezine destek olabilme açısından bir noktayı açıklamak istiyorum.Galiba yine bu mekanda daha önce yer vermiştim.Liberalizmin babası Mises "liberalizmin totaliter rejimler tarafından saptırıldığını ve kullanıldığını" söylüyor ve buna Hayek'te destek veriyor.Tabii sosyal bilimlerde tezler meydana gelen olgulardan sonra açıklık kazanabiliyor.AKP ve din gurupları liberalizmi totaliter din rejimi için hareket noktası olarak kullanıyorlar

Yorumu oyla      15      6  
Korkmaz 2 Kasım 2011 Çarşamba 10:39

Konuya birde şöyle bakalım. Kant "Düşünme mekânsal ve zamansal belirlenimlere kavuşmadığı, kavuşturulmadığı anda bir hiçtir, yani yoktur" diyor. Sanıyorum buradan hareket ile ideolojiler kendi ekonomik modellerini geliştirir diyebiliriz. Uyguladığı ekonomik modeli sorgulamayan bir ülke zamanla vatandaşlarını mutsuz eder.Çünkü gelir dağılımındaki adaletsizlikler, düşük yaşam standartları ekonomik refahı ve adaleti vad eden yeni ideolojilere çekim gücünü tetikler.Dikkat ederseniz Türkiye'de siyasi buhran ile tetiklen ekonomik krizler iktidarları değiştirmiştir.Bu gün yükselen İslâmi sermaye, İslamîyet’ i ideolojiye çeviren görüşün ürünüdür.Dolayısı ile birileri çıkıp daha iyisini vatandaşlara anlatıp iknâ edene kadar bu durum büyüyerek devam edecektir.Onun için eğitim diyoruz, bilgi toplumu diyoruz. Nitekim ABD Dow Jones Endeksleri Küresel İş Geliştirme Direktörü Lars Hamich’ in , İslami sermayenin Türkiye'ye büyük ilgisi bulunduğunu ve bunun artacağını söylemesinin bir tesadüf yada sıradan bir beklentinin tasarımı olarak göremeyiz.Batının küresel para sihirbazları yıllardır Arap sermayesini dilediği gibi kullanıyor.Türkiye de eğer vatandaşlar lâiklikten uzaklaşıp İslami modelli bir yönetim tarzlarına meyilli ise neden bu ülkeye İslami ideolojiler transfer edilip ülke kaynaklarını mali disiplinleri içerisine almasınlar.Karahanlılar’ dan bu yana yapılan bu değil mi? Yıllardır oynanan oyun bu.Kaynakları paraya çevirip bunu rant hâline getirmek.Türkiye dışarıdan kendisine empoze ettirilen ideolojiler karşısında ki duruşunu belirlemeli, kendi içinden çıkarmış olduğu geliştirmeye müsait Atatürkçü düşünce sistemini teorik olarak geliştirmeli ve çağın gereklerinin üzerinde çıkartılmalıdır.Atatürk’ ün ‘’Yurtta Sulh Cihanda Sulh’’ doktrini yurt içinde sulhun bozulmasıyla tekrar gözden geçirilmelidir.Sayın Davutoğlu’ nun doktrini de bu bağlamda çökmüştür.Devlet politikalarında ataklık ara vermeden sürmeli, ‘’orta doğuya yeni lider ihraç edeceğimize’’ kendi öz ideolojimizin gereğini yapacak liderleri arayıp bulmalıyız.

Yorumu oyla      16      6  
Korkmaz 1 Kasım 2011 Salı 15:11

Zor oyunu bozar sayın Tayfun Bey. Uluslararası değil uluslarüstü sistemin mühendisleri teşhisi doğru koyabilirler ama sonuca gitmek o kadar kolay değil.Bu ülkenin daha çooook Mustafa Kemâlleri var.

Yorumu oyla      13      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Atatürk’ten rövanşı alacaklar da…
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Halkın gerçek gündemi sahnede!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Şimdi ne olacak?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (10) 'Bak Postacı Geliyor'
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva