Gönül Soyoğul
Sayın Vali; bu dehşet, ‘pansuman’la tedavi edilemez!
5 Haziran 2013 Çarşamba

İnanamıyorum. İzmir’de yaşananları bir türlü bir yere koyup yorumlayamıyorum. Türkiye adına duyduğum endişe ve gerginlik, İzmir’de dehşete dönüşmüş durumda.
 
Niye anlayamadığımı adım adım anlatayım.
Bu güzel kentte, Taksim Gezi olayları başladıktan hemen sonra halkla birlikte (sadece Alsancak bölgesinde) ‘sopalı adamlar’ da ortaya çıktı. Kadın/kız/çocuk/genç demeden ellerindeki çivili sopalar, demir çubuklarla herkese giriştikleri, feci şekilde yerlerde sürüyerek dövdükleri önce kulaktan kulağa yayıldı, ardından facebooktan paylaşılan (delil) fotoğraflar ve videolarla tüm kullanıcıların bilgisayarlarına/telefonlarına yerleşti…
Anlatılanları ‘yok canım, olamaz böyle bir şey’ diye geçiştirenlerin, inanmak istemeyenlerin, benim gibi face’te olmayanların önüne, bu kez (içinde bulunmaktan gerçekten gurur/minnet duyduğum) egedesonsöz’ün kapağından ‘Eli sopalı bu adamlar kim’ başlığıyla o dehşet görüntüler düştü.
İliklerime kadar titredim. Aklım uçtu. Kalbim sıkıştı. Dilimi yuttum.
 
Arkası çorap söküğü gibi geldi.
İzmir Barosu Başkanı Sema Pektaş, İzmir Valisi’ne, İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne ‘kim bunlar’ diye sordu.
Ulusal basın, ilk kez egedesonsöz’de yer alan ‘sopalı adamları’ Türkiye’nin gündemine soktu. Ama İzmir’in yeni Valisi Mustafa Toprak, İzmirli meslektaşlarımızın ısrarlı sorularını rağmen ‘yok böyle bir şey’ mealinde cevaplarla geçiştirdi.
Ertesi gün, çok daha tuhaf bir şey oldu.
İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay, egedesonsöz’den Fatih Yapar’a, ‘eli sopalı adamların kesinlikle sivil polis olduklarını’ açıkladı.
Bilkay’ın Vali Toprak’ı ters köşeye yatırmasını bir tarafa bırakalım; sözleri, inanıyorum benim gibi herkesi bir kez daha sarstı. Çünkü Sayın Bilkay, Yapar’a şöyle diyordu:
“Çevik kuvvetin yayında ya da arkasında giden, günlerdir kamera görüntüleri ve fotoğrafları paylaşılan kişilerin kim olduğu ile ilgili birçok açıdan tartışma yaşanıyor. İl emniyet müdürü olarak bu kişilerin sivil polis olduğunu açıklıyorum. Bu konuda durum kesindir. Çevik kuvvet dışında birçok birime görev veriyoruz. Güven timleri olarak çalışan polisler de alana çıkıyor. Bu olaylar olmadan önce o polis uzun saçlı, sakallı bir şekilde görevini yapıyor. Kimisi kentte su satıcısı oluyor, kimisi gevrek tezgahında vatandaşı koruyor. Görevini yaparken vatandaş gibi olmak zorunda… Bu arkadaşlarımıza görev verdik. Onlar alana çıktı. Zaten müdahale etmiyorlar. Müdahaleyi çevik kuvvet yapıyor. Onlar gözaltı işlemi yapıyorlar. Polislerin ellerinde cop var. Bazıları eline sopa ve tahta almış.”
 
Bugün meslektaşım/arkadaşım sevgili Fatih Çekirge’nin de hem Sayın Bilkay, hem Sayın Toprak’la yaptığı görüşmeleri taşıdığı Hürriyet’teki köşesini de okuduktan sonra…
Hiç uzatmayacağım.
Bu kent, bugüne kadar nadir de olsa ‘orantısız güç’ görmüştür ama böylesini hiç yaşamamıştır.
Eli çivili sopalarla çoluk çocuk/genç yaşlı halkı kan revan içinde bırakan sivil polis görüntüsüyle karşılaşmamıştır.
Eylemlerin başladığı günden itibaren İzmir sokaklarında dehşet estiren eli sopalı adamların polis olduğunu basındaki görüntülerden, İzmir Barosu’nun ısrarlı yaklaşımından, olayı Türkiye gündemine taşıyan ulusal yayınlardan sonra açıklayan Sayın Ali Bilkay, bir emniyet müdürü olarak bu skandalın tam da merkezindedir.
O polislerin amiri olarak, baş sorumludur.
Ve İzmir’in yeni valisinin soruşturma için çağırdığı İçişleri Bakanlığı müfettişlerini beklemesine gerek yoktur.
Emniyet Müdürü Ali Bilkay, derhal istifa etmelidir.
Ve İzmir Valisi Sayın Mustafa Toprak, ‘çılgın İzmirliler’in fotoğraflarla/videolarla belgeledikleri o eli sopalı polislerin kimliklerini bir an önce açıklayıp, mahkemeye sevk edilmelerinin, cezalandırılmalarının yolunu açmalıdır.
Reyhanlı’yı kana bulayan patlamadan ‘3-5 saat sonra’ failleri bulmaya muktedir bir güvenlik yapısı, kimlikleri ayan beyan ortada olan bu polislerin hala niye tespit edilemediği sorusunu sordurmamalıdır.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Tevfik AKTUĞLU 6 Haziran 2013 Perşembe 02:43

Belirttiğiniz diğer görüşlere katılmakla birlikte, Reyhanlı patlamalarındaki performans konusunda itirazım var. Doğru, olaydan sonra imaj doğrultmak için derdest edilerek içeri atılanlar var ama Suriye bağlantılı olaylarda suçu kesinleştikten sonra basına açıklanan herhangi bir isim henüz yok.

Yorumu oyla      12      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Türk Milleti!!!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Az okumuşlar
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Karl Marx ve Mehmet Şimşek!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Kabiliyetsiz milletin Atatürk’ü olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
1 Temmuz eşiği ve normalleşememe!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Despina Vandi Çeşme’de… Kaçırmamak gerek
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Kaytara kaytara!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Oxford şehitleri
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Varlık-Hiçlik ekseninde gerilen insan
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Ya o vergiler hayatımıza girerse!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva