Türkiye’nin siyaset arenasında…

Dün akşamın sürprizi…

Gazeteciler, şaaak diye soruyorlar…

CHP’nin çiçeği burnunda Genel Başkanı’na:

“İYİ Parti ile ilgili yerel seçim için görüşme trafiği olur mu?"

Soru güzel; cevap “dobra”…

“Ben isterim… Meral Hanım da uygun görürse olabilir, kendisiyle geçmişten sıcak ilişkim var... Bir büyük ittifaktan ziyade yerel örgütlerimizin sesini dinleyeceğimiz, gerekli yerlerde ittifak olmasının hiçbir sakıncası yok…”

Bu cevap…

Belki de son 24 saatin en anlamlı ifade biçimidir…

Kilitsiz kapılar…

Arzulanan Siyaset Arenası’na açılmalıdır!

Daha da önemlisi…

CHP’nin yeni lideri…

Bunca deneyimin ışığında…

Kaygan zeminde “siyaset yapmak” istemiyor…

Bu O’nun hakkı…

Zarif… Anlaşılır… Akıllıca…

Cevaplara…

Hasrettik uzun yıllar…

***

Şunun şurasında dört buçuk ay bile olmadı…

Kılıçdaroğlu’nun…

Altılı Masa’yı bi’an için unutup…

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile “özel protokol” imzalaması…

Dünyanın her yerinde…

O Altılı Masa’nın “dağılması”na neden olur…

O masa, sadece…

“Ben sana hayran, sen cama tırman” tekerlemesinde olduğu gibi…

Klasik “hatıra fotoğrafı” veren buluşmalardan öteye gitmiyorsa…

Liderlerde “huzur” bırakmıyorsa…

Ulufe gibi “vekil” dağıtımı…

Her türlü feryadın yankısını “Yut gitsin…” diye kesiyorsa…

Biri hariç (!) masanın paydaşları da…

Kılıçdaroğlu için…

“Hepimizin abisidir; ne yapsa yeridir!”  dediyse…

Şu yaşananları…

Tarih yazmayacak mı?

***

Dobra olmak; galiba Allah vergisi!

100 yaşındaki CHP’nin…

49 yaşındaki sekizinci kaptanını şu sözleri dikkat çekicidir…

Daha da güzeli…

Buram buram “samimiyet” kokuyor:

“Meral Hanım’la geçmişten sıcak ilişkim var... Kendisine (Genel başkanım)  dediğimde (Abla demen lazım) diyordu… Meral Hanımla görüş­me imkanını önemli buluyorum... Uygun görürse bir büyük ittifaktan ziyade yerel örgütlerimizin sesini dinleyeceğimiz, gerekli yerlerde ittifak olmasının hiçbir sakıncası yok…”

***

Bu kadar “samimi” çağrıya…

“Altılı Masayı dağıtmakla” suçlanan Akşener…

Sizce de “Hayır” der mi?

Demez…

Neden demez?

Çünkü…

100 yaşındaki CHP…

“Kaptan Köşkü”ndeki Özgür Özel ile…

Üstündeki “ağırlığı” atıp…

Uzun soluklu koşuya hazırlanıyor…

Dikkat edin!

İktidar partisi az-biraz sıkıntılı ki…

Özgür Özel’i kutlayan bizzat kaç kişi var?

***

CHP’nin silkinip, yenilenmeyi tercih etmesi…

Bir tesadüf olamaz…

Bakın şimdi…

Özgür Özel’e ilk elini uzatan Meral Hanım olacak…

Bu kesin…

Ancaaaak…

Cumhuriyet’le yaşıt “Altıok”lu partinin de…

“Özgür Süvarisi” ile…

Kan değişikliğine ayak uydurması gerekiyor…

Yapabilir mi?

Yapar ama…

Bunca yılın “Küskün CHP”lisi…

Partisiyle nasıl barışacak?

İşte, o da…

Özgür Özel’in…

“Özel ilgisi”ne muhtaç…

***

Bitiriyoruz…

Değişen atmosfer…

Altılı Masa dağıldıktan sonra…

Hepsinden önemlisi…

CHP portföyünden “40 Milletvekili” dağıtımı bittikten sonra…

İlk hangi parti demişti…

“Millet İttifakı, resmen sona ermiştir!” diye…

Hatırlatayım…

Yıldız Tarihi; 01 Haziran Perşembe günü…

İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz şöyle demişti:

“Millet İttifakı bir seçim ittifakıdır... Seçim bittiği zaman ittifak durumu ortadan kalkar… Müşterek adayımız Kemal Kılıçdaroğlu için tüm partiler mücadelelerini vermiştir… 28 Mayıs itibari ile seçim ittifakı bitmiştir…”

Siyasette kesin konuşmalar…

Çoğu kez geri teper ama…

Bu kez…

CHP’nin yerel seçim için “özel ittifak” atağı…

Çok uzakta değil gibi…

Nokta…

Sonsöz: “Politika, gerçekleri gizleyip yalan söylemek değil, gerçeklerin istediğiniz yanını göstermektir… / William Churchill – Birleşik Krallık eski Başbakanı…”