Gürsel Tekin AK Parti’nin mülakatı için ‘onur kırıcı, utanç verici’ benzetmesi yaptı ya… Haberin gazetede yer aldığı gün CHP MYK’sından da benzer bir karar çıktı.
Her ile üç MKY üyesi…
Adaylarla görüşüp rapor yazacaklar. Yani bal gibi mülakat!
Tek farkı gitmek/görüşmek zaruri değil. Ama Yeni CHP’den tutunacak bir dal arayan aday adayları için bulunmaz nimet. Son dönemin en tartışmalı ismi Süheyl Batum, Eski Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu ve Engin Altay İzmir sorumlusu.
Son dönem CHP bir yandan kendi gündemini yaratmaya çalışırken öte yandan AK Parti’nin yolunu izliyor. Yani ‘taklit’ ediyor.
CHP’nin AKP’yi taklidi yeni değil. Deniz Baykal döneminde başladı.
Önce tüzüğünü taklit etti CHP, rakibi AK Parti’nin… 2008’in sonunda 2009 yerel seçimlerine aylar kala yapılan tüzük kurultayında Baykal, kendisini tek adam yapan, güçlü genel sekreterlik, güçlü MYK olgusunu yerle yeksan eden tüzüğü tereyağından kıl çeker gibi ‘oy birliği ile’ geçirdi.
Tüzüksel anlamda CHP’yi AKP’lileştiren ilk adımdı bu.
Baykal’ın kendisi için sipariş ettiği iki tarafı da keskin kılıca benzeyen tüzük Yargıtay Savcısı’nın da katkısıyla Kılıçdaroğlu ve Yeni CHP ekibinin eline geçti şimdilerde.
Uzun süredir aportta bekleyen Yeni CHP ekibi ‘güçlü genel başkanlık’ tüzüğünün de etkisiyle CHP gemisinin kontrolünü ele geçirdi.
Geminin kaptanı artık Kemal Kılıçdaroğlu…
Tutarsızlıklarını, bir ileri iki geri manevralarını saymaz ya da siyasi acemiliğine verirsek fena da gitmiyor aslında. Yoksulluk üzerine kurguladığı siyaset tabanda tuttu. Projelerin kaynağı sorgulansa da gündem yaratmayı başarıyor Kılıçdaroğlu.
Askerlik, Aile sigortası derken halkın diline dolanmaya başlandı Yeni CHP projeleri…
*
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın gündemlerinde boğulmak yerine kendi gündemini yaratmayı tercih ediyor. Adından da söz ettirmeyi başarıyor aslında.
Ama çevresinde/ekibinde iş yok. Kim ne derse desin Kılıçdaroğlu’nun A takımında iş yok. Tamamı değilse de önemli bölümü değil A takımı, PAF takıma bile alınmaz.
Siyaseten acemi, halktan kopuk, örgütten kopuk bir A takımıyla bu gemi nereye kadar gider bilinmez. 18 kişilik MYK’da örgütü tanıyan isim sayısı 5’i bulmuyor. Gürsel Tekin, Alaattin Yüksel, Bihlun Tamaylıgil… Belki birkaç kişi daha… Yani her halükarda CHP üst yapısında önemli ölçüde bir değişime ihtiyaç olduğu ortada… Böyle giderse de 12 Haziran akşamından itibaren kaçınılmaz hatta.
Yeni CHP’nin en büyük özelliğinin ‘değişim ve dönüşüm’ olduğu hatırlanırsa, değişmeyen tek şeyin değişim olduğu gerçeğinden de hareketle 12 Haziran sonrasındaki hareketi görmemek elde değil. Kim gelir, ne olur bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa… O da Kılıçdaroğlu kalsa bile ekibinin topyekûn değişeceği gerçeğidir. Çünkü bu gerçek görünen köy gibi ortadadır. Bu değişimin önünü de Kılıçdaroğlu açacaktır bana sorarsanız.
*
Dönelim AK Parti’ye… Aday adayları ‘lacileri giyip’ Ankara’nın yolunu tuttular. İki gündür genel merkez koridorlarındaki heyecan fırtınası İzmir’de bile yankılanıyor.
Sözlü (mülakat) için düğme ilikleyen aday adayları, Genel Sekreter İdris Naim Şahin’in başkanlığındaki heyetin karşısına geçip, sorularla terlediler.
Bazı adaylara çalışmadıkları yerden geldi sorular.
Bazılarının heyecandan dili tutuldu.
Bazıları bülbül gibi şakıdı.
Sonuçta teşkilat yoklaması (temayül), mülakat derken son viraja girildi.
Şimdi büyük jüri iş başında… Alınan/verilen puanlar toplanacak, kamuoyu yoklaması yapılacak ve kimin kaç kilo olduğu saptanacak.
En kiloludan başlanmak suretiyle listelere yansıyacak sonuçlar.
En azından beklenen bu…
Geçen seçimde olduğu gibi ‘filan genel başkan yardımcının gelini, filan bakanın askerlik arkadaşı, öbür kabine üyesinin hemşehrisi’ gibi tanımlamalarla yapılırsa listeler…
Baştan söyleyeyim AK Parti İzmir’de ancak nal toplar.
Ama teşkilatın ve kentin sesine kulak verilirse… CHP’nin kaotik durumundan da yararlanılarak, ilk kez sıçrama yapma şansı yakalayabilirler İzmir’de…
CHP’de 400’e yakın aday adayının nasıl, kim tarafından ve hangi yöntemle listelere yansıyacağı belli değil çünkü.
Değil hakim gözetiminde ön seçim, bisküvi kutusunda temayül bile yapmayan CHP’de İzmir listeleri açıklandığında küçük kıyamet kopabilir.
Büyük kıyamet mi? O da 12 Haziran akşamı kopabilir.
*
Ve MHP… Oldukça durağan bir parti… Değişime kapalı bir görüntü veriyor. Mevcut 4 milletvekilinin hiçbiri İzmir’de oturmuyor. Bu başlı başına İzmir halkına hakarettir.
Tamam Oktay Vural çok iyi bir siyasetçi. İzmir halkı da seviyor onu.
Hatta Ahmet Kenan Tanrıkulu da öyle… Diyelim ki Şenol Hanım da adını hatırlamakta hep zorlandığım paşa hazretleri de öyle. Ama hem İzmirli değiller hem de bu kentte evleri bile yok. Kente geldiklerinde otelde/misafirhanede kalan milletvekillerinden İzmir’e ne hayır beklersiniz. Açıkçası ben beklemiyorum. O nedenle Bahçeli’nin bu kez İzmir listelerini daha yerelleştirmesini bekliyorum kendi adıma. Yapar/yapmaz. Kendi bileceği iş…
Ama İzmir halkı milliyetçidir. Kendi adaylarına karşı refleksi daha farklıdır.
Eski ama eskimeyen il başkanı Müsavat Dervişoğlu artık Ankara’ya gitmeli.
Mesela İzmir’in yetiştirdiği önemli iş adamlarından biri olan Özgür Çakmak listelere alınmalı.
ANAP kontenjanından Sedat Demirer, ANAP/DSP/AK PARTİ VE GENÇ PARTİ deneyimi olan balkan göçmenlerinin sevdiği isim Cengiz Bulut mutlaka görülmeli. Bayraklı adaylığında iyi bir sonuç alan DYP kökenli Mehmet Toptaş gibi isimler öne çıkarılmalı.
Hataları/sevaplarıyla Müsavat Dervişoğlu İzmir teşkilatının üzerinde tartışma bile yapmadığı bir vekil adayıdır. Bir önceki seçimde 4. sıradan gösterilen ama liste başı adaylardan fazla çalışan Özgür Çakmak da önemli bir isim. CHP’nin alevi kökenli seçmenin oylarını ‘blok’ almaya çalıştığı süreçte Cem Vakfı’nın adayı olarak Çakmak, ikinci bölgede iş yapabilir.
Benden hatırlatması…
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
12
8
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri