Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Satılık çiftlikler ülkesi Türkiye
27 Ağustos 2013 Salı

Tüketiciler et ve süt gibi besinleri pahalıya alıyorlar ve şikayet ediyorlar. İşin üretim açısından nedeni ise yeterince bilinmez. Açıklamaya çalışayım.
Yıllardır  “Çokuluslu   gıda ve tarım şirketleri, tarımda şirket tarımcılığını ve sözleşmeli tarım modelini sahneye koyuyorlar.Bu modelle bir yandan endüstriyel tohum,damızlık hayvan , ilaç ve kimyasal gübre gibi girdilere sürekli pazar yaratmak, bir yandan da kendilerine bağlanan büyük tarımsal işletmelerin ürünlerini işleyip pazarlamak istiyorlar. Bu şekilde, dünyada gıda egemenliklerini pekiştirecekler.
Sahneye konulan bu oyun ,çok uluslu şirketlerin gelişmekte olan ülkeleri toplumsal ve siyasal açıdan kolaylıkla denetlenmelerine de olanak sağlayacak.
 Şirket tarımcılığı Türkiye’nin de yapısal özelliklerine uygun değil.Özelikle,verilen kredilerin cazibesine kapılarak bu işe girecekler zor durumda kalacaklar.Türkiye çiftlik mezarlığı olacak”diye yazıyorum.
Bu bağlamda sayısız uyarılar yapıldı. Bununla birlikte,yeni-liberal politikalarla işletmelerin büyük bir çoğunluğunu oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler yerine,şirket tarımcılığı olağanüstü desteklerle özendirildi.
DEV SIĞIRCILIK İŞLETMELERİ NASIL SATILIK OLDU?
Bakınız hayvancılıkta ne oldu? 2010 sonundan   itibaren dev sığırcılık işletmelerinin kurulması için“sıfır faizli” 3 milyar liralık kredi kullandırıldı.
Sıfır faizli krediyi alanlar, iç piyasada hayvan bulamadılar ve ithalat yönünde baskı yaptılar.İthalatçı çok sayıda firma kuruldu  ve durumdan ithalat lobicileri karlı çıktılar. Aslında asıl karı ,ellerinde stok sığır bulunan AB/ABD’deki ihracatçı firmalar elde ettiler. Çünkü stok sığırlar sorun durumuna gelmişti.
Çiftlikleri kuranlar bir süre sonra hayal kırıklığına uğradılar.Çünkü, yem dahil girdi fiyatlarında olağanüstü yükseliş oldu, buna karşılık süt fiyatları süt tekelleri tarafından belirlendiğinden aynı şekilde artmadı. Üstelik kimi zamanlar dışarıdan süt tozu ithaline olanak sağlanınca süt fiyatları daha da düşürüldü.Buna krediye özenen,ancak sektörden bihaber girişimcilerin  deneysizlikleri de eklenince , çok sayıda işletme kapanma noktasına geldi. Buna karşılık  köylü işletmelerinin  hayvan sayıları azalmakla birlikte, varlıklarını devam ettirildiği gözlemlendi.
Bunlar benim tespitlerim.Benzer tespitleri,sayısız  ithalatçı firmalardan biri de söyledi.Gazetelere yansıyan bir habere göre 7 bin kadar damızlık düvenin ithalatını yapan  Ankara merkezli  Agroplus Şirketi’nin yetkilisi “Birçok çiftlikteki durum içler acısı.  Sektörel  iflas yaşanabilir.Bize,30’a yakın işletme, çiftliğini satmak için başvuruda bulundu. Avrupalı firmalar ile temastayız. Aldığımız çiftliklerde onlarla da ortaklık yapabiliriz. Türkiye bu konuda önemli bir üs olarak görülüyor. Irak ve Körfez ülkelerine hayvan satışı için değerlendirilebilmek isteniyor.”şeklinde açıklamada bulundu.
DOĞRU MODEL NE?
Öngörülerimin doğrulanmasını istemezdim.Ancak hayvancılıkta ,tarımın diğer dallarında olduğu gibi sahneye konulan model,Türkiye’nin hayrına çıkmadı. Burada iki önemli  nokta ile doğru modelin ne olduğunu ifade edelim.
·         Gelişmekte olan ülkelerde emek daha bol, dolayısıyla fırsat maliyeti daha düşük olmasına ek olarak toprak ve sermayede daha düşük maliyetlidir. Bu nedenle küçük  ve orta ölçekli işletmeler daha yüksek bir toplam verimliliğe sahip olmaktadırlar.  Bu işletmelerin  ölçek büyüklüğünden kaynaklanan sorunları ise , kamu yatırım ve hizmetlerinin sağlanması ve kooperatifleşme ile aşılabilir. Türkiye gibi ülkelerde de, anılan işletmelerin toplumsal yanı da vardır. İşin bu yanı ihmal edildiği için kırsal kesimde işsizlik ve yoksulluk artmaktadır.
·         Türkiye hayvancığında sığır yetiştiriciliğinin öne çıkarılması, her bölgemiz için uygun değildir. Nedeni basit olarak şöyle cevaplandırılabilir; Ülkemiz yarı-tropik bir kuşakta. Bunun sonucu meralarımız kısa boylu, zayıf ve seyrek otlardan oluşuyor. Böylesi ekolojik ortamlar için koyun ve keçi daha uygun bir özellik gösterir. Bununla birlikte koyun ve keçinin ihmal edilmesi sayılarında büyük düşüşleri ve bu bağlamda kırmızı et yetersizliğini ortaya çıkarmıştır.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Bozkurt' işareti Avrupa'ya neden dert oldu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kültürel İslam, Siyasal İslam...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çocuk istismarı
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Kaçın, demokratlar geliyor!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Deniz çayırlarına çocuklarınız için acıyın…
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Ormanlarımız yanar gider!
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İnsan insanı yakar mı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Türk Milleti!!!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Az okumuşlar
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva