Ümit YALDIZ
Rakamların gör dediği!
19 Temmuz 2013 Cuma

İzmir için seçim topu patladı.
Adaylar, senaryolar, parti içi çekişme, kıran kırana rekabet…
Tüm bunları önümüzdeki günlerde ilçe ilçe ele alacağız.
Ama önce Egedesonsöz yazar ailesine katılan Özer Doğan’ın masanın üzerine koyduğu rakamlarla başlayalım.
Seçime Doğru yazı dizisiyle Özer Doğan ilk olarak İzmir seçmenine genel bir bakış attı. TÜİK ve YSK’dan alınan rakamları sandık sonuçlarıyla harmanlayıp İzmir seçmeninin tomografisini çekti.
Seçim öncesi çok değerli bir çalışma…
İlk olarak 4 milyonu aşan İzmir’in demografik yapısından yola çıkalım…  
Bizim ‘kütük’ diye tabir ettiğimiz nüfusa kayıtlı olunan illere göre değerlendirildiğinde görülüyor ki İzmir’de en çok ‘İzmirli’ var.
1 milyon 700 bine yakın kişinin kütüğü İzmir’e kayıtlı.
Hani hep derler ya…
İzmir’de İzmirli var mı?
Evet, var. Hem de 1,7 milyon kadar…
Tabi ki kütüğün İzmir’e kayıtlı olması kişinin İzmirli olduğu anlamına da gelmiyor.
Balkan-Rumeli göçmeni kesimin ağırlıklı olduğu İzmir’e kayıtlı nüfusa bir dönem serbestlikten yararlanarak ‘kütüğünü İzmir’e taşıyan Anadolu göçmenlerini’ de eklemek de yarar var. Bilhassa Konyalıları…
Tabloya baktığımızda İzmir nüfusundaki Egeli ağırlığı (Manisa, Aydın, Afyon) görülüyor. Ve de Mardin, Erzurum, Konya ağırlığı…
İzmir seçmeninin yüzde 60’nın sırasıyla Karabağlar, Buca, Konak, Bornova, Karşıyaka ve Bayraklı’da oturduğu, ‘eski metropol’ diye tabir edebileceğimiz bu ilçelerin özellikle Büyükşehir oylamasında sonucu belirleyecek ilçeler olduğu da ortada…
Beni en fazla heyecanlandıran rakamlardan biri eğitim durumuyla ilgiliydi.
Bariz şekilde İzmir seçmeni Türkiye otalamasının her alanda 3 puan üzerinde... Fakülte mezunu oranında da lise mezunu oranında da hatta okuma yazma bilmeyen oranında da ülke ortalamasının çok ötesinde bir kentte yaşıyoruz.
Ve bu rakamlar İzmir’in pek çok konuda neden Türkiye’den ayrı düşündüğünü anlamamıza da olanak sağlıyor. Yahut İzmir seçmeninin ikna etmenin neden zor olduğunu…
Gelelim sandıktan çıkan sonuçların okunmasına…
2002’de ilk yarışında İzmir’de henüz altı aylık Genç Parti’nin gerisinde 3. çıkabilen AK Parti, kısa sürede ‘merkez sağın mirasına’ oturarak aradaki farkı kapattı. 10 yıllık periyotta AK Parti yüzde 16’dan 37’ye gelerek CHP ile arasındaki makası 5-6 puana kadar indirdi. 
Öyle ki genel seçimler söz konusu olduğunda bu fark 2007’de de 2011’de de aynıydı.
Eriyen, kaybolan partilerin (DYP; ANAP ve Genç Parti) oyları CHP ve AK Parti arasında pay edilmiş, MHP’nin yüzde 13’lük sabit oyuna karşın İzmir gelinen noktada BDP’nin de yüzde 4-5 aralığında oy aldığı, destek bulduğu bir kent haline gelmiştir.
2002-2004-2007-2009 ve 2011 birlikte okunduğunda görülecektir ki, iktidar partisi son seçim hariç yüzde 30 bandını aşamamış, İzmir’i ikna etmekte zorlanmıştır.
Buna karşın CHP genel seçimlerde bulamadığı desteğin fazlasını yerel seçimlerde fazlasıyla almayı başarmıştır.
 
