Tayfun MARO
Neden Suriye?
8 Ağustos 2011 Pazartesi

Başbakan sonunda Suriye’ye fena celallendi. Suriye’de yaşananları “iç mesele” olarak gördüklerini söylüyor. Sabrın sonuna geldiklerini belirttikten sonra; “Oradaki sesleri duymak zorundayız, duyuyoruz ve tabii ki gereğini de yapmak durumundayız.” Diyor.
 
Irak değil, Afganistan değil, Lübnan değil, Mısır değil, Libya değil, Yemen değil, Tunus değil… Bu ülkelerin tamamında benzer olaylar yaşana geliyor ama illaki Suriye…
Suriye’de yaşananları Türkiye’nin iç meselesi haline getiren ne?
Yanıt şöyle geliyor: “Çünkü bizim Suriye ile 850 kilometre sınırımız var, akrabalık, tarih, kültür bağlarımız var.”
Bu gerekçe bana hiç inandırıcı gelmedi. Başbakanın sözleri sahicilikten yoksun.
Üstelik, sınır komşularının birbirinin üzerinde böyle bir hakkı olamaz, olmamalı…
 
Salı günü Dışişleri Bakanı Suriye’ye giderek Türkiye’nin kaygılarını iletecekmiş ve verilecek mesaj hayli sert olacakmış.
Beşar Esad’ın danışmanından anında yanıt geliyor; “Türk Dışişleri Bakanı Suriye’ye sert bir mesaj iletecek olursa, Türkiye’nin tutumu konusunda çok daha sert yanıt alır.”
Bir süre önce de İran, Suriye’nin iç işlerine müdahale etmemesi için Türkiye’yi uyardı. ABD ve NATO üslerinden Suriye’ye bir saldırı olması halinde, Suriye’nin yanında yer alacağını, açıkladı.
Hillary Clinton’ın Türkiye ziyareti sırasında; Gerek Libya gerekse Suriye konusunda, ABD-Türkiye işbirliğinin ‘mükemmel’ düzeyde olduğu açıklandı.
AB, Suriye’ye yaptırım ve müdahale konularında sürekli çağrı yapıyor.
 
Öte yanda, TSK karışıyor; Cumhurbaşkanı Başbakan ve Genelkurmay Başkanı arasındaki görüşme trafiğinin ardından, Genelkurmay Başkanı ve üç Kuvvet Komutanı emekliliğini istiyor. Rivayet muhtelif…
 
Ortadoğu’da ‘Arap baharı’ ile başlayan sürecin nasıl yönetildiği ve güçler dengesinin nasıl oluşacağı henüz meçhul.
Onca bilinmezin orta yerinde, yukarıdaki tabloya baktığımda; “Türkiye ateşe mi atılıyor?” diye sormadan edemiyorum.
Saddam Hüseyin, “beni kim itti?” diye sorduğunda, her şey için çok geç kalmıştı.
 
Bir Rus atasözü vardır; “Sırça evde oturuyorsan, komşunun camına taş atma.” Der. Türkiye, Kürtlerle ve Ermenilerle sorun yaşıyor. İslamcıların aklı Ümmed-i Muhammed’de, Misak-ı Milli çok umurlarında değil. Devletin üniter yapısı çöktü çökecek. Ulusal mutabakat çok sorunlu.
Bu ahvalde, Ortadoğu denen Gayya Kuyusunda Türkiye’nin başına neler gelebileceğini tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.
Diktatörlerin gitmesini, Arap dünyasına demokrasi gelmesini elbette yürekten istiyoruz. Ama, Başbakanın Suriye ile savaşmak arzusunun bu amaca hizmet etmeyeceği çok açık.
 
Giderek derinleşen ekonomik kriz nedeniyle, Uluslararası Sistem, dünya sorunlarını çözmekte zorlanıyor. Ortadoğu’da sıkışan ABD-Avrupa ittifakının Türkiye’den beklentileri var. Ayrıntılarını bilmesek de, talepleri olduğunu dile getiriyorlar.
ABD ile İran arasında sıkışan Türkiye, seçimlerden önce hangi sözler verildiyse; adeta savaşmak için mazeret üretiyor.
“Türkiye’nin önüne bir fatura mı kondu!” Diye düşünüyor insan.

NOT1: Kemalizmin bugününe dair kaygılarımı dile getirdiğim yazıma gelen yorumların bu denli içerikten yoksun olması çok üzücü.
Agresif bir dille sataşma, karalama, iftira ve saçmalama; olsa olsa kavganın yöntemi olabilir. Oysa bizim konuşmaya ihtiyacımız var. Tartışılacak fikirlere ihtiyacımız var.
Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, dünya değişiyor ve bunu konuşmak zorundayız.
 
NOT2: Benim adımı Gülen cemaati ile yan yana getirmek için, o insanın aklıyla zoru olması gerekir. Ahlak normları herkes için bağlayıcı olmalı.
                

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 8 yorum var, 8 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Kemal ŞAHİN 9 Ekim 2011 Pazar 04:29

Eğer çevrenizde Amerikalıların DEMOKRASİ diyerek yaptıklarından zerre faydalanan bir toplumu bilen varsa açıklasında bilelim. Halkları nasıl da kullanıyorlar? Müslüman halklar, özellikle Arap halkları yönetimleri tarafından hep geri bırakılmışlardır. Bunu gören Amerika bunu da kullanmasını gayet güzel beceriyor. Arap halkları, dağlarına baharın mı, kışın mı, geldiğini yolun sonunda görecekler. Ama iş işten geçmiş olacak Filmi hep beraber izliyoruz İYİ SEYİRLER

Yorumu oyla      12      6  
Kemal ŞAHİN 9 Ekim 2011 Pazar 04:21

Neden ille de Suriye? ABD tezine göre, İsrail için 2 tehdit var. İran ve Suriye. NE, NASIL YAPILMALI??? Amerikalı dostları planlarını devreye alacak kişi olarak, bu role dünden namzet BOP eşbaşkanı RTE' ile anlaştı. Suni olarak İsrail ve Suriye ile sorun yaratılacak Suriye ARAP BAHARI oyunu ile bertaraf edilecek. Nihayetinde İsrail ile barışılacak. Hem Tayyip, hem de ABD istediğine kavuşacak. Böylece RTE' in haleti-ruhiyesi kurtulacak. Cihana sulh gelecek. Yaşasın ABD ve uşakları!!!!!!!!!!!

Yorumu oyla      12      6  
Mustafa Terziahmetoğlu 9 Ağustos 2011 Salı 10:17

Büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri, bir gün New York üzerinde balonla dolaşmaya çıkar. Aksilik bu ya, pusulasını aşağıya düşürür ve kaybolur. İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara içen bir adam görür ve alçalır. -"Pardon. Ben neredeyim acaba?" diye sorar. - "Yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içindesin" der adam. Yönetici sinirlenir: -"Sen mühendissin değil mi?" diye sorar. -"Evet." der adam. "Nereden bildin?" - "Çünkü başım belada ve sana bir soru soruyorum. Verdiğin cevap 100% doğru fakat hiç bir işime yaramıyor." -"Sen de yöneticisin değil mi?" diye sorar Adam. -"Evet sen nereden bildin?" –Adam "Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun. Pusulan yok, berbat durumdasın. Fakat bu şimdi benim suçum oldu." ...! Sizler yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsunuz, pusulanız yok,berbat durumdasınız.Amerika ve diğer emperyal güçlerin uzaktan kumandasıyla rotanızı bulmaya çalışıyorsunuz.Bir gün yere mutlaka çakılacaksınız. Sümerbank fabrikasının tıkır tıkır çalışan tezgahları sayesinde bu millet donsuz gezmekten kurtuldu.Dedelerine,ninelerine sor onlar bilirler. Neyzen Tevfik şunu söylemeyi unutmuş. Isgaldeki hali sakin unutma. ATATÜRK'e dil uzatma sebepsiz. Sen anandan yine çikardin amma Baban gibi donsuz gezerdin şükürsüz... Faşizm ve otoriter yönetim anlayışından bahsedene bak sen hele... Bir de demokrasiden bahsedene bak,ne olduğuna sen karar ver.Montesquie şöylemiş.Vallahi ve billahi ben söylemedim."Demokrasi,ayak takımının despotizmidir."demiş...

Yorumu oyla      20      6  
Korkmaz3 8 Ağustos 2011 Pazartesi 18:50

Ahmet Çiğdem sana söylenecek söz yok.Allah selamet versin.Algıda seçicilik bir nedenle başlamış ise bunu düzeltemeyiz.Kemalizm’e düşman olanlar bir taraftan faşistlik ile diğer taraftan komünizm ile vurmaya çalışırlar.Buda onların dünya ideolojilerinden bir haber olduklarının kanıtıdır.Mantıklı ve rasyonel bir insan olamadığınızı, hâttâ olayları çarpık ve arızi bir bakış ile yorumladığınız biliyorum.Geçen sefer yalan ve dolan ile Azeri bir hiciv ustasının hicvini çarpıtıp sunmak istemiştiniz ve sizi suç üstü yakalamış idik hatırlarsanız.Buna rağmen hangi yüzle tekrar yorum yapma cüretini buluyorsunuz bunuda anlayamadım.İnsanda biraz haya olur. 28 Şubat sürecini yaşayanlardan birisiyim. İran istihbaratı güdümünde Sıncan’ da İran' nın irtica provokasyonu nu yapmasaydınız, Erbakan denilen zat Kaddafi’ nin çadırında mücahit olarak karşılanmasaydı, Sonra Erbakan hocanız İslami devrimin olacağını ama bunun kanlı mı kansız mı olacağını bilemediğini söylemeseydi.28 Şubat olurmuydu? Cumhurbaşkanlığı konutunda sakalı göbeğine kadar gelmiş sözde şeyhler mercedesler ile köşke ziyaret ederlerken neredeydiniz?Sayın yazar bu mudur Kemalizm’in karşıt görüşü? Kemalizm alternatif bir ideoloji değildir.TC. ' nin çimentosu olmuş felsefedir.Anayasanın değiştirilmesi teklif dâhi edilemez cüz' ünde dir.İllâkin kemalist olacaksınız yada kemalist olacağız diye bir kural yok.Bu sizin hayat görüşünüz ile ilgili.Atatürk' ten sonra gelmiş bir tek siyasetçide Atatürk' ün söylediği bir sözün etkisini görim şapka çıkartırım.Sayın Bayım kuru sıkı atacağınıza ilk öce Nutuk isimli Cumhuriyeti var eden siyasi aklın kitabını okuyun.Saygılarımla

Yorumu oyla      23      6  
Ahmet Çiğdem 8 Ağustos 2011 Pazartesi 18:10

Sümerbank basma fabrikasının tıkır tıkır çalışan tezgâhlarının sesini nasıl özlemez insan değil mi? Geri kalmış Anadolu köylerine ve köylülerine bilimin aydınlık yüzünü götüren köy enstitüleri şimdi olsa nasılda çağ atlardık. Bir de üstüne cila niyetine o faşist ve otoriter yönetim anlayışının dünyaya egemen olduğu 1935 45 dönemin Hitler Almanya’sında ve Sovyetlerde duvarları süsleyen, göğe bakan alt çekimlerle etkisi güçlendirilmiş atletik insan figürleri duvarlara assak nasıl da güzel olur. Yalan yok ben Kemalistlerden tırsıyorum ve 28 şubat sürecinde 10. Yıl marşını söyleyenlerin arasına kendimi Auschwitz ya da Dachau’da nazi subaylarını şarkılarını dinlemek zorunda kalan Yahudiler gibi hissettiğimi bilir onu söylerim.

Yorumu oyla      12      19  
Korkmaz2 8 Ağustos 2011 Pazartesi 17:21

Bende bu aşamada bir şeyler söylemek isterim.Yazarın söylediği gibi Avrupa da faşizm, kuzeyde komünizm almış başını giderken, Bir adam çıkıyor Anadolu’da sadece savaş kazanmak ile yetinmiyor Ülkenin tekrar inşasını; hukuk,politika,sanayi,tarım, eğitim ve pek çok alanda reform üstüne reform yapıyor.Eğitim Konusunda Hasan Âli Yücel' ide saygı ile anıyorum.Özetle Kemalizm hangi görüşte olursan ol, vatanını sevmek ve konusunda bir problemin yoksa bir çok ufku açan anahtar gibidir.Bizde bir çok siyasi ve ekonomik politikaları okuduk.Amma Kemalizm’e gelince bir bakıyorsun; hemen, hemen hepsini harmanlayıp ortaya sunulan harika bir eser olarak görüyorsun düşünceyi.Ben bunu şuna benzetirim.Kuran-ı Kerim' i anlamak için önce eski ve yeni ahitleri okumak lazım.Bu kitapları okuduktan sonra diğer kitaplarda sayfalarca anlatılanı Kuran-ı Kerim bir iki satırda vermiş.Ya hu, bu ne güzelliktir.Fevzi Mardinli bir insanın Müslümanlığı anlaması için önce Musevi sonra