AKP İzmir İl Başkanı Ömür Kabak’’la yaptığımız ’‘olaylı’’ röportaja ilişkin birkaç cümle de olsa yazmak istedim.’¶

Bu kentte 25 yılını mesleğe/gazeteciliğe vermiş, en üst düzeyde yöneticilik yapmış, röportaj konusunda sadece İzmir’’de değil, Türkiye’’de eline su dökecek kimsenin olmadığına inandığım Gönül Abla ile birlikte bu kez AKP’’nin ’‘çiçeği burnunda’’ İl Başkanı Ömür Kabak’’ın kapısını çaldık.

Daha önce Aziz Kocaoğlu, Mehmet Ali Susam, Ercan Tatı, Dr. Levent Köstem gibi CHP’’lilerin kapısını çaldığımızdan olsa gerek ’‘Bu kez İzmir’’deki yerel muhalefete mikrofon uzatalım’’ diyen de bizzat Gönül Abla’’nın kendisiydi.

Bana düşen ise uzmanlık alanıma giren siyasetin çeşitli kademelerinde 1994’’ten bu yana var olan Ömür Kabak hakkında Gönül Abla’’ya biraz daha detay bilgi vermekti.

Görevimi yapmıştım.

Ömür Kabak’’ın 1994 DYP Çiğli Başkan adaylığıyla başlayan, Dr. Burhan Özfatura’’nın hukuk müşavirliği ile süren, AKP Teşkilat Başkanı, İl Başkan Aday adayı ve de Çiğli Başkan adaylığıyla devam eden siyasi serüveni hakkında bir sürü detay verdim.

 

’‘Çiğli’’nin Ömür’’ü’’ sloganıyla çıktığı adaylıkta Aziz Kocaoğlu ve CHP rüzgarına yenilse de Taha Aksoy’’dan fazla oy alarak dikkat çektiğini, AKP’’nin Çiğli’’deki tüm seçimlerdeki en yüksek oyunu aldığını, Ali Aşlık’’a rakip çıkıp, Kerem Ali Sürekli ile birleşerek kongre kaybettiğini ve de birlikte Biz TV’’de 8 ay program yaptığımızı aktardım.

Çiğli’’de fakir bir barakadan başladığı hayat yolculuğuna hukuk fakültesi dahil tüm okulları birincilikle bitirip, eşiyle birlikte hakimlikten ayrılarak İzmir’’e dönüş yaptıklarını bile söyledim.

Röportaj yaptığı kişiye adeta emar çeken Gönül Abla’’nın işini bir nebze olsun kolaylaştırmak, AKP’’nin yeni İl Başkanı’’nın geçmişi hakkında hafızasını tazelemekti niyetim.

 

Ve Ömür Kabak’’ı kişisel olarak da adaylık sürecinde (il başkan adaylığı) desteklediğimden olsa gerek, kongre sonrası ilk ziyaretimin bir röportaj nedeniyle olmasına rağmen güzel geçeceğine ilişkin yargılarla oturmuştum karşısına.

Kısa süre sonra başlayan Gönül Soyoğul-Ömür Kabak çatışması aslında çok da arzu ettiğim bir şey değildi.

Tabi ki Kabak’’ın oruçlu oluşu, bizden yarım saat önce Harmandalı çöplüğündeki eylemin organizasyonu için birileriyle tartışmış olması, karşısında bir ilçe başkanı 4 il başkan yardımcısının ’‘izleyici’’ olarak oturması gibi pek çok faktör bir anda tanıdığım Ömür Kabak’’ı yeterince tanımadığımı düşünmeme neden oldu.

Ancak yine de altını çizmem gerekirse, yaklaşık 8 yıldır tanıdığım, pek çok özeli konuştuğum Ömür Kabak kesinlikle gazeteciye röportaj nasıl yapılır dersi veren biri olamazdı.

Zaten değil de. Umarım bu da bir istisna olur.

Bence sorun Kabak’’ın oturduğu koltukta. Tayyip Erdoğan’’ın İzmir temsilciliği koltuğu’…(Genel Başkan olarak tabi ki)

 

Ve Kabak sadece bizim karşımızda değil pek çok noktada ciddi hatalar yapmaya başladı. Muhalefet anlayışına sözüm yok.

Bunlara kesinlikle sözüm yok. Yerel muhalefet görevini yapıyor.

Ancak parti yönetiminde tökezlemeler başladı.

Örneğin başkanlık divanındaki son değişiklikler.