Tabi ki burada ‘yerel-genel’ arasındaki seçmenin farklı tavrını iyi okumak gerekir.
CHP’nin rekor düzeyde oy aldığı 2009 seçimlerinde Büyükşehir oylamasında Kocaoğlu’nun yüzde 56’lık zaferi, 28 ilçenin CHP tarafından rekor oylarla kazanılması, il genel meclisinde yüzde 50’ye yakın oy alınmasının altında Aziz Başkan’ın ilk döneminde hayata geçirdiği başarılı hizmetler kadar İzmir’de çok sert şekilde esen ‘anti AKP rüzgarı’nın da etkisi olmuştu.
Hakkını teslim etmek gerekirse CHP’nin o süreçteki lideri Baykal’ın eylem ve söylemleriyle İzmir seçmeninin düşünceleri birbirine paraleldi. Kocaoğlu’nun ‘dürüst ve başarılı’ imajı, Baykal’ın ‘ulusalcı-milliyetçi’ çıkışları CHP gemisinin yelkenini şişirirken İzmir seçmeni ilçe adayları yahut diğer detaylara takılmadan gönül rahatlığıyla oyunu kullandı.
Tabi ki AK Parti’nin aday tespitindeki hataları da unutmamak lazım.
Burada 2007 genel seçimlerinde yüzde 13 oy alan MHP’nin karizmatik adayı Müsavat Dervişoğlu’na rağmen yüzde 7’de kalması, kalan oyların Kocaoğlu’na yani CHP’ye akmasını da okumak zorundayız. MHP’nin İzmir’de ‘Burhan Özfatura lehine çekildiği 2004’ten bu yana’ yerel seçim partisi olamaması kadar ‘ulusalcı-milliyetçi’ seçmenin sandıktaki gizli ittifakının da bu sonuçta etkisi olmuştur. Kaldı ki bu gizli ittifak sadece İzmir’le sınırlı kalmamış, o sayede MHP Manisa, Balıkesir ve Uşak gibi Ege kentlerinde sandıktan zaferle ayrılmasını bilmiştir.
Benzer bir ittifakın Gezi olayları sonrası İzmir ve çevresinde tekrarlanması beklenmektedir.
Başbakan Erdoğan’a ‘ders vermek’ amaçlı ittifakın seçmen tarafından sandıkta tekrarlanacağı tezi, siyasetle ilgilenen hemen herkes tarafından genel kabul görmektedir.
 
Gelelim rakamların gör dediği asıl meseleye…
2002’de İzmir seçmeni tarafından ‘RP’nin devamı’ olarak algılanan AK Parti’nin ‘Rumeli Göçmeni Cem Uzan’ın 6 aylık partisinden bile geride kalmasını iyi okumak zorundayız.
Ve AK Parti’nin kısa sürede toparlanarak kente kendini anlatmayı başardığını da unutmamak gerekiyor. Kaldı ki sandığa gömülen ve bir daha çıkamayan merkez sağın mirasının önemli bölümünü sahiplenen AK Parti sadece iki yıl sonra yüzde 33 seviyesine çıkmış ve o seviyeden kolay kolay aşağıya inmemiştir.
İzmir özelinde 2007 ve 2009’da rüzgar tersten eserken bile yüzde 30’a tutunan AK Parti 12 Eylül referandumunda yüzde 37’lik ‘evet’i görünce 2011’de İzmir’e bakışını değiştirdi.
Kent seçmeninin korkularını, kaygılarını ilk 8 yılda doğru okuyamayan ve İzmir’e çoğunlukla ‘aba altından sopa’ gösteren, kamu hizmetlerinde hak ettiği yatırımları yapmayan bu nedenle ‘üvey evlat’ psikoloji yaratan AK Parti, 2011 öncesi önce dilini değiştirdi ardından da kabinenin iki önemli bakanını İzmir’e göndererek yatırım fakiri olunan 8 yılın acısını çıkarırcasına 35 proje açıklayıp son iki yılda aradaki farkı kapatma yoluna gitti.
Kente yönelik söylemini ‘Gavur İzmir’den ‘Güzel İzmir’e çeviren ve daha çok ‘hizmet dili’ konuşarak 12 Haziran’da ilk kez yüzde 40 eşiğine dayanan, yüzde 37 gibi İzmir için rekor bir oy oranına ulaşan AK Parti, ağırlıklı olarak ulaşım/ulaştırma projeleriyle göz doldurup, 12 Haziran sonrası da kentteki siyasal yükselişini sürdürdü.
12 Haziran’ı bir önceki (yerel) seçime oranla hezimetle kapatan CHP kendi iç meselelerine boğulurken Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım temel üstüne temel atarak kentin gündemine hakim olmayı başardı. Ancak özel yetkili mahkemece yürütülen ve İzmir Büyükşehir’i hedef alan soruşturma ve dava kentin siyasal iklimini yeniden değiştirdi.
İzmir’in dürüst Başkanı Aziz Kocaoğlu ve çalışma arkadaşlarının yüzlerce yıl hapis istemiyle yargılandığı davayı siyasal bulan İzmir kamuoyu yeniden Başkan Kocaoğlu etrafında birleşirken AK Parti kurmayları dava ve soruşturmanın sorumluluğunu kabul etmeyerek süreçten siyaseten zarar görmeme yolunu seçtiler.
Ama 12 Haziran sonrası kamuoyunda ciddi takdir gören hatta 2014’te İzmir’i alabileceği konuşulan AK Parti, Büyükşehir davasıyla beraber yükseliş hızını kaybetti.
Sonrasında ulusal politikadaki bazı gelişmeler yüzünden İzmir’deki yükselişinden eser kalmadığı gibi ‘geriye gittiği, yüzde 30 seviyesinin altına düştüğü’ bile söylenebilir.
Eğitim sistemindeki radikal değişiklikler, ulusal gün ve bayramlar yönetmeliğinin uygulamasında İzmir’i rahatsız eden değişiklikler, özel yetkili mahkemelerin kamu vicdanını rahatsız eden soruşturma ve davaları, alkol düzenlemesi, açılım yahut çözüm süreci ve de patlak veren Gezi isyanı…

Başbakan Erdoğan ve kurmaylarının ‘öteki yüzde 50’yi rahatsız eden her adımı en fazla İzmir’de reaksiyon yarattı.
Çünkü öteki yüzde 50’nin en fazla olduğu kentlerin başkenti İzmir’di... Ve İzmir siyasetinin dengesi, İzmir’den kaynaklanmayan, Erdoğan ve kurmaylarının eylem ve söylemleri yüzünden bir kez daha değişti.
 
Seçime 8 ay kala durum böyle…
Kent kamuoyu ulusal gelişmelere paralel olarak yeniden değişebilir.
CHP’nin süreç içinde atacağı yanlış adımlar, AK Parti kurmaylarının süreçlerden ders çıkardıklarına dair mesajları, kent siyasetindeki dengeleri yeniden gözden geçirmemizi sağlayabilir. Yazının başında 6 aylık partinin İzmir’de yüzde 18’le ikinci çıkabildiğini söylerken biraz da anlatmaya çalıştığım buydu. İzmir seçmeni kolay ve sert tepkiler verir.
Hiç kuşku yok ki şu an AK Parti’ye ve Başbakan Erdoğan’a kızgın…
Ama bu kızgınlığı ilelebet sürer mi?
Benim için kocaman bir soru işareti…

Rakamların gör dediği ikinci önemli mesele…
Aziz Kocaoğlu… Tüm kentte 2009’un kahramanı o…
Tüm ilçe belediye başkanlarından fazla oy almış.
İl Genel Meclisi’nden, Belediye Meclisi’nden…
Yani partisinden…
Kırsaldan, köyden, varoştan…
Hatta AK Partili’den… Adayını beğenmeyen AK Partililer de Kocaoğlu’na oy vermiş görünüyor tablolara yakından bakınca...
MHP’liler, BDP’liler…

Beş yıl öncesinin başkahramanı Kocaoğlu’nun bugünkü durumu ne peki?
Aynı rüzgarı estiremediğini düşünenler oldukça fazla…
Tabi ki iktidarın yıpratıcı, yorucu bir şey… Başbakan Erdoğan gibi o da 10 yıldır iktidarda… Yapmadıkları, yapamadıkları var elbet.
Yanlışları da var hataları da var.
Ama bardağın dolu da tarafını da görmek zorundayız.
Çünkü Kocaoğlu hala CHP’nin elindeki en önemli güç…
2009’daki gibi ‘tek ve vazgeçilmez’ olmasa da gücünü önemli ölçüde koruyor.
Gezi süreci CHP Genel Merkezi’nin elini güçlendirmiştir güçlendirmesine…
Ama Kılıçdaroğlu’nun da hata yapma lüksünü elinden almıştır aynı süreç…
O nedenle CHP İzmir’e ‘odun da koysak…’ diye bakamaz, bakmamalıdır.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 23 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
MAKYOL 23 Temmuz 2013 Salı 14:20

BARDAĞI, SAĞ VE SOL OLARAK DOLDURURSAK,İZMİR DE HABİRE BARDAĞİN SAĞ TARAFI DOLMAKTA TAŞMAKTADIR.BÜYÜKŞEHİRDE BU SAĞ TAŞMANIN,NEREYE VARACAĞINI BİLEN DOSTUMUZ VARSA,AYDINLATSIN BİZLERİ.ANLAŞILAN İZMİRDE,SOSYAL DEMOKRAT,SOL SOSYALİST KALMAMIŞKİ,BARDAĞIN SAĞI TAŞIYOR.

Yorumu oyla      11      7  
UMUR 23 Temmuz 2013 Salı 12:17

Aliağa'da Turgut diyen Aziz başkan sen ilçemize karışma, karışırsan sana da CHP'ye de oy yok. Hoşuna gidiyor değilmi başkan hiçbişey istemiyor, yerinde de gözü yok. Amaç seçim kazanmak olmalı, o yüzden TARAFSIZ OL TARAFSIZ

Yorumu oyla      12      7  
23 Temmuz 2013 Salı 01:33

megaköylü sen inanıyor musun buna :)) Karşıyaka'da, Bornova'da AKP mi alacak :) CHP; Karşıyaka, Bayraklı, Buca, Karabağlar, Konak'ta başkan değişikliğine gitmeli.

Yorumu oyla      15      6  
EVKA4 LÜ 22 Temmuz 2013 Pazartesi 15:19

ÖRGÜTE,ÇALIŞANINA İHTİYACIM YOK DİYEN BİR BAŞKAN KENDİNİ HİNT KUMAŞI ZANNEDİYOR.ONUN İÇİN CHP YE EVET AZİZE HAYIR.ADAY GÖSTERİLİRSE DE CHPYE DE HAYIR

Yorumu oyla      17      11  
megaköylü 22 Temmuz 2013 Pazartesi 14:51

chp izmirde bitmiş vaziyette.AKP bütün belediyeri alacağı için boşuna aday ismi yazmayın.

Yorumu oyla      27      21  
sosyal demokrat 22 Temmuz 2013 Pazartesi 12:46

Azizi Kocaoğlu'nun CHP çok borcu vardır onun için,Aziz bey artık dinlenmeye alınmalıdır.eğer gerçekten parti tabanında seviliyorsa 2015 m.vekili ön seçimine girer,ön seçimden çıkarsa partili seviyor demektir,sonrada seçime girdiği bölgeden bir m.vekili fazla (dış ilçelerde çok seviliyormuş da)çıkarmamıza katkısı olursa ,sandığa o dedikleri gücü taşıyabilirse o zaman A.Kocaoğlu partiye olan borcunu öder.

Yorumu oyla      18      6  
megaköylü 22 Temmuz 2013 Pazartesi 10:51

izmirde Mhp ve chp AKP ye karşı birlikte savaşacaklarmış.

Yorumu oyla      25      11  
Muhtar 22 Temmuz 2013 Pazartesi 10:47

Seferihisar da hangi partiden aday olursa olsun Hamit Nişancıyla kazanacağız.

Yorumu oyla      16      16  
Yorumcuların yorumcusu 22 Temmuz 2013 Pazartesi 10:35

Aziz Başkana burada sallayanlar karşısına çıkınca ne yaptığınızı görüyorum. Sizi gidi Hakancılar, Hüseyinciler,Cevatçılar. Boşuna uğraşmayın CHP en yüksek oyu sadece Kocaoğlu ile alır.

Yorumu oyla      15      21  
Murat 22 Temmuz 2013 Pazartesi 08:08

Bayraklıda mhp ve chp arasında kıyasıya yarış olacak.

Yorumu oyla      21      8  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
50 yıl önce nasıl katil oldu?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Metanoya!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva