Dr. Berna BRIDGE
Sorumluluk ölümden ağırdır
29 Ekim 2014 Çarşamba

Mustafa Kemal askerleriyle birlikte düşmanla temas kuracağı yönde ilerlerken yolda hızla savaş alanından kaçan bir Türk birliğine rastladı; birliğin cephanesi tükenmişti. Mustafa Kemal liderlik yetenekleriyle geri çekilmekten vazgeçirdiği bu birlikle olan karşılaşmasını kendisi şu ifadelerle anlatıyor, Vamık Volkan ve Norman Itzkowitz’in kitabı “Ölümsüz Atatürk’te”:
 
“Niçin kaçıyorsunuz?” dedim.
“Efendim, düşman” dediler.
Kaçan efrada: “Düşmandan kaçılmaz” dedim.
Askerler cephanelerinin tükenmiş olduğunu söylediler.
“Cephaneniz yoksa süngünüz var” dedim. “Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. Bu efrat süngü takıp yere yatınca düşman efradı da yere yattı. Kazandığımız an bu andır. ”
 
Ölümsüz liderimizin başka bir liderlik anısı, yine aynı kitaptan: Askerlerini yaklaşan göğüs göğüse muharabeye hazırlamaya çalışan Mustafa Kemal, “Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir” diyor, Çanakkale savaşında.
 
Daha sonraki yıllarda, Çanakkale’yi hatırladığında şunları söyleyecektir: “Sorumluluk ölümden ağırdır.”    
 
Size, sevgili Atatürk’ün İzmir’de yaşadığı, onun ne büyük ve asil bir lider olduğunu gösteren bir başka anı, yine “Ölümsüz Atatürk” kitabından…
 
Karşıyaka’daki evine ulaştığında Mustafa Kemal’den üstüne basarak geçmesi için yere bir Yunan bayrağı serilmiş mermer merdivenlerden geçmesi istendi. Bu durum, düşmanın bayrağına basıp geçemeyecek kadar düşünceli ve duyarlı bir insan olan Mustafa Kemal’i kızdırdı. Kendisine bu evin özellikle seçildiği, daha önce o evde kral Konstantin’in kaldığı, kralın eve girerken orada asılı bir Türk bayrağını yere atıp çiğnediği söylendi. Mustafa Kemal oradakilere kendisinden Kral Konstantin’in yaptığı yanlışı yinelemesinin umulmaması gerektiğini söyledi. Bir bayrak bir ulusun onurunu temsil ediyordu ve ayakaltına alınıp çiğnenecek bir şey değildi. Bayrağın yerden kaldırılmasını emretti…
 
Leicester Üniversitesinde liderlik ve yöneticilik konusunda MBA ve doktoramı yaptığım yıllarda kendimi sık sık sevgili Atatürk’ümüzün, liderimizin yukarıdaki gibi sözlerini veya icraatlerini örneklerken bulurdum. Şimdi de üniversitede verdiğim liderlik derslerinde yine sık sık dünyanın gördüğü en eşsiz liderlerden biri olan sevgili Atatürk’ümüzü, onu özleyerek anlatıyorum.
 
Ekim deyince aklıma hemen sonbaharın hüznü içinde 29Ekim, Cumhuriyet Bayramımız, hemen akabinde 10 Kasım’da, kaybettiğimiz büyük liderimiz geliyor. Hem Kurtuluş Savaşı’ndaki ve diğer girdiği savaşlardaki üstün başarılı askeri kimliği, hem cumhuriyet’i kuran, bizi laik, çağdaş dünya seviyesine getiren devlet adamı kimliği, hem devrimleri yapan ilerici kimliğiyle bize her açıdan lider olmuş, bu günkü özgür ve çağdaş varoluşumuzu borçlu olduğumuz bu sıradışı kişiyi yüreğimin her hücresiyle anıyorum. Özellikle biz kadınları medeni hukuk ile toplumda eşit duruma getirmesinin kazanımlarını hiç unutmuyorum.
 
Atatürk’ün unutmamamız gereken sözleri ve öğretileriyle büyüdük biz... En büyük öğretisi çağdaşlık, uygarlık ve barış oldu. Onun devrinin Türkçe’siyle “Yurtta Sulh, Dünyada Sulh”, bizim devrimizin Türkçesiyle “Yurtta Barış, Dünyada Barış” sözleri en sevdiğim ve yürekten katıldığım sözlerden oldu, Londra otobüslerine bile yazıldı. Ülkemizde yıllarca barış, çağdaşlık, huzur ve uygarlık içinde yaşamanın keyfini sürdük. Ancak son günlerde, aylarda, yıllarda ülkemizce ve komşularımızda yaşananlar sevgili Atatürk’ümüzün bize kazandırdıklarını kaybedebileceğimizi düşündürüyor. Yukarıda yazdığım “Sorumluluk ölümden ağırdır” sözünü “Ölümsüz Atatürk” kitabını okuyana kadar duymamıştım, ama çok sevdim ve çok önemsedim. Büyük önderimizin bize kazandırdıklarını yitirmemenin sorumluluğu hepimizdedir ve onun söylediği gibi “Sorumluluk ölümden ağırdır”. Bu sorumluluğu, onun sözleriyle, hepimiz “ölümden ağır hissetmeliyiz”…     
 
Son günlerde yaşadıklarımızdan dolayı hüzünlü düşüncelerim, sonbaharın hüznüne karışıyor. Ancak, Atatürk ve onunla savaşmış, devrimleri onunla omuz omuza yapmış dedelerimizin ve büyük annelerimizin anısı düşüncelerimi, duygularımı aydınlatıyor, bana mücadele gücü veriyor, daha da güçlü ve sorumlu bir varoluş içinde…
 
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun, ülkemize huzur, kardeşlik, barış getirsin…
 
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva