İzmir’’in başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege yollarında’… Önceki gün Uşak’’taydı, dün Aydın’’da, bugün Denizli, yarın Muğla’…’¶

Ne yapmaya çalışıyor?

Yoksa Ege Belediyeler Birliği Başkanı sıfatıyla, kendisine bağlı Egeli başkanları ziyaret edip bir nevi teftiş mi yapıyor?

Ya da İzmir’’de hayata geçirdiği ’‘başarılı’’ projeleri Egeli meslektaşlarına mı aktarıyor?

İkisi de değil. 18 Aralık’’taki CHP kurultayı öncesi nabız yoklayıp, kulis yapıyor CHP’’li Kocaoğlu.

’‘Ne olacak canım, yakın siyaset arkadaşı, yoldaşı Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel’’e destek oluyordur’’ diyebilir ve hak verebilirsiniz.

Veya konuştuğum birkaç AKP’’li, birkaç parti içi muhalifi gibi, ’“Ne işi var Ege’’de, önce İzmir’’in metrosunu bitirsin’” gibi kaba bir eleştiri getirebilirsiniz.

**

Bana gelince; birkaç noktaya dikkat çekmek belki de azıcık zülfiyare dokunma gereği duyuyorum olanları izleyince.

Sayın Başkan bu sorunun yanıtını biliyor olmalı.

Baykallı CHP’’nin özellikle yurdun batısında ses getiren, tutarlı çalışmasından söz etsek bile İzmir’’deki yüzde 56,7’’lik halk desteğini tek başına açıklamaya yetmez. İşte burada adayın yani seçime kadar kenti 5 yıl yönetmiş Kocaoğlu’’nun özellikleri, siyaset anlayışı, kente, hayata, partisine bakışını yani ’‘yoğurt yiyişini’’ saymak zorundayız.

AKP, CHP’’nin yanlış aday belirlemesinden yararlanarak, sadece 3-5 oy farkla Bayındır’’ı kazanmış, Demokrat Parti ise CHP’’nin kaçırdığı adayla Tire’’de zafere ulaşmıştı.

Bu sonucu sadece Baykal’’ın politikalarına bağlamak, İzmir’’in adaylarına özellikle de CHP treninin lokomotifi Kocaoğlu’’na haksızlık olurdu.

Gerek o süreçte gerekse sonrasında CHP’’nin başarısındaki Kocaoğlu faktörünün altını defalarca çizmiş bir gazeteci olarak, Sayın Başkan’’ın bugünkü durumunu da masaya yatırmak zorunluluğu tarafıma hasıl olmuştur.

**

Sayın Başkan’’ı lokomotif yapan şey 5 yıllık hizmetlerinden çok, bu hizmetleri hayata geçirirken izlediği yoldu bana göre. Ulaşımdan, çevreye, kültür-sanattan, kentsel dönüşüme kadar pek çok alanda başarılı işlere imza attı Sayın Başkan. Özellikle de sosyal belediyecilikte yaptıklarıyla ’‘yoksulun, varoşun babası’’ olmayı başardı. Ama İzmirliyi CHP’’ye kilitleyen, İzmir’’i Aziz, Aziz’’i İzmir yapan tek başına bunlar da değildi.

Peki, neydi o zaman?

Hizmeti rozetsiz yapmasıydı öncelikle’… Onu dürüst başkana da dönüştüren en önemli faktör buydu. CHP’’li Karşıyaka’’dan, Konak’’tan önce AKP’’li Buca’’ya, Aliağa’’ya, Gaziemir’’e de yatırım götürmesi, Demokrat Partili bir köye/beldeye ova yolları, arıtmalar, spor salonları yapıp, başörtülü, elleri nasırlı çiftçi teyzelerin sevgilisi olması, 50’’nin üzerinde cami onartıp, 20’’ye yakın cem evi yaptırması, kilise, havra demeden herkese eşit mesafede durmasıydı.

Uzun lafın kısası ’‘Rozetsiz bir başkandı’’ geçen beş yıllık sürede Sayın Kocaoğlu.

29 Mart seçimlerine kadar CHP ile arası çok da iyi olmayan hatta çoğunlukla kavgalı olan Aziz Başkan, tabanda/halkta kendisini var ederken, rozetsiz duruşuna da önem veriyordu.

Dönemin 180 kişilik Büyükşehir Meclisi’’nde CHP’’lilerin sayısı 90’’ı bile bulmazken,  CHP’’nin azınlıkta kaldığı meclisi, gül gibi idare edip, dev hizmetleri ’‘tıkır tıkır’’ oylatan CHP’’li Başkandı O.

Hatta meclisteki DYP, ANAP, Genç Partililer hatta bazı AKP’’liler, CHP’’lilerden daha fazla sahip çıkıyordu Kocaoğlu’’na’… Çünkü o CHP’’nin değil, İzmir’’in başkanıydı.

Arsenik krizinden bütün kent ayağa kalktı.

Ama bugün İzmir’’in başkanı Kocaoğlu’’nun yerinde yeller esiyor. O gitti, dibine kadar siyaset yapan CHP’’li Kocaoğlu geldi sanki.  

Önceki döneminde il başkanlarıyla kavga eden, uzak duran başkanın yerine ’‘il, ilçe başkanı belirleyen’’ kent siyasetinin patronluğuna soyunan bir başkan geldi.

 

Kendi ilçesi Bornova’’da ilçe kongresini kazanıp, ’‘kimin adam, kimin şalgam olduğunu gösteren’’ Sayın Başkan, Kurultay’’da da yakın dostu, Baykal mağduru Alaattin Yüksel’’in yanı sıra birlikte siyaset yaptığı Prof. Oğuz Oyan ve danışmanı/bürokratı Prof. Dr. Hülya Güven’’i PM’’ye yazdırmayı başardı.

Bunu yaparken kendisini gerek Bornova adaylığına gerekse Piriştina’’nın vefatından sonraki parti içi yarışta Büyükşehir Başkanlığı’’na taşıyan isim olan Önder Sav’’la yollarını ayırmakta bir saniye bile tereddüt etmedi. Yolunu çizdi, rotasını belirledi Sayın Başkan’…

O artık tartışmasız ’‘CHP İzmir’’in siyasi patronu’’ da olmuştu.

29 Mart’’ta İzmir’’i AKP’’den kurtaran Kocaoğlu, şimdilerde Ege’’ye açılmış durumda. CHP İzmir’’in siyasi patronluğundan sonra Ege’’nin patronluğuna soyunmuş görünüyor. Yurdu AKP’’den kurtarmak, güneşi batıdan doğdurmak için yakın siyaset arkadaşı demokrasi havarisi Yüksel ile birlikte amansız bir mücadele veriyor şu sıralar.

*

İzmir, rozetsiz, adil ve dürüst başkanını sevmiş, desteklemişti. Kentin ’‘CHP’’li Kocaoğlu’’ için ne düşündüğünü, düşüneceğini bilmiyorum. Ama İzmir’’i bırakıp, CHP siyasetine dibine kadar bulaşan başkan hakkında hem halkın hem de hükümetin iyi şeyler düşünmediğini söylememe sanırım gerek yok.  Ama o kararlı. Güneşi batıdan doğduracak, Türkiye’’yi AKP’’den kurtaracak. Belki de Kılıçdaroğlu sonrasında Genel Başkanlığa hazırlanıyor. Kim bilir?

İstediğini seçmekte tabi ki özgür’… Ama o seçimini yaparken, İzmirlinin kendisini ’‘başkan’’ seçtiğini aklından çıkarmamalı. En azından 3,5 sene daha’…

 

*

Gelelim şu blok liste meselesine’… Ortada ’‘çarşaf liste’’ turuna çıkan, ’‘çarşaf liste’’ isteyen birileri mi var Allah aşkına? Kurultayda çarşaf liste vaat eden Kılıçdaroğlu değil miydi? Sadece bir ay önce hem de? Çarşaf liste vaat eden bir genel başkan, çarşaf listeyi istemeyen, blok listeyi savunan bir genel başkan yardımcısı’… İşte CHP’’nin tepesindeki med-ceziri özetleyen en iyi örnek.

Ya Kocaoğlu ve Yüksel’’in tüm gayretlerine rağmen Egeli delegeler, demokrasi diyerek ’‘çarşaf liste’’ isterse?

Veya genel seçimden sonra Kılıçdaroğlu gidip yerine başkaları gelirse? Nice olur haller?

İşte siyaset böyle bir şey’… Bir nevi kumar’… Özellikle de CHP’’de. Sayın Başkan’’a naçizane tavsiyem ise’… ’‘Kumarı bırak, İzmir’’e bak’’

Eğer ’‘genel başkan’’ olmaksa bile niyetiniz, doğru işler yaparsanız, bu şansta sizde varken, o koltuk döner, dolaşır, sizi bulur.

Ama ’‘Yok blok listeymiş, çarşaf listeymiş, MYK’’ymış, vekillikmiş’’ derken, İzmir ayağınızın altından yağ gibi kayar.

Benden söylemesi.