Tayfun MARO
Padişahım çok yaşa!...
7 Ocak 2013 Pazartesi

Geçenlerde kuvvetler ayrımının kendisini engellediğinden yakınan Başbakan, arzuladığı başkanlık sisteminde ülkeyi nasıl yöneteceğine dair önemli ipucu verdi.
Başkanlık sisteminde ayrı gayrı olmayacak, bütün kuvvetler birlik ve beraberlik içinde Sayın Erdoğan’ın şahsında birleşecek.
Ve bu birleşmeden yepyeni bir kuvvet doğacak; Tek Adam… Tek ölçü… Tek ses…  
Boşuna dememişler; nerede çokluk, orada…
 
Doğru oturup doğru konuşalım. Sayın Erdoğan kendi iktidar zümresini oluşturdu ve artık ‘tek kişilik iktidar’ istediğini yüksek sesle dile getirmeye başladı.
Merak ediyorum; Bu ülkede yaşayan insanların yüzde kaçı, “Padişahım çok yaşa!” demeye hazırdır? Toplumun yüzde kaçı, o koroya katılmasa da, bu durumu umursamayacaktır?
Kürtler, “Otonom Kürt Eyaleti”ne karşılık; “Padişahım çok yaşa!” derler mi?
 
“Çok dilli, çok kültürlü, çok dinli emperyal yapıda toplumu birleştirmek fikri” muhafazakâr, liberal ve İslamcı çevrelerde ilgi görüyor.
Kamusal yaşamda süregelen çöküntünün önünü alacak, toplumda konsensüs sağlayacak yeni bir sosyal sözleşmeye olanak tanıyacak çözüm modeli olarak kabul gören “Yeni Osmanlıcılık” ülke genelinde ilgi görmeye başladı. Şimdilik çok fazla dillendirilmiyor ama bu tür taleplerin yüksek sesle dile getirileceği günler çok uzak değil.
 
Tarihsel bir sistem olarak sona hızla yaklaşan Kapitalizmin kendi içinde kontrolü kaybettiğine dair çok fazla işaret var; küreselleşmeden söz ederken, “aldı başını gidiyor” demek abartı olmaz. Kanımca bunu gören Sayın Erdoğan da aldı başını gidiyor.
Osmanlı İmparatorluğu çökerken de herkes almış başını gitmişti; çok küçük azınlıkları saymazsak, Osmanlı bakiyesi Türkler, Kürtler, Müslümanlar baş başa kalmıştık.
Uluslararası sistem, -“tarihin sonu” diyerek kapitalizmin sürgit zaferini ilan etti- ama küreselleşme sürecini yönetemiyor. Muhafazakârlar ile liberaller yol ayrımında. Piyasalar Frankenstein’in yaratığına dönüştü. Para politikaları kontrolden çıktı. Kapitalistlerin yaptığı ettiği yangın söndürmekten öte bir anlam taşımıyor. Alınan önlemler istikrar getirmek bir yana, yoksulluğu yaygınlaştırıyor, uluslararası barışı tehdit ediyor. Dünya güvenli olmaktan hızla uzaklaşıyor.
Dünyanın ahvali böyleyken, yurttaşlık bilinci hayli düşük bir toplumda, insanların bir “Baba”ya ve dine sığınmaları, kendilerini cemaatlere teslim etmeleri beklenmedik bir durum değildir. Hele hele muhalefet toplumun bütün kesimlerine yönelik siyaset yapmakta zorlanıyorsa…
 
Türkiye, -parlamenter rejimi, seçimleri, darbeleriyle,- yarım yamalak da olsa demokrasiyle yönetilirken; iktidara kim gelirse gelsin, temelde çok fazla bir şey değişmeyeceği bilinirdi.
Bugün, aynı anlayışın sürdüğünü söylemek mümkün değil. İktidar, Cumhuriyet’in, devletin yapısını dönüştürmeyi amaçlayan değişim politikalarını kararlı bir şekilde pratiğe aktarıyor.
Bu kararlılık ve değişim politikaları itibarıyla yapısal sorunlarda durum, iktidar partisine oy vermeyenler açısından, “iktidar değişince düzeltilir” noktasında değil. Sorunun çetrefilleştiği yer tam da buradadır. Toplumsal uzlaşma tam burada sorunlu hale geliyor.
 
Türkiye, otoriter bir yönetim biçimine mi, demokratik bir yönetim biçimine mi yönelecek? Önümüzdeki iki yıl boyunca ülkece bu soruya yanıt arayacağız.
Sayın Erdoğan’ın öngördüğü “Türk usulü Başkanlık Sistemi”, Yeni Osmanlıcılık ve küreselleşme ekseninde yapılanacak yeni bir Cumhuriyet öngörüyor.
Bu değişimi tekin bulmayan toplum kesimleri ise henüz konsensüs sağlayacak politikalar etrafında birleşmiş değil.
Küresel politikalar karşısında ihtiyatlı, insan haklarını önceleyen, sosyal devleti talep eden, laisitenin zaruretini kavramış kesimlerin siyasete nasıl ağırlık koyacağı, ülkenin önünde yakıcı bir sorun olarak duruyor.
 
Küreselleşme almış başını gidiyor. Sayın Erdoğan almış başını gidiyor. Milliyetçi Kürtler almış başını gidiyor. İslamcılar almış başını gidiyor.
Bütün etik kuralların, bütün centilmen anlaşmalarının ve uzlaşma fikrinin rafa kalktığı zor zamanlardayız.
Sol düşünce, zor zamanların ilacıdır. Dünyaya soldan bakmaya ihtiyaç var.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
ali coşkun 9 Ocak 2013 Çarşamba 22:42

Değerli arkadaşım geçen seçimlerde sandık başı eğitimleri sırasında kültür merkezinde sohbet ederken bu konuyu dile getirdiğimde böyle bir şeyin olamayacağını ifade etmiştiniz. Çok şükür aynı düşüncede birleşmişiz

Yorumu oyla      12      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva