Ümit YALDIZ
Sağlam: Ku Klux Klan'ın elinde bir zenci gibiyim!
7 Nisan 2010 Çarşamba

Bugün beni yazı derdinden kurtaran Buca Belediye Meclis Üyesi, CHP Grup Başkan Vekili Hasan Sağlam’’a teşekkür ediyorum. 2 Nisan’’da kaleme aldığım ve ’‘Okumuş çocuklar isyanı’’ başlığını taşıyan yazıya muhatabından bir açıklama geldi.’¶
Aralarında Doç. Dr. Levent Köstem, Ekonomist Adnan Öztekin gibi çoğunluğu üniversite mezunu 9 CHP’’li Meclis Üyesi’’nin Belediye Başkanı Ercan Tatı yönetimine karşı koyduğu tavrı ele alan yazıda ’‘ilkokul mezunu’’ olarak bahsedilen ama adı geçmeyen Grup Başkan Vekili Hasan Sağlam, güzel bir dille ’‘hoş’’ bir açıklama gönderdi.
Biraz uzun ama keyifli bir açıklama’…
Aynen aktarıyorum.
 
Sevgili Ümit Yaldız,
 
Dün yine her zamanki gibi köşe yazınızı okumak için internet sayfanızı açtığımda hayretler içinde kaldım.
Aslında şaşılacak bir durum olmamasına rağmen ben yine de çok şaşırdım. Neden mi? Bazı kişiler size Buca Belediyesi ile bilgileri aktarmış siz de bu bilgileri ustaca yorumlar katarak köşenize taşımışsınız.
Sizi uzun yıllardır izleyen bir okurunuz olarak yazılanları okuyunca üzüldüm. Keşke bizleri de dinleyerek, bizlerle de konuşarak yorum yapmış olsaydınız. Belki biraz daha insaflı olurdunuz.
Çünkü aldığınız bilgilerin birçoğu yanlıştır. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Siz gördüğünüz halde görme özürlü bir insana kör demeye, işitme engelli bir insana sen sağırsın, ya da engelli bir insana ’‘sen sakatsın’’ demeye benziyor.
Sizce bu söylemler uygun mudur? Tabi ki uygun değildir. Siz de bu talihsiz yorumları yapmamalıydınız. İlkokul mezunu olmak ne bir suç nede bir eksikliktir. Eksiklik insanın kendisindedir. Ben belediye meclisinde mensubu olmaktan onur duyduğum CHP’’nin ilkeleri ve prensipleri doğrultusunda siyaset yapıyorum. Eğer bunun için de diploma gerekiyorsa benim diplomam var.
Hiçbir şekilde eksikliğini duymuyorum. Siyaset diploma işi değil, özgüven işidir. Eğer diploma ile olsaydı bütün dünyayı bilim adamları yönetiyor olurdu. Oysa şimdi öyle mi? Bakın bütün dünya ülkelerinde bilim adamları siyasetçilerin istekleri doğrultusunda ülkelerinde hizmet ve bilgi üretiyorlar.
Ve bütün dünyayı da siyasetçiler yönetiyor.
Demek ki siyasette diplomanın pek fazla önemi olmuyor. Bu söylediğime yüzlerce örnek verebilirim. Ancak bir tane örnek yeter sanırım. Mesela’… Efsane Başkan Rahmetli Ahmet Piriştina bu anlamda çok önemli bir isimdir. Çünkü İzmir halkı sadece ona efsane dedi. Bunu diplomalı büyüklerimizin incelemesi gerek değil mi?
Bununla ilgili önemli gördüğüm bir anımı yazının devamında aktaracağım. Şimdi sizin yazınızdan sonra kendimi nasıl hissettiğimi söyleyeyim.
 

 
Kendimi Amerika’’daki Ku Klux Klan’’ların eline düşmüş bir zenci gibi hissediyorum. Kesin diplomamız yok diye (Yani kartondan şöyle genişçe, etrafı çerçeveli, hani şu duvara asılan cinsten) siz bizi diplomalı arkadaşların yardımı ile darağacında sallandırmışsınız değil mi? İsterseniz size Ercan Tatı’’nın nasıl bir belediye başkanı olduğunu anlatayım.
 
2007 yılının sonlarıydı. Ben ve arkadaşlarım partimizin Buca’’daki makus talihini nasıl kırarız diye konuşuyorduk. Yaklaşık 10 isim üzerinde uzun tartışmalar yaptık. Aday olacak arkadaşlarımızda aradığımız nitelikleri tartışıyorduk. Ercan Tatı o günlerde ne mi yapıyordu?
O da il genel meclisinde ’‘Buca’’da organik tarıma nasıl geçilir?, depremde yıkılma ihtimali olan çürük okulların belirlenmesi ve ihalesinde yolsuzluk yapılan hastanelerin İzmir gündemine taşınmasında tek başına mücadele veriyordu. Tabi ki burada yerel basının ciddi desteğini unutmamakta yarar var. Ve arkadaşlarımızla Ercan Tatı ile bu sürecin başarı ile sonuçlanacağını kararlaştırdık. Ve başladık çalışmalarımıza. Kendimize iki hedef belirledik. Birincisi Buca merkez mahalleler. İkincisi de esnaflar. Bu kesimler partimize yeterince destek vermiyordu. Ercan Tatı ve arkadaşları, aylarca çalışarak o günlerde Göksu Salı Toplantıları her gün yapılırdı. O toplantılar sırasında hedefimizi 100 bin oy olarak belirlemiştik. Nihayet Allah utandırmadı önce aday adaylığından aday olmayı başardık, takdir edersiniz ki en zor olanı başarmıştık. Ve seçimde partimiz 120 bin oy aldı. Bu Ercan Tatı ve arkadaşlarının siyasal öngörüsüdür. Bu konuda tevazu göstermeyi düşünmüyorum.
O kadar baskı ve sıkıntıya rağmen bunu başardık.
Müsaade edin küçük bir övünme hakkımız da olsun. Peki diplomalı arkadaşlar o günlerde ne yapıyorlardı biliyor musunuz?
Aslında tek tek anlatabilirim. Ancak isim de vermem gerek olacağından şöyle özetlemeyi uygun buluyorum.
Arkadaşlarımızın bir çoğu kahvehanelerde okey, batak oynayıp akşam da meyhanelerde entel/dantel muhabbetler yapıyorlardı.
Oysa diploması yok diye hakir görünen arkadaşlar, partinin iktidarı için Buca’’nın bütün mahallerinde ve sokaklarında esnaf ziyaretleri, ev ziyaretleri yaparak, kamuoyu yaratmaya çalışıyorlardı. Hatta o günlere ilişkin şöyle bir hikaye anlatmak istiyorum.
Hatta biraz da ’‘kara mizah’’ katayım.
Hani İngiliz Avam Kamarası üyeleri, Afrika’’ya safariye giderler ve gittikleri o toprakları tanımadıkları için yanlarına rehber olarak bölge insanlarından alırlar ya. Hatta Safari esnasında aslanların kaplanların yerini bu rehberler belirler ve av hayvanlarını rahatsız ederek avcıların hedef mesafesine sürerler ya.
Genelde bu rehberler uzun boylu ve zayıf olanlardan seçilirler ki, avlanacak aslanlar ve kaplanlardan kolay kaçabilsinler diye.
Ama yine de kaçamazlar. Ve birçoğu safaride aslanlara yem olurlar. Ve bu Avam Kamarası üyeleri asla geriye dönüp bakmazlar. Çünkü gittikleri o bölgenin insanına saygı duymazlar. Bunu niye anlattım size anlatayım;
Yine böyle bir siyasal çalışma esnasında yazın sıcağı’… Ercan Tatı ve arkadaşları üzerlerindeki kıyafetlerin vermiş olduğu rahatsızlıktan dolayı kan ter içindeler. Ve esnaf ziyareti yapıyorlar.
Yine aynı esnaf arkadaşı ziyarete gelen bir diplomalı aday adayı arkadaşımız, ayağında sandaletleri, bacağında kısa şortu, üstünde safari gömleği ve başında şapkası ve yanında iki uzun arkadaşı ile halkın içine çıkmıştı.
İngiliz lordları, Afrika yerlilerine ne kadar saygı duyuyorsa, o gün oraya gelen arkadaş da Buca halkına o kadar saygı duyuyordu.
Yukarıdaki hikaye o arkadaşın ziyareti esnasında aklıma gelmişti.
Bir siyasetçi olarak o gün o diplomalı arkadaşın, bir siyasetçinin halkın karşısına hangi kılık kıyafetle çıkacağını bilmemesine çok üzülmüştüm.
İşte aramızdaki en büyük fark bu’… Varın gerisini siz sorgulayın. Bu arada o iki uzun arkadaşa ne mi oldu?
Onlar Buca’’nın aslanlarına yok olurken efendileri de onları izledi.
Şimdi bunları niye anlattım;
Siz emek harcamadan kimse size bir şey vermez. Bir görev istiyorsanız çalışacaksınız, çalışacaksınız ve o görevi hak edeceksiniz.
Yok benim diplomam var, yok ben duvara astım, çerçeve yaptırdım’’ diyorsanız vatandaş bunu anlamaz. Vatandaş kendisine hizmetkar arıyor, efendi değil. Bunu da herkes böyle bilmeli.
Şayet diploma ile olsaydı bu okumuş çocukların mezuniyet törenlerinde atanacakları makamlar kendilerine bildirilirdi. Neden o gün görev ihtası yapılmıyor?
Onu eğitenler diyor ki; ’‘Bu diplomayı al git, ülkene halkına faydalı ol, çalış!’’
Yok, sen çalışmadan ve emek vermeden görev istiyorsan, o zaman bu diplomayı duvara as, çünkü başka işe yaramaz.
Sevgili Ümit;
Neden yanıt verme gereği duyduğumu şöyle belirteyim’…
Bu okumuş çocuklardan Veli Balyemez aday olsaydı seçilebilirdi. Sayın Lokman Fazla önerilmesine rağmen görevi kabul etmedi.
Bir kısım arkadaşlar aday olmadı. Ama hani size, ’‘beni şu komisyona, bu komisyona önerdiler, ama biz kabul etmedik’’ diyen arkadaşlar var ya;
Tamamen sanal siyaset yapıyorlar.
Tıpkı senin yazılarına yorum yapan (bir kısmını ayırıyorum, çünkü onlar kendi isimlerini kullanıyorlar) sanal siyaset yorumcuları gibi.
Fikirler, üretenleri tarafından sahiplenilmiyorsa, dedikodu olur, boş laf olur, sanal olur.
Tıpkı sahipleri gibi’…
Şimdi buradan sana bilgi aktaran okumuş arkadaşlara sesleniyorum. Buca Belediye Meclisi’’nde bana göre sorun yok. Elbette her şey dört dörtlük değil. Bazı sıkıntılar var ama aşılması imkansız değil. Tek sorun var. Bazı arkadaşların hala Ercan Tatı’’nın belediye başkanlığını hazmedememeleri. Bu problem aşıldığında her şey kendiliğinden düzelecek. Ben buna eminim.
Şimdi gelelim komisyon seçimlerine’… Adı üzerinde seçim’…
Takdir edersiniz ki, öncelikle bir insanın titri, mesleği, tahsili ne olursa olsun, aday olacak medeni cesareti göstermesi gerekir. Sonra, seçilip seçilemeyeceğine onu seçecek olanlar karar verecektir. Buca Belediye Meclisi’’nde komisyonlara aday olma hakkı kimsenin elinden alınmamıştır. Bundan önce nasıl arkadaşlar aday olup seçildilerse bugün de öyle olmuştur.
Aday olan arkadaşlarımız arasından seçim yapılmıştır. Komisyonlarımız demokratik bir şekilde oluşturulmuştur. Seçim dışında başka bir yöntem varsa onu da biz bilmiyoruz.
Kaldı ki komisyonlarımıza seçilen arkadaşlarımız partimizin önemli unsurlarıdır. Ayrıca bildiğim kadarıyla benim dışımda bütün arkadaşların, (okumuş çocuklar da) dahil, belediye meclis grubumuz lise, yüksek okul ve üniversite mezunlarından oluşmaktadır. Bundan da bütün partililerim gibi ben de gurur duyuyorum.
Sonuç olarak; eğitim mutlaka önemlidir. Olmazsa olmazdır. Ancak size diğer insanlar arasında bir üstünlük sağlamaz. Aldığımız eğitim sayesinde ülkenize, halkınıza, şehrinize bilginiz dahilinde hizmet üretirseniz fark yaratırsınız. Bu da sizin artınız olur.
Cumhuriyet tarihi diplomalı, diplomasız fark yaratanlarla doludur. Sizde olan başkasında olmayan bir durumu karşınızdakinin eksikliği gibi görür iseniz bu belki o insanı biraz üzer, ama sizi zaman içinde çok rahatsız eder.
Buradan tarihin her döneminde fark yaratanları, halkı ile bütünleşip efsane olanları, halkın gönlünde taht kuranları saygı ve hürmetle selamlıyorum.
Son olarak yazımı sizin söylediğiniz gibi bitirmek istemiyorum. Sadece şunu belirtmek istiyorum. Birileri çıldırmış olmalı.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Halkın gerçek gündemi sahnede!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Şimdi ne olacak?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (10) 'Bak Postacı Geliyor'
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva