Zaman alacak biliyorum, ama eğer öğretebilirsen ona,

Kazanılan bir liranın, bulunan beş liradan daha değerli olduğunu öğret.

Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona,

Ve hem de kazanmaktan neşe duymayı.

 

Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu.

Eğer yapabilirsen,

Sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.

Bırak öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını...

 

Eğer yapabilirsen, ona kitapların mucizelerini öğret.

Fakat ona sessiz zamanlar da tanı.

Gökyüzündeki kuşların, güneşin altındaki arıların,

Ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği…

 

Okulda hata yapmanın,

Hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona.

Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret.

Herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi.

 

Tüm insanları dinlemesini öğret ona,

Fakat tüm söylenenleri,

Gerçeğin eleğinden geçirmesini,

Ve sadece iyi olanları almasını da öğret.

 

Eğer yapabilirsen,

Üzüldüğünde bile nasıl gülümseyebileceğini öğret ona.

Gözyaşlarında

Hiçbir utanç olmadığını öğret.

 

Ona gücünü ve beynini en yüksek fiatı verene satmasını,

Fakat hiçbir zaman

Kalbi ve ruhuna fiat etiketi koymamasını öğret.

Uğultulu bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona.

 

Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa,

Dimdik dikilip savaşmasını öğret.

 

(Abraham Lincoln tarafından oğlunun öğretmenine yazılmış mektup)

 

Bayramlar yaşamımızı anlamlandırmak için yeni umutlar, güzel duygular, olumlu mesajlar, değerler demek… Güzellikler demek… Biz eğitimciler için öğrencilerimize mesajlar demek… Benim için çocuklarımıza “değerler”i öğretmek, onları seviyeli, görgülü, tokgözlü, ölçülü, mütevazi ve güçlü yetiştirmek demek, onlara yaşamın güzelliklerini göstermek, yaşatmak demek…

 

Yaşamdaki tüm çabalarımızın nihai hedefi bütünde yaşamımızı anlamlandırmak, yaşamımıza anlam katmak... Bunun için hep bir adım ileri gitmek isteriz. Bu bir adım ileri gitmek isteğimizin bilinçaltındaki hedefi işte bu anlam arayışı. Yaşamda bir duruşa sahip olmak, varoluşumuzu anlamlandırmak… Otuz yıllık eğitimcilik, 20 yıllık yöneticilik yaşamıma baktığımda, bu anlam arayışında son yıllarda kaygı verecek bir artışla anlam kaymaları, değer kaymaları izlemekteyim. Üzüntüyle izlemekteyim.

 

Öğrencilerimize öğretmemiz gerektiğini düşündüğüm dürüstlük, güvenilirlik, sorumluluk, düşüncelilik, saygı, haketmek, adalet gibi evrensel olması gereken değerleri öğretmek için daha fazla çaba sarfetmeliyiz, biz eğitimciler, anne-babalar, hepimiz. Onlara yaşamın güzelliklerini öğretmeliyiz. Yaşamın güzelliklerinin manevi değerlerde yattığını, varoluşumuzu bu değerlerin anlamlandırdığını, böyle bir duruş içinde olmanın güzelliğini, Abraham Lincoln’ün sözleriyle; kazanılan bir liranın bulunan beş liradan değerli olduğunu… Hata yapmanın hile yapmaktan daha onurlu olduğunu…

 

Öğrencilerimizin yaşama hırs, hile, kıskançlık, olumsuz rekabet yerine çalışkanlık, yardımlaşma, yoldaşlık, topluma hizmet, gönüllük gibi konseptlerin ışığında hazırlanmasının doğru olduğu, güzellik olduğu düşüncesindeyim. Onlara bu değerleri öğretirken çiçeğin, böceğin, kelebeğin, güneşin doğuşunun veya batışının güzelliğini yaşamalarını da anımsatmalıyız. Onlara kendileri olabilmenin, varoluşlarını incelikle yaşayabilmenin, doğrunun yanında dimdik durabilmenin özgüvenini de vermeliyiz...

 

Bu yıl bir arada yaşadığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Şeker Bayramınızı kutlar, sizlere ve ülkemizin tüm çocuklarına aydınlık bir gelecek, daha nice güzel bayramlar dilerim.