Tayfun MARO
Sosyal demokrasi fikri Kemalizm ile bağdaşabilir mi?
26 Aralık 2012 Çarşamba

Sondan başlamak istiyorum; “Sosyal demokrasi fikriyle Kemalizm bağdaşmaz.”
Neden bağdaşmaz?
Her şeyden önce, Mustafa Kemal, “izm“e dönüşecek yeni kavramlar türetmedi; yeni bir
ideoloji, yeni bir doktrin oluşturmadı.
Cumhuriyet’in kuruluş yılları, dünyada, imparatorluklar döneminin son bulduğu ve ulus
devletlerin ortaya çıktığı döneme rastlar. Bu rastlayış elbet de bir tesadüf değildir ama
tarihsel bir zorunluluktur.
 
Aydınlanma düşüncesi ve Kartezyen bilimin hariminde modernite, bilinebilirlik ve kesinlik
boyutunda uzamsallaştı; böylece kapitalist sistemin yeni dünya görüşü ortaya çıktı.
Yeni dünya düzeni kurulurken ve dünya yeniden paylaşılırken, geçen yüzyılın
dönemecinde, modern Türkiye Cumhuriyet’i, kapitalist sistemin yeni fikir yapısını
belirleyen Aydınlanma düşüncesini benimsedi ve -o zamanın- yeni dünya düzeninde,
Atatürk’ün önderliğinde yerini aldı.
Mülkiyet ilişkileri, üretim ilişkileri ve üretim araçlarının mülkiyeti itibarıyla Türkiye, her
zaman kapitalist bir ülkeydi.
Sermaye birikiminin yetersizliği, işçi sınıfının ve burjuvazinin, sanayi toplumuna geçişi
sağlayacak düzeyde gelişmiş olmaması, kapitalizmin devlet eliyle geliştirilmesi seçeneğini
öne çıkarmıştır.
Hal böyle iken ve de Cumhuriyet hükümetleri antikapitalist politikalara hiçbir zaman itibar
etmemişken, Türkiye’nin emperyalizme karşı nasıl mücadele ettiği, hiç değilse benim
indimde bir muammadır.
Yoksa içinde emperyalizm olmayan bir kapitalizm var da ben mi bilmiyorum!.
 
İllaki Kemalizm’e sistem içinde bir yer bulmak gerekiyorsa; Kemalizm, Atatürk’ten
sonraki iktidar mücadelelerinde, iktidar gruplarından birinin kendini ifade biçimi olarak
anlaşılabilir. Ve bunun Atatürk ile hiçbir ilgisi yoktur. Hele hele kendilerini “Atatürk’ün
askerleri” ya da “Atatürk’ün yurttaşları” olarak adlandıranlarla Atatürk’ün uzaktan
yakından bir ilgisi olamaz. Dünyada faşizmin tolere edildiği o dönemde bile Atatürk kendini
devletin yerine koymadı.
 
Türkiye, uluslararası sistemde nerede yer alması gerektiği bağlamında sıkıntılar yaşamıştır.
Bu nedenle askeri darbeler yapılmış, demokrasi sık sık askıya alınmıştır. Fakat bu
yaşananlar bütünüyle kapitalist sistem içinde iş bölümü ve üretimden alınacak pay ile
ilgilidir. Türkiye, sistem içinde kendisine biçilen rolün gereğini her zaman yerine getirmiş
bir ülkedir; ama güzellikle, ama zorla… Tıpkı şu anda olduğu gibi.
 
Sosyal demokratlar, sömürüyü sınırlandırmak, sosyal devleti kurmak, insan haklarını ve
özgürlükleri geliştirmek için, benimsedikleri yönetim biçimi olan demokrasiyi savunurlar.
 
Ve benimsedikleri evrensel değerlerin milliyetçi bir diskurla değersizleştirilmesinden
hoşlanmazlar.
Buna karşın Kemalistler, Atatürk kültünü, bir cemaat gibi içe kapanarak yaşatmayı adeta
varoluş biçimi olarak seçmişlerdir. Atatürk’ün söyledikleri neredeyse “ayet” hükmündedir.
Atatürk’ün bu Cumhuriyet’in kurulmasına ön ayak olurken çağdaşlığı hedeflediği gerçeği
göz ardı edilir. Daha doğrusu, içi boşaltılmış bir çağdaşlık kavramı referans alınır.
 
Sonuç olarak, sosyal demokratlar evrensel sol değerleri savunurlar; Kemalistler ise
nasyonal sol değerleri savunuyorlar.
Birincilerin doğrultusu ılımlı sosyalizm iken; ikincilerin doğrultusu, çağdaş sol düşünceyi
imkânsız kılan milliyetçilikle maluldür.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Mustafa Özuslu 30 Aralık 2012 Pazar 00:29

Marks nasıl ki kuramını geliştirirken Liberalimzmi ret ve mahkum etmişse Bernstein ve ardıllarıda Marksizmin kendisi olan sınıf mücadelesi ve tarihsel materyalizmi redetmişler ve sınıf uzlaşması ve demokrasiyi önermişlerdir. Avrupada ki sosyalist partilerin evrimini bu süreç özetler. Günümüzde gelinen nokta elbette 18 ve 19 ncu yy dan çok farklı bir yerdedir. CHP sosyalist enternasyonelin üyesidir. Günümüz s.demokrasisinin değerleri ve önermeleri doğrultusunda kendisini pekala düzenleyebilir.

Yorumu oyla      12      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva