Ümit YALDIZ
Rest zamanı!
10 Şubat 2015 Salı

Cumhurbaşkanı diyor ki; “MİT Müsteşarı’nın milletvekili adaylığı konusunda düşüncelerimi Başbakan’a ilettim. Şimdi buradan ikili görüşmeyi açıklarsam saygısızlık olur”
*
Bu açıklamadan iki gün sonra MİT Müsteşarı istifa ediyor.
*
Herkes Fidan’ın bu kararı Erdoğan’ın talebi doğrultusunda verdiğini söylüyor. Hatta Hakan Fidan’ın Davutoğlu’nun koltuğunun da bir sonraki sahibi olduğu yorumları yapılıyor.
*
Bitmiyor. Üç gün önce ‘Bu konuyu Başbakan’la görüştük. Şimdi buradan açıklarsak saygısızlık olur’ diyen Erdoğan yeniden çıkıyor sahneye:
“Açık söylüyorum. MİT Müsteşarı’nın adaylığına sıcak bakmadığımı Başbakan’a da ilettim. Karar tabi ki onundur”
*
Erdoğan bununla da yetinmiyor. Bir gün sonra yeni bir açıklama daha yapıyor.
“Dolayısıyla bu makama gelmiş olan bir kardeşimizin milletvekili adayı olmak ya da onun ötesinde bazı görevleri kafasında planlamak gibi bir durumu olabilir. Ya da ona belki bu tür bazı vaatlerde bulunulmuş olabilir, orasını bilemem. Ama ben kendisine açık ve net olarak ‘ayrılmanı doğru bulmuyorum’ dedim. Senin göreve devam etmen gerekir çünkü burası rastgele bir yer değil”
Erdoğan’ın bir hafta içindeki üç kritik çıkışına anlam yüklemek zorundayız.
Nasıl yani…
Ülkenin en güçlü iki adamı…
Cumhurbaşkanı ve MİT Müsteşarı…
Görünen o ki aralarına kara kedi girmiş durumda.
Açık ve net bir itaatsizlik söz konusu… Rest çekme yahut takmama hali!
Yoksa Erdoğan iki gün önce ‘saygısızlık olur’ diye anlatmadığı görüşmeleri kamuoyuyla bu denli paylaşır mıydı?
Uğruna bir gecede yasa çıkarıp ‘ipten aldığı’ Fidan’ın gelinen noktada Erdoğan’ı dinlememesini pek çok açıdan ‘çözüm süreci, paralel mesele gibi’ ele almak zorundayız.
Mesele bir ‘sır küpü’ kaybetmek öte görünüyor. Mesele Erdoğan’ın ‘paralel mücadelesinde’ yalnız bırakılması gibi görünüyor daha çok.
Ve son açıklamasında bu konudaki duygularını da dışa vuruyor Erdoğan:
“Tek kişi kalsam da bu mücadeleyi sonuna kadar sürdürürüm”
Devam edelim o halde…
Varan 2: Merkez Bankası…
Teşekkür turu adı altında partisine meydanlarda oy isteyen Erdoğan’a bir hedef lazımdı aslında... Merkez Bankası’nı bu denli diline dolamasının ilk ve en önemli nedeni odur.
Meydanlara heyecan vermek için gösterilecek bir hedef lazımdır.
 
Merkez bankasının faizi indirmesini istedi Erdoğan…
Kendisini eleştirenleri bilindik üslubuyla, “Sen işine bak” diye tersledi.
Erdoğan konuştu dolar yükseldi. Erdoğan konuştu TL eridi.
İki haftadır dolar 15 yılın rekorunu kırdı. 2,50’yi gördü.
Ve önce merkez bankası başkanı lojmanını boşalttı.
Ardından AK Parti hükümetlerinin ekonomi patronu Ali Babacan’dan son derece nazik ama bir o kadar da sert bir açıklama düştü ajanslara…
Merkez Bankası'nda gayet yetkin bir ekibimiz var, ekibimize güveniyoruz... Doğru zamanda doğru kararlar aldıklarına inanıyoruz" dedi Babacan…

Erdoğan’ın yerden yere vurduğu, meydan meydan şikâyet ettiği, bir kaşık suda boğmak istediği Merkez Bankası’na Başbakan Yardımcısı Ali Babacan açık ve net bir şekilde sahip çıkıyordu.
Bu ne cüretti! Erdoğan’ı takmayarak istifa eden Fidan’ın ardından bu ikinci sert hamleydi.

Varan 3: Başkanlık Sistemi…

Erdoğan’ın canla başla mücadele ettiği tüm teamülleri, etik ve yasal kuralları alt üst ederek meydanlarda açıkça AK Parti’ye oy ve en az 400 vekil istediği Yeni Türkiye sürecinin olmazsa olmazı…
Erdoğan’a yakın medyanın ve vekillerin ardı ardına “Başkanlık sistemi Türkiye için şarttır” diye irade beyan ettikleri süreçte hükümeti temsilen medyanın karşısına çıkan Bülent Arınç’ın sözleri…
“"Başkanlık veya yarı başkanlık konusunu Cumhurbaşkanımız dile getiriyorlar. Bazı milletvekili arkadaşlarımız ya da komisyon başkanları bildiğimiz eski düşünceleri tekrar ediyorlar. Bakanlar kurulunda bu konu tartışılmış bir konu değildir"
Nasıl yani…
Erdoğan’ın adeta hançeresini yırtarak yaptığı çıkışlar bakanlar kurulu tarafından duyulmuyor mu?

Varan 4: Yüzde 50 nefret ediyor meselesi…
“Biz yüzde 50 oy alıyoruz. Fakat geriye kalan yüzde 50’de bir nefret söylemine dönüşüyor. Biz eskiden sokağa çıkardık taraftarımız bizi çok severdi. Karşıdaki muhalifler de saygı duyardı. Şimdi bir nefretle bakış seziyorum. Kemikleşme, kamplaşma var. Bu bizim yüzde 50 oyumuza engel olmaz. Ama Türkiye yönetilebilir bir ülke olmaktan çıkabilir.
Haksızlık yapmamış olmak lazım. Haktan yana olmak lazım. Bu unsurları yaşatırsak bizi top tüfek yıldıramaz. Ama adalette, haksızlık yapmakta veya emaneti ehline vermemekte, kısa devre ve çıkara dayalı siyaset yapmakta adım atmaya başlarsak veya birileri böyle bir tehlikeyi karşımıza getirirse o zaman sıkıntı olabilir. Böyle bir şey var mı Ak Parti’de? Olabilir. Nihayet malzemesi insan olan bir partiden bahsediyoruz”
*
Anlayana açık bir muhtıradır.

Varan 5: Dört bakan konusu…
Erdoğan ve ekibinin ‘Yüce Divan’a sevklerini önlemek için canhıraş bir mücadele ortaya koyduğu süreçte makaracı bakanın oylamasında 255 oy çıktı.
312 sandalyeden 255 oy… Aradaki farkı fark etmemek elde değil.
Bu süreçte Cemil Çiçek’in açıklamaları da cabasıydı.

Yukarıda bir şeyler oluyor. Acayip bir şeyler…
Son yazıda ‘Ağacın kurdu ağaçtandır’ sözüne vurgu yapmıştık.
Gördüğünüz gibi kurt hareket halinde…
Eskiden kol kırılır yen içinde kalırdı. Şimdi kol kırılıyor ama yen içeride kalmıyor.
Yaşananlar bir satrançtan ziyade pokeri andırıyor. Rest, reste rest zamanı…
Tabi ki tüm bu hamle savaşları listelere de yansıyacak. Öyle görünüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Danışmanı Binali Yıldırım üzerinden etkili olmak istediği kente Başbakan Davutoğlu ayrı bir koordinatör tayin edip ‘başbakanlık ofisi’ açmaktan söz ediyor.
Bilmem anlatabiliyor muyum?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
RÖLENAS 10 Şubat 2015 Salı 20:59

RÖLENAS ÇEKİP 7 HAZİRAN SONUCLARINI BEKLEMEDEN TAHMİN EDİYORUMKİ...FİDANININ ELİNDE 5 BENZEMEZ.DAVUTOĞLUNDA FUL RIĞA,,ERDOĞANDA KARE AS,,MİLLETİNDE KUPA FLÖŞ VAR..SON SEANIN HEYECANINI BÜROKRASIDEN GELİPDE LİSTEYE GİREMİYENLER İLE KONTENJANDAN İLLERE GÖNDERİLEN **İTHAL ADAYLAR**YAŞAYACAK..HAYIRLI OLSUN..

Yorumu oyla      12      5  
O.T 10 Şubat 2015 Salı 18:55

Davutoglu Bey icin bence en hayirlisi izmirimizde home ofic acmasi. Hani sokaga cikma zorlugu cekerde isler yarim kalir diye soyluyorum..! Fikir bedava bizde,panik yok!

Yorumu oyla      12      6  
misafir 10 Şubat 2015 Salı 16:10

RTE nin sonunu sanıldığı gibi muhalefet değil, kendi adamları ve sarpa saran çözüm süreci getirecek.

Yorumu oyla      14      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkamacılara Ceza Yağdı!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Koç'un 'Can'ı İzmir'in sevdalısı!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Oxford şehitleri
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Varlık-Hiçlik ekseninde gerilen insan
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Pahalı, fahiş ve fuhuş!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Ya o vergiler hayatımıza girerse!
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Evlad-ı Fatihan ne yapacak?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Emeğin dayanışma gücü
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Belediye meclisleri
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Önemli bir düzeltme!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva