Kemal ANADOL
Önce parti içinde sonra ülkede demokrasi!
14 Temmuz 2023 Cuma

14/28 Mayıs seçimlerinden sonra en çok parti içi tartışma CHP’de yaşanıyor. Bundan doğal ne olabilir ki? Kampanya sırasında çıtanın o kadar yükseğe konması CHP seçmenindeki hayal kırıklığının ana nedeni. Seçim cepte keklik anlayışıyla ve aksi olasılık düşünmeden yapılan atılımların acısı da yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Bakanlık vaadi ile aday olmayan veya olamayan parti kadroları şimdi meclis dışında. Yüzde birlik partilerin vekilleriyse kendilerine piyangodan en büyük ikramiye çıkmasının keyfini sürüyorlar! Üç dönemden başlayarak yedi döneme uzanan zaman diliminde merkez yoklaması ile milletvekili olan nomenklatura kadrolar ise olasılık hesaplarına göre taraf değiştirmekle meşguller.

CHP’ye gönül veren, örgütte ömrünü tüketen kadrolar partinin bir an önce demokratikleşmesini istiyorlar. Bunun için parti içi demokrasiye dönük taslaklar hazırlıyorlar, Tüzük Kurultayının toplanmasını istiyorlar. Elbette haklılar. Ama çok basit görünen gerçekte çok önemli ayrıntıları da gözden kaçırıyorlar. Nedir onlar? Anlatayım.

12 Eylül öncesi yapılan Kurultaylarda gündem aşağı yukarı şöyle şekillenirdi: Kurultayın açılışı ve divanın oluşumu, çalışma raporunun okunması, rapor üzerinde görüşmeler, genel başkanın bunlara yanıtı, aklanma ve daha sonra a) Genel Başkan b) Parti Meclisi c) Yüksek Disiplin Kurulu seçimleri, dilekler ve kapanış.

Gelelim 12 Eylül sonrasına… Bu dönemin en büyük özelliği parti içi demokrasinin bir yana itilerek lider otoritesinin öne çıkmasıdır. Genel başkanların çevresini kuşatan profesyonel kadrolar bunun çaresini bulmuşlardır. Bugün particilikten uzak seçmenlere masum gelecek bir öneri hazırlarlar. Bu, Kurultay açılır açılmaz genel başkanlık seçiminin yapılmasıdır. Öneri gerçekleştikten sonra gerisi kolaydır. Artık Kurultaydan sonra en yetkili organ Parti Meclisi genel başkanın hazırladığı kılavuz listeden oluşacaktır. Bu, daha birinci gün liderin dizginleri ele alması demektir! Artık partilerin gündemlerinde genel başkan seçiminin önde yer alması normal hale geldi. 12 Eylül öncesi Kurultaylarda, delegelerin, medyanın ve kamuoyunun dikkatle izlediği madde genel başkanın eleştirilere verdiği uzun ve içerikli yanıtlardı. CHP’nin son Kurultayında genel başkanın eleştiriler sırasında salonda yoktu! Elbette eleştirilere yanıt vermesi de söz konusu değildi.

Bir anekdotu yazmakta yarar görüyorum. Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) 25/26 Haziran 1988’de II. Olağan Kurultayını yapıyordu. Genel Başkan İnönü’nün karşısındaki aday merhum İsmail Cem’di. İnönü bir gün önce il başkanlarını topladı. Kulisler genel başkan seçiminin ilk güne alınmasını istediği yolundaydı. Erken gelen delegeler ve partililer meraklarla sonucu bekliyorlardı. Alfabetik sıraya göre görüşmeye önce Adana İl Başkanı Ziya Yergök girmişti. Ama dakikalar geçiyor başkan dışarı çıkmıyordu. Sonra konu aydınlığa kavuştu. Yergök militanca İnönü’yü desteklemesine karşın bu öneriyi antidemokratik ve parti içi demokrasiye aykırı buluyor ve inatla karşı çıkıyordu. Ama Erdal Bey’in demokrat yanı ortaya çıktı bu görüşmeden sonra önerisini geri çekti. Bugün Yergök gibi il başkanlarını ara da bul! Onlar ve genel başkanın seçtiği milletvekilleri sadece bağlılık bildirisine imza atıyorlar. Geçen dönem parti içi demokrasinin tek kalıntısı da yok olup gitti. Atatürk’ten bu yana milletvekilleri gizli oyla grup başkanvekillerini seçerlerdi. Genel başkan bu yetkiyi de kullanma yolunu seçti. Bir tek vekilden bile ses çıkmadı. Listeye giremeyenler şimdi yerlerini alan yüzde birlik parti milletvekillerine bakıp feryat ediyorlar; ama bu feryat havaya savrulmaktan başka işe yaramıyor!

Sayın Kılıçdaroğlu 12/13 Kasım 2021 günü televizyonlarda bir video yayınladı. Buradaki konuşmasında Helalleşme atılımını başlatıyor ve gerekçelerini açıklıyordu. Bunlardan biri de şöyleydi:

“Benin liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. Uzun süredir bu yaraları yaratan sistemi değiştirmekle uğraştım. Şimdi ise dışarıya dönme zamanı.” Bu çok önemli konuşma ve daha önceki benzerleri Sayın Kılıçdaroğlu’nun partiyi istediği çizgiye getirdiğinin örneğidir. Kendisi de sık sık yinelemiyor mu? “CHP eski CHP değil” diye.

Pekiyi demokratik bir parti, ana ekseninde, programında tasarladığı değişikliği nasıl yapar? Gazetelerde yeni CHP yönetiminin Alman Sosyal Demokrat Patisini (SPD) incelemeye aldığı yolunda haberler var. O zaman SPD tarihini dikkatle incelemeleri gerekiyor. Örneğin 1951 Frankfurt, 1959 Godesberg kongrelerine bir göz atmakta yarar var. Makas değişikliği anlamına gelen taslağın parti örgütlerinde, basında ve kamuoyunda aylarca tartışıldığını göreceklerdir. 12 Eylül öncesi CHP’de de öyle değil miydi? Ortanın Solu tartışmaları yıllarca sürmüştü. “Bu düzen değişmelidir”, “Toprak İşleyenin Su Kullananın” belgilerini içeren 1969 seçim programı Parti Meclisinde fırtınalar yaratmış ve ancak oy çokluğu ile kabul edilebilmişti.

Sayın Kılıçdaroğlu bunları görmezden gelerek ve elindeki antidemokratik yetkiyi kullanarak istediği milletvekili listeden çıkarıp istediği çizgideki kişiyi listeye koyarak partideki değişimi sağlamıştır. Sadece bir örnek vermekle yetineceğim. 2011 seçimlerin Sayın Kılıçdaroğlu CHP Bursa listesinden CHP Genel Başkan Yardımcısı ve değerli diplomat Onur Öymen’i çıkardı. Yerine Aykan Erdemir’i koydu. Aykan Erdemir kim? Bilenler bilmeyenlere anlatsın!

12 Eylül öncesi seçim sonuçları örgütte, bölge toplantılarında, Parti Meclisinde ve en son Küçük Kurultayda tartışılırdı. Bugün Küçük Kurultay diye bir organ yok!

Türkiye’nin en önemli, hava gibi, ekmek gibi, su gibi yakıcı sorunu demokrasidir. Şu iyice bilinmelidir kendi içinde demokrasi olmayan bir parti ülkeye demokrasi getiremez.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 9 yorum var, 9 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Ömer Kutlar 25 Temmuz 2023 Salı 14:25

Her bir ferdin önce kendisi demokrasiyi özüm sedemeden ülkede demokrasi beklemek ; gökten pirzola yağmasını beklemekle eş değerlidir.

Yorumu oyla      2      3  
Izmirli 14 Temmuz 2023 Cuma 18:02

Sayın genel başkan Kılıçdaroğlu,eski ülkü ocakları genel başkanları,mhp eski danışmanı ve en son Çatlı'nın yakın arkadaşını kendine danışman olarak görev verdi,Kemal ANADOL gibi parti duayenlerinden bilgi ve görüş almayı gerek görmüyor onun için kazandık öndeyiz palavraları ile rezillik yapıyorlar sonrada pişkin pişkin çürütülmüş koltuklarında oturuyorlar,gereğini yapmaya da asla niyetler yoktur...

Yorumu oyla      6      3  
Recai Acar 14 Temmuz 2023 Cuma 14:40

Sn.Anadol''un sözünü ettiği antidemokratik tüzük, 2003 Kurultayında, kendisinin de Tüzük Komisyonu başkanı olduğu süreçte kabul edilmiştir...Sn.Baykal''ın istifasıyla, 2010 Kurultayında Sn.Kılıçdaroğlu genel başkan olduktan sonra ilk işi 2010 Kasım''ında, değişen tüzüğü istediği gibi kullanmak oldu...Hatırlamakta yarar var diye düşünüyorum..

Yorumu oyla      2      3  
Kemal Ocak 14 Temmuz 2023 Cuma 14:37

,öğretmen Zihni Anadolun oğlu Kemal Anadol çok önemli. bir konuya nester atmış .Parti içi Demokrasiye.. CHP de hep bir lider egemenliği olmuş bir türlü parti içi Demokrasiye gerçek anlamda gecilememistir . İşte sayın Anadol bunu dile getiriyor. Cesur yüreğini kutluyorum. Sevgilerimle.

Yorumu oyla      2      3  
Av.Teoman Özdöl 14 Temmuz 2023 Cuma 14:24

Temel nokta yazılanlar, Parti P olitikaları tek genel başkan ve çevresine bırakılmış bir örgüt, çöküşte.

Yorumu oyla      2      3  
Mustafa Altıntaş 14 Temmuz 2023 Cuma 13:33

Sayı n ve sevgili Anadol, bir parti emekçisi olarak öğretici olmayı sürdürüyor. Bugün yadsınan geçmişin,ne denli değerli olduğunu, parti içi demokrasinin örneklerini veriyor.

Yorumu oyla      2      3  
Hüseyin Yurttaş 14 Temmuz 2023 Cuma 13:33

Kemal Anadol''un görüşlerine katılıyorum.

Yorumu oyla      2      3  
Neccar Türkcan 4,5,18 dönémmv. 14 Temmuz 2023 Cuma 13:27

Sn.A nadol yorumunuzu aynen katılıyorum.

Yorumu oyla      2      3  
İdris Yavuzyılmaz 14 Temmuz 2023 Cuma 09:53

Kurultay sürecinin başladığı bu günlerde Cumhuriyet Halk Partisinin ve Türk siyasi hayatının duayen ismi Kemal Anadol'un görüşleri daha da önem kazanmıştır. Mutlaka dikkate alınmalıdır. Kemal Ağabey sevgiler,saygılar.

Yorumu oyla      2      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İran’da yeniden Türk başkan!
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Sensedim - 266 Gün
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Atatürk’ün, Çeşmeliler ile ilk teması...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Kalbi güzel kötü adam!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Köprü üstü kalabalık
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çocuk istismarı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Ormanlarımız yanar gider!
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İnsan insanı yakar mı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Türk Milleti!!!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva