İmralı’’daki ’‘teröristbaşı’’ avukatları aracılığıyla mesaj gönderiyor. Tarih 8 Aralık 2010.

Okyanus Ötesi’’ndeki Fethullah Gülen’’e ’‘dayanışma’’ sinyali verip, dağdaki teröriste, ’‘çatışmadan ’‘şimdilik’’ uzak durun’’ diyen Öcalan adına, KCK’’dan, kent konseylerine kadar pek çok başlıkta açıklama yapılıyor avukatları aracılığıyla’…

Bu başlıklardan biri de ’‘Hakikatleri Araştırma Komisyonu’’ Teröristbaşı, daha önce de defalarca dile getirdiği ’‘Hakikatleri Araştırma Komisyonu’’ talebini yineleyip, Türkiye Cumhuriyeti’’ne Mart 2011’’e kadar süre tanıyordu.

Bu talep, kimilerine göre ’‘doğru’’ hatta ’‘çözüme dair’’ önemli bir adım olabilir. Bana göre ise laf-ı güzaf.  TBMM çatısı altında ’‘İnsan Hakları Komisyonu’’ var zaten. Yüksekova’’dan Sivas’’a kadar pek çok konuda önemli çalışmalara imza attı bu komisyon.

İşte orada da ben yanılmışım.

Meğerse Hakikatleri Araştırma Komisyonu’’nu isteyen tek isim Öcalan ya da BDP değilmiş. CHP yani Türkiye’’nin ana muhalefet partisi de bu talebe destek veriyormuş. ’‘Adama göre koltuk’’ formülüyle ’‘genel başkan yardımcısı’’ yapılan Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Hakikatleri Araştırma Komisyonu’’nun TBMM çatısı altında hemen kurulması gerektiğini söyledi önceki gün.

Hani Öcalan Mart’’a kadar süre tanımıştı ya Türkiye Cumhuriyeti’’ne 8 Aralık 2010’’’’da.  

Adını bile değiştirme gereği duymamıştı Bay Tanrıkulu’… Sadece Hakikatleri Araştırma Komisyonu değildi Tanrıkulu ile Öcalan/BDP arasındaki paralellik’…

Kürtlerin en büyük sorununun seçim barajı olduğunu savunan Tanrıkulu, CHP olarak barajın yüzde 7’’ye çekilmesini istediklerini hatırlatıp parti olarak ’‘asimilasyona’’ karşı olacaklarını müjdeliyordu Diyarbakır’’dan’…

Alkışlar Bay Tanrıkulu’’na’…

Söylediklerine bakıldığında, CHP değil BDP Genel Başkan Yardımcısı gibi konuştu.

Neyse Yeni CHP bu’…

Yani Mümkünlü Partisi’…

Burada her şey mümkün’…

İnsan Haklarından (Kürt Haklarından) Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, Yeni CHP’’nin Kürt Açılımını gerçekleştiriyordu bir bakıma. Ya da İmralı’’daki teröristbaşı’’nın CHP’’deki sözcülüğüne soyunuyordu. Ne de olsa Kılıçdaroğlu’’nun ’‘komisyona havale ettiği’’ Kürt meselesindeki resmi sözcü de oydu. Ve Yeni CHP’’nin ikinci açılımı dün bizzat Genel Başkan Kılıçdaroğlu tarafından Denizli’’de yapıldı.

CHP’’nin ve Türkiye’’nin kurucusu Mustafa Kemal’’in ’‘yasakladığı’’ tarikatları ikiye ayırıyordu Kılıçdaroğlu Denizli’’deki salon konuşmasında.

’“Bizim zamanımızda TOKİ öğrenciye yurt yapacak’” diyen CHP Genel Başkanı’’na seslenen  (aslında destek veren) bir partili ’‘Öğrencileri tarikatlardan kurtarın’’ diye bağırdı.

’‘Tarikatlara laf etmeyin. İnanca saygılı olacağız. Tarikatlar da siyaset yapmayacak’’

Habertürk’’ten Muharrem Sarıkaya’’nın bugünkü yazısını mutlaka okuyun. Dönüşte açmış bu meseleyi’…

’‘Tarik’’ yol demekmiş. İnanç için bir yolda yürüyen insanlarmış tarikat mensupları’…

**

Mesele tarikatların oyunu almak mı? İktidara gelmek için Diyarbakır’’da ’‘Kürtçü’’ İzmir’’de ’‘Ulusalcı’’, Konya’’da ’‘tarikatçı’’ mı olacak parti?

Yani AKP’’nin kopyası mı olacak? Hürriyet’’ten Şükrü Küçükşahin’’in yazısı da ilginç.

Pek çok yazar/çizere göre CHP Genel Başkanı doğru yoldaymış’… Küçükşahin ve Sarıkaya’’ya göre ’‘ezber’’ bozuyormuş hatta. Türkiye Partisi oluyormuş CHP.

Diyarbakır’’da da, Sakarya’’da da, Denizli’’de var oluyormuş işte. Benim gibi bir avuç ’‘endişeli’’ ise pişmiş aşa su katıyormuş. Öyle olsun. Umarım 13 Haziran’’da yanılan ben olurum.  

Gelelim ezber bozma meselesine’…

Sonrasındaki ’‘Türban meselesindeki’’ kontrolsüz demeçler,

Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’’nun adını bile değiştirmeden ’‘Apo’’nun önerisini yineleyip, Hakikatler Komisyonu talebine destek verişi;

PM Üyesi Muhammet Çakmak’’ın ’‘Fethullah Gülen bilge ve yardımsever adamdır’’ çıkışı,

Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’’in MHP hatta AKP ile bile koalisyon yaparız dediği iddiası;

PM Üyesi Binnaz Toprak’’ın AKP’’nin ekonomi alanında ne kadar başarılı olduğunu aktarışı,

Sizi bilmem ama benim ezberim bozuldu.

Parti içi meselelere hiç girmiyorum. Sizin de ezberinizi bozmaya niyetim yok yani. Hani şu ’‘çarşaf/blok’’la başlayıp, dün yolsuzlukla suçladığı ismi bugün İstanbul’’a il başkanı yapmasından söz ediyorum.

Yukarıda saydığım PM Üyesi, Genel Başkan Yardımcısı gibi sıfatlara haiz isimlerin söylediklerinin bir önemi, anlamı olmayabilir. Ama Genel Başkanın söylediği doğrudan partiyi bağlar. Çünkü CHP tüzüğüne göre ’‘genel başkan’’ sadece kişi değil aynı zamanda partinin önemli bir organıdır. Bağlayıcı bir organı’…

Gelelim şu tarikat meselesine’… Mevzu üniversite öğrencilerine yurt meselesinden çıkıyor.

Yani Denizli’’deki partili, üniversite öğrencilerini barındırma rekoru kıran tarikatlara gönderme yapıyor sözü kesilmeden önce’… Ağırlıklı olarak Gülen Cemaati’’ni ve ışık evlerini tarif ediyor aslında.

Ve Kılıçdaroğlu da ’‘Siyaset yapmayan tarikat’’ derken sanıyorum ağırlıklı olarak ’‘Gülen cemaatini’’ koruma altına alıyor.

Yanılıyor olabilirim tabi ki. Cübbeli Ahmet ve İsmailağa Tarikatı’’nı da kastediyor olabilir.

Yoksa Bektaşileri, Nakşileri, Mevlevileri ya da garip başka tarikatları mı?

Kılıçdaroğlu’’na soruyorum. Ya da bu konuya haiz bir CHP’’liye’…

Siyaset yapmayan ve size göre ’‘zararsız’’ tarikatlar hangileridir?

Hangileri zararlı hangileri faydalıdır? Bir tarikat haritası yayınlarsa sevinirim.

 

Not: CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır hakkında kaleme aldığım iki yazıya ilginç tepkiler aldım. Eleştirilerde haklı olduğumu savunan da önyargılı olduğunu düşünen de vardı.

Yeniden söylüyorum. Tacettin Bayır’’a karşı değilim. Hatta atandığında ne kadar olumlu düşündüğümü de kaleme aldım. Sadece koltuğa oturur oturmaz sarf ettiği bazı sözleri, attığı bazı adımları yadırgadım. Umarım kısa sürede kendine gelir. Durumu ve İzmir’’i toparlar. Ben bunu yapacağına dahası yapabileceğine inanıyorum. Dolu başağın başı eğik olur derler ya’… Bayır’’dan daha mütevazi tavırlar daha doğru adımlar bekliyorum.

 

Not2: Bugün 24 Ocak. Pek çok gazetecinin hain eller tarafından hunharca katledildiği bu ayın 24.’’ünde, ’‘tarikat-siyaset-ticaret’’ gibi günümüze ışık tutan onlarca kitabın yazarı gazeteci Uğur Mumcu’’nun 18. ölüm yıldönümündeyiz. Başta Uğur Mumcu olmak üzere öldürülen/susturulan tüm meslektaşlarımın ruhu şad olsun.