Sürekli övmek, sürekli sövmek değildir gazetecilik. Yandaş da olmayacaksın, yoldaş da. Doğruya doğru diyebilmek, Sezar’’ın hakkını Sezar’’a verebilmektir aslında bu mesleğin özü.

Son dönemde her ne kadar unutulsa da, böyledir. Böyle olmalıdır.

**                          

İzmir-İstanbul arasını 3,5 saate düşüren ’‘otoyol’’ projesinin temeli birkaç gün önce atıldı. Başbakan Erdoğan 7 yılda tamamlanacak projenin 5 yılda bitirilmesi için müteahhit firma ile canlı yayında pazarlık etti. İzmir için son derece önemli projenin, Karadeniz Otoyolu gibi 30 yılı bulmaması için siyasi iradenin duruşu önemliydi. Başbakan Erdoğan’’a İzmir adına teşekkür ediyorum. Pazarlık ettiği için değil, kentin önemli bir ulaşım sorununu çözmek için ciddi ve kocaman bir adım attığı için.

***

Yatırım demek iş demek, aş demek’… İzmir’’in üzerindeki ölü toprağını atması, daha çok turist çekmesi, ürettiklerini daha kolay pazarlaması, beyin ve sanayi göçünün tersine çevrilmesi, siyasetinden, sivil toplumuna kadar her noktada değişimin, dönüşümün önünün açılması’… Tüm bunlar da Sayın Başbakan’’a teşekkür için yeterli.

**

Tabi ki tek teşekkür Erdoğan’’a değil. Hatırlanacağı üzere ihalesi yapılan projede İzmir ikinci plandaydı. Yani 7 yılda tamamlanması öngörülen otoyol, İzmit-Bursa körfez geçişi ile başlıyor, kentimize tam 7. yılın sonunda (o da proje zamanında tamamlanabilirse) geliyordu. Bir İzmirli çıktı ve itiraz etti. Böylesine önemli bir projenin eş zamanlı olarak İzmir’’den de başlaması gerektiğini savundu.

Gerekçeleri/çünküleri sağlamdı hani’… Otoyol Bursa’’dan başlayıp, Balıkesir üzerinden en son İzmir’’e gelirse, kentimiz bu hizmetten yeterince pay alamayacak, dahası Bursa hatta otoyol üzerindeki Balıkesir bile yatırımlar noktasında İzmir’’i sollayacaktı.

İzmir’’i çok da önemsemeyen siyasi iktidarın dikkatini kentimize çeken ama daha da önemlisi önce İzmir’’i bu konu etrafında kilitleyen o isim kim miydi?

Bu sütunlardan daha önce ’‘O kadın’’ diye duyurduğumuz İZSİAD Başkanı İlknur Denizli’’den başkası değildi tabi ki.

Önerisini ilk olarak Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’’nda dile getirdi. Sonra benim de içinde bulunduğum çok sayıda gazeteci arkadaşı/dostuyla yüzyüze konuştu, ikna etmeye çalıştı.

Ne yalan söyleyeyim. Dinlemiş ama inanmamıştım.

Ama benim de sağlam gerekçelerim vardı. Başbakan İzmir’’e küskündü her şeyden önce. İzmir-İstanbul otoyolu İzmir’’den de başlasın diyen İl Başkanı Ömür Kabak’’ı ’‘il başkanları’’ toplantısında, ’‘Bana muhalefet ağzıyla konuşmayın’’ diyerek haşlamış, yerin dibine sokmuştu.

İlknur Hanım tüm bu gerçekleri önemsemedi. Önerisini önce Koordinasyon Kurulu’’nda dile getirdi, sonra kamuoyu ile paylaştı. İnanmasak da ’‘hatıra binaen’’ kaleme aldı pek çoğumuz. Ekmek fiyatında bile bir noktaya basamayan İzmir ilk kez ’‘otoyol’’ konusunda tek ses oluyor, milyonlarca üyesi olan dev bir koro gibi Ankara’’ya sesleniyordu.

’‘İzmir-İstanbul otoyolu aynı anda İzmir’’den de başlasın. Bursa-Körfez geçişinin yanı sıra kentimizden de başlayacak proje ortada bir yerde buluşsun’’ diyordu.

Ankara, tek yürek olmuş İzmir’’in sesine daha fazla kulak tıkayamadı, görmezden gelemedi. ’‘Peki, öyle olsun’’ dese de başlarda, İzmir politikasını gözden geçiren hükümet için belki de bu bir fırsattı bu hamle. Yeni bir dönemin başlangıcıydı.

Sonuçta projenin resmi temeli önceki gün Erdoğan tarafından atıldı. İzmir şantiyesi de yakında hizmete girecek. Otoyol projesi Erdoğan’’ın sıkı pazarlığında olduğu gibi 5 yıl sonra tamamlanırsa şu anda 9 saati bulan iki kent arasındaki mesafe 3-4 saat arasında kat edilebilecek.

Ve de teşekkürler Koordinasyon Kurulu, teşekkürler kurulun ve kentin başkanı Aziz Kocaoğlu’…

Laf değil iş üreten herkese teşekkürler. İzmir adına’….

Tarihi boyunca liman şehir olmuş İzmir’’in, yarım asırlık Alsancak Limanı’’nın 20 yıllık bakımsızlığına ve kaçırılan fırsatlara dikkat çekiyor İlknur Hanım.

İZSİAD Başkanı ve sorumluluk sahibi bir İzmirli sıfatıyla’…  

Başarılar diliyor, kendini İzmir’’in sahibi zanneden bir grup seçkin/seçilmişe örnek gösteriyorum.