En başta yapması gerekenleri yolda hallediyor ve bunu yaparken de birkaç kişi hariç kimseye sormuyor.

Özel bir üniversiteyi ziyaretinde ’‘Kürt enstitüsü kuracak mısınız?’’ sorusunu yöneltiyor mesela çok gerekliymiş gibi.

 

Gönül abla ile tartışmalarına gelince;

Ömür Kabak, hükümetin genel icraatlarının kendilerinin en büyük referans noktası olduğundan dem vurarak, ’“Eğitimde, sağlıkta devrim yaptık’” ifadesinin altını çizdi, Gönül Abla’’da haliyle itiraz etti.

Mesleği ve oturduğu koltuk gereği olsa gerek hükümetin avukatlığına soyunan Kabak, öyle bir sağlık portresi çizdi ki. Güllük gülistanlık.  

Sanki birkaç ay önce aramızdan çok genç yaşta ayrılan Konak İlçe Başkan Yardımcısı Gökhan Düzovalılar, devlet hastanesindeki bir zafiyetten vefat etmemiş gibi.

İyi şeyler yapılmaya çalışıldığı söyleyebilirim. Hastanelerin birleştirilmesi, SSK’’lının üniversite hastanelerine kadar gidebilmesi, ilaç kuyruklarının bitirilmesi, özel sağlık hizmetleri’…

Eyvallah.

Ama ciddi aksaklıkların olduğu da ortada. Devlet hastanelerinde birkaç saatte ölen onlarca bebekten, üniversite hastanelerinin eski SSK’’ya dönüşüne kadar herkes her şeyin farkında.

Ama sorun bu değildi tabi ki.

Oruçlu İl Başkanı’’nın hükümetine toz kondurmama dahası avukatlığına soyunma gayretiydi sorun.

Ve de haddi aşarak gazeteciye gazetecilik dersi vermeye kalkışması.

Özellikle bir şeye çok takıldım. İzmir’’deki başarısızlığın Gönül Soyoğul gibi önemli mevkilerde oturan solculara hatta gazetecilere fatura edilmesine’…

Çünkü düşünülmeden ortaya söylenmiş bu sözün altında başka bir itiraf yatıyordu belki de.

Türkiye’’deki başarının da ele geçirilmiş yandaş medyanın ürünü olduğu itirafı’…

Olaya bu açıdan da bakmak lazım.

Önceki il yönetimlerini sorgulamak lazım mesela.

Milletvekillerini’… Birbiriyle kavgalı yapıları’… Parti içinde tahakküm kuran cemaatleri’… Aday belirleme sürecinde yaşananları’… Batan geminin malları gibi parti içinde dağıtılan ilçe adaylıklarını, milletvekili yakınlarının meclis üyesi yapılmasını, il başkanı ortaklarının meclise sokulmasını, delege yapılmasını, küstürülen onlarca partiliyi, kızdırılan kamuoyunu’…

AKP’’nin İzmir’’de seçim kaybetmesinin tüm bu faktörlerden ziyade iki önemli nedeni daha var bence. Ve tamamından da büyük faktör bunlar.  

İzmir politikasını İzmirlilerin yerine Melih Gökçek’’in kurgulaması, insanlık ve adalet sınırlarını zorlayan İzmir ablukasının bizzat bakanlarca yürütülmesi’…Ve de Başbakan’’ın iki yıl önce ’‘İzmir’’i istiyorum’’la başlayıp ’‘Ben baraj yapacağım, sen hava atacaksın, yok öğle yağma’’ ile biten sözleri’…

Gerisi hikaye. İhaleyi Gönül Soyoğul ve gibilere yıkmak kolaya kaçmaktır, sığda yüzmektir. Ve AKP’’nin 2014 projeksiyonunda önemli roller biçtiğim Ömür Kabak’’tan açıkçası daha derin bir siyaset bekliyorum. Hepsi bu kadar’…

Ve isterdim ki Ömür Kabak en azından röportajın bazı yerlerinde ’‘il başkanı’’ olarak değil de tanıdığımız, bildiğimi ve dokunduğumuz ’‘Ömür’’ olarak konuşsaydı.

Ama her şerde bir hayır vardır ya. Belki de bu küçük kavga olmasaydı ropörtajı binlerce kişi okumazdı.

Ben hala Ömür Kabak’’tan umutluyum. En azından Gönül Abla ve onun gibi düşünen İzmirlilerle iletişim kurma konusunda.