Ümit YALDIZ
Polemiklerin değil, icraatların başkanı!
29 Ocak 2010 Cuma

Ne yaptığın değil, ne dediğin, ne söylediğin önemlidir bu ülkede. ’¶
 
Yapmasan da olur. Söylemen yeterli.
O söz ki, vezir de eder, rezil de! Adam da yapar, şalgam da!
Merhum Başbakan Bülent Ecevit 1977’’de ’‘Toprak işleyenin, su kullanın’’ dedi.
Ağalık düzenine son verileceği anlamına gelen bu sihirli kelime onu başbakanlığa taşıdı. Peki, Ecevit’’in söylemi, eyleme dönüştü mü, dönüşebildi mi?
Ne mümkün? Belki de aynı söylem yüzünden iktidardan oldu. Türkiye’’nin ağaları, patronları hallettiler Karaoğlan’’ı’…
Öte yandan önemli de değildi zaten’… Halk için söylenmesi yeterliydi.
Çünkü ne yapıldığıyla değil, ne denildiği ile ilgilenen toplumduk.
Giderek daha da oluyoruz.
İstanbul’’un kanayan yarası, su sorunu, ülkedeki akaryakıt sorunu için dönemin Başbakanı Demirel’’in ünlü deyişleri:
Su vardı da, biz mi içtik! Petrol vardı da biz mi içtik!
Çözüm makamından gelen komik söylemler’…
Komik ama çözümsüzlüğün itirafı!
Yine aynı zat-ı muhtereme ait, 500 günde 2 anahtar vaadi, eyleme dönüşmeyen söylemlere iyi birer örnektir.
Yeter söz milletin! Mesela’…
Türkiye’’de bir devri kapatan söylem, slogan’… Üzerinden 60 yıl geçti.
Peki, sözün milletin olduğunu gören var mı? İşte orası tartışılır. Ama hala kullanılır, hala iş yapar’… Siyasi tarihimiz bu ve benzeri ’‘boş’’ vaatlerle doludur. Çünkü biz, siyasetçinin, makam sahibinin ne yaptığıyla değil, ne söylediğiyle ilgiliyizdir.
Belki de yapmayacaklarını bildiğimizden’…
Ve gelinen noktada Türkiye, iyiden iyiye magazinleşti. Artık ne yapıldığıyla hiç ilgilenmiyoruz. Polemiklerle yaşıyoruz hatta. O manken öbürüne ne demiş, Erdoğan Baykal’’a, Bahçeli Başbakan’’a nasıl bindirmiş, Osman Baydemir, ’‘meşenin hangi dalı nerenize battı’’ diyerek ne demeye getirmiş. Asker, sivile hangi sözlerle ültimatom vermiş!
Vs. Vs’…
İşçinin, emeklinin, memurun, çiftçinin durumu nereden nereye gelmiş, görüntünün aksine gerçekte neler olmuş, ’‘Laikliğe karşı eylemlerin odağı olarak, Anayasa Mahkemesi tarafından mahkum edilmiş bir partinin iktidarında Türkiye nereden nereye gelmiş. Tekel işçilerinin durumu ne olmuş.
Kimsenin umurunda değil. Kimsenin’…
Göz önünde olanların, makam, şan, şöhret sahiplenin yapması gereken ilk şey’…
Ne söylediğine dikkat edeceksin.
Ağzından çıkanı kulağın duyacak.
İlçe kongresi gibi 400 kişilik mevzu için başkanlık gibi 4 milyonun kaderini şekillendiren makamdan ’‘istifa’’yı ağzına bile almayacaksın mesela.
İş bittikten, dere geçildikten sonra ’‘adam-şalgam’’ muhabbeti yapmayacaksın!
Yapıyorsan da parantezli konuşacak, kimi kastettiğini açıkça ifade edeceksin.
Yoksa ’‘gavur İzmir’’ kelimesini kullanmayan ama parantezli konuşmadığı için ima ettiği düşünülen Başbakan’’ın durumuna düşersin.
Herkes kendini şalgam sanır, 182 adet düşman kazanırsın.
Ağzından çıkanı kulağın duymazsa, ne dürüstlüğünün, ne adaletli oluşunun, ne fakir-fukara babası olmanın, ne milli eğitim bakanından fazla okullarla, eğitimle ilgilenmenin, ne cami-kilise-cem evi yaptırmanın, ne rantı yüksek belediye arazilerini İzmirlinin kültür-sanat hayatına kazandırmanın hükmü kalır.
Çünkü yaptığınla değil, söylediğinle ilgilenen bir toplumuz.
Keşke yaptığınla ilgilenen, yaptıklarını konuşan bir toplum olsaydık.
İşte o zaman, metro gibi İzmir koşullarında zor projelere cesur adımlarla girdiğini, Ankara’’nın tüm muhasarasına rağmen civar ilçelerden başlayarak kenti yatırım yağmuruna tuttuğunu, halkın parasını çarçur etmeyip, İzmir’’i en borçlu belediyeler listesinden sildiğini konuşuyor olurduk.  
Keşke arıtma, içme suyu gibi hayati konularda attığın önemli adımlardan söz etsek, altyapıdaki önemli yeniliklerden, 80 bin yoksula bayram harçlığı verişinden, yüzbinlerce kişiye eğitim, sağlık hizmeti götürüp, engellinin hayatını kolaylaştıran, İzmir’’e yatırım çekmek, işsizliği çözmek için Çin’’den Fizan’’a kadar dolaşmandan, Yeni Fuar Alanı’’ndan, Doğal Yaşam Parkı’’ndan’… Ne bileyim hizmetlerinden dem vurabilseydik.
Ama değiliz Sayın Başkan, ne yazık ki değiliz’…
Ne yaptığından çok ne söylediğinle ilgiliyiz.
Sık sık söylediğiniz, altını çizdiğiniz gibi’…
Yüzde 57’’yi hazmetmek zor’… Ama hazmedin artık! Bir yıl geçti üzerinden’…
Kendinize ve kentinize zarar veriyorsunuz.
İzmir, alçak gönüllü, dürüst, ilkeli başkanını özlüyor, onu geri istiyor.
İlçe Belediye Başkanlarıyla girdiğiniz sert tartışmalar, ilçe kongresi için İzmir’’in geleceğini riske atan restler, yaralayan, kıran, düşman sayısını artıran, dost sayısını azaltan sözler oturduğunuz, işgal ettiğiniz koltuğun ağırlığıyla örtüşmüyor.
İzmirli sizin ’‘aslan’’ yüzünüzü İzmir’’i cezalandıran iktidara karşı görmek istiyor.
Hukuki temelden yoksul garip kararlarla metro gibi dev projeleri geciktiren, arsenik gibi 12 ilde yaşanan doğa olayını İzmir’’e mal eden, kendi imkanlarınızla yapmak istediğiniz barajlara aylarca izin vermeyen iktidara karşı’…
Son aylarda manşetlere çıkan/çıkarılan sözlerinize bakınca, Başbakan Erdoğan’’ın Davos’’ta, Akif’’ten yaptığı alıntıyı hatırladım.  
Yumuşak başlıyım, ama uysal koyun değilim’…
Aslında siz de yumuşak başlısınız, ya da başlıydınız. Uysal koyun olmadığınızı da görüyoruz.
Ama biraz itidal lütfen, biraz itidal’…
Anlıyorum, anlıyoruz.
Bornova’’da 10 yıldır parti örgütünde söz hakkınız yok. Olmadı, verilmedi.
Yüzde 57’’lik oranla partinize koyduğunuz katkıya rağmen hakkınız teslim edilmedi.
İlçe Belediye Başkanlarına ’‘yürü’’ diyen genel merkez, siz söz konusu olunca, ’‘dur’’ dedi.
Partiye dün gelenler, Bornova’’nın yollarını bilmeyenler ilçenizde, evinizde size siyaset dersi vermeye kalktı.
Taa Ağrı’’dan gelip mahallenizde sizi boğmaya da çalışanlar oldu. Bileğinizin hakkıyla kazandığınız mahalle seçimleri, ayak oyunlarıyla Ankara’’da iptal edildi.
Sağda solda, ’‘Aziz atarsa, ben alırım’’ diyenleri duydunuz, kızdınız.
’‘Kazansa bile 10 gün sonra görevden alınacak’’ dediler, doldunuz, küplere bindiniz.  
Kendi başını bağlayamayanların, siyasette gelin başı bağlama girişimlerine şahit oldunuz.
Kızdınız, iyiden iyiye doldunuz’…
Ama hiçbir gerekçe kürsüdeki ’‘istifa restinizi’’, canlı yayındaki ’‘adam-şalgam’’ benzetmenizi haklı çıkarmaz. Bunu siz de biliyorsunuz. Hem de gayet iyi’…
Ve dünde yaşanmaz. Olanla, ölene çare bulunmaz.
Önemli olan dünün hatalarını yarınlarda tekrarlamamaktır.
Tekrarlamayın.
Makam, mevki yönüyle sizden güçlü olanın zulmüne karşı avazınız çıktığı kadar bağırın, çağırın, diklenin, efelenin’…
Dört milyonun desteğini arkanızda hissedersiniz.
Ama sizden güçsüz olana karşı daha dikkatli, itidalli olun’… Büyüklüğünüzü gösterin.
Dört milyonun kafasında soru işareti bırakıyorsunuz.
Çünkü İzmir, alçakgönüllü, adil, nazik ve de dürüst başkanını özledi.
Bunu da iyi biliyorsunuz.
Uzun lafın kısası polemiklerin değil icraatların adamı olun!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Atatürk’ten rövanşı alacaklar da…
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Halkın gerçek gündemi sahnede!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Şimdi ne olacak?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (10) 'Bak Postacı Geliyor'
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva