Büyük olasılıkla…

Güzel ülkem Türkiye’de…

Bir üst düzey devlet yöneticisi…

Sattığı ürüne yüzde 50 zam yapma çaresizliğini(!)

Ancak…

Şu cümle ile anlatabilirdi…

O da başımıza geldi:

“Çok uzun kuyruklar oluşuyordu mağazalarımızın önünde, bu nedenle biz de fiyatı artırdık!”

Hayır, hayır; yanlış okumadınız…

Aslında…

O kurumun…

Türkiye’nin dört bir yanındaki şubelerinin önünde…

Yılan gibi kıvrıla kıvrıla uzayan kuyrukları oluşturan…

Dar gelirli vatandaşın tek arzusu vardı:

“Kasapta kilosu 120 TL. olan bir kilo kıymayı Devlet Baba’nın gayretiyle 56 TL.’den alabilmeyi sürdürebilmek…”

Bunun için saatlerce kuyrukta beklemeyi göze alıyordu…

Olmadı…

Özgün mesleği veteriner hekimlik olan…

Et ve Süt Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı ve…

Aynı zamanda Genel Müdürü Osman Uzun…

Meslektaşım tarım yazarı Ali Ekber Yıldrırım’a…

Yaşadığı çaresizliği(!) anlattı ve o sözler tarihe geçti:

“Bizim fiyatlar çok düşüktü, piyasanın yüzde 66 daha altında bir fiyatımız vardı… Bu nedenle çok uzun kuyruklar oluşuyordu… Bu nedenle biz fiyatı artırdık ama yine de piyasaya göre yüzde 15 daha düşük bir fiyat var... Karkas etin fiyatı 80 lira olmuş bizim 56 liradan kıyma satmamız zaten mümkün değildi…”

Bir üst düzey Devlet memuru…

Vatandaşı “delip geçen” pahalılığı ve zam kararını…

Nasıl böyle sakin ve huzurlu bi’şekilde anlatabilir?

***

Şu çok açık ve netti…

Et ve Süt Kurumu’nun fiyatları…

Market ve kasaplara göre daha hesaplı olduğu için…

Et ve Süt Kurumu mağazalarının önünde…

Kuyruk hiç eksik olmuyordu…

Vatandaş aldığı etle çoluğunu / çocuğunu besliyordu…

Son zamlar geldi; olan vatandaşa oldu…

Ne var ki…

Devlet…

Yapmaya karar verdiği zammı hayata geçirirken…

Dünyanın hiçbir yerinde…

“Çok uzun kuyruklar oluşuyordu, bu nedenle biz de fiyatı artırdık!” demez…

Diyemez!

***

Aslında, bu ironik örnek gösteriyor ki…

“Pahalılık deryasına demir atmış Türkiye” için…

Vatandaşın sıkıntılı hali…

Bir kısım yönetenlerin umudunda değil…

Ağzından çıkanları kulaklarının duymadığı…

Hatta…

“Al çöpe at!” dedirtecek…

Her ikbal sahibi sözün sahibinin kim olduğuna bakmaya kalkarsak…

Hayatı iyice “sollamış” olacağız…

İyisi mi, kafayı yemeden acıklı manzaraya bakalım…

O et kuyruğu neden uzayıp, gidiyordu sizce?

Hiç olmazsa…

Arada sırada…

Çoluk çocuğa ağız tadıyla bi’köfte yedirebilmek için…

Malum…

Ekonomi tepetaklak olduktan sonra…

Neredeyse beş aydır…

Ne kasaplara…

Ne de zincir marketlerdeki “et reyonları”na yaklaşmak…

Mümkün olmuyordu…

Manzara acıklıydı millet için…

Kasaba girip…

Utana, sıkıla…

“10 liralık kıyma verir misin!” diyen vardı…

İşte…

Et ve Süt Kurumu’nu yaratan “zihniyet” bugünleri…

70 yıl önce görmüştü…

Eski adı, “Et ve Balık Kurumu” idi…

Balık uçtu, yerine süt geldi…

Bu kurumun görevi…

Sağlıklı, güvenli, kaliteli et ve et ürünlerini üretmekti…

Ülke hayvancılığını teşvik etmekti…

Ediyor mu?

Etmiyor…

Çünkü…

Artan yem fiyatlarıyla başa çıkmak mümkün mü?

Çiğ süt üreticisi…

Sattığı 1 litre çiğ süt ile 1 kilo yem alamaz hale geldi…

Karkas et fiyatındaki yükseldikçe…

İnek kesimi, düve kesimi hızlandı…

Temel sorun ne?

“Yem’de dışa bağımlılık…”

Eh…

Manzara böyle olunca…

Kıymanın kilosunun 120 TL.’ye gelmesine şaşırmamak lazım…

Yalan mı?

***

Et ve Süt Kurumu’nun yeni fiyatlarını merak edenlere…

Son zamla birlikte sığır bonfilenin kilosu 154 liradan 228 liraya…

Sığır pirzolanın kilosu 103 liradan 152 liraya… Sığır kontrfilenin kilosu 98 liradan 145 liraya… Sığır biftek-rostonun kilosu 79 lira 50 kuruştan 117 lira 50 kuruşa… Sığır kuşbaşının kilosu 62 lira 50 kuruştan 92 liraya ve…

Sığır kıymanın kilosu 56 liradan 83 liraya çıktı…

***

Bitiriyoruz…

Vatandaş, Devlet’inin şefkatine her zaman muhtaçtır…

Gazeteci büyüğümüz Özdemir İnce’nin…

Şahane bir söz buketi var…

Diyor ki:

“Dünyanın her tarafında insanlar (ister vatandaşı olsunlar, ister olmasınlar) devletlerden şikayetçidirler… Ancak, bu şikayetlerin ciddiye alınması için yasal olmaları gerekir… Yasa yoksa ve şikayetler vicdani ve insani açıdan haklı ise, yeni yasalar çıkartılır…”

Vatandaş, şu sırada acayip haklı!

Nokta…

Sonsöz: “Dünyanın en pahalı şeyi ah almaktır… Bilin ki, öde öde bitiremezsiniz… / Anonim…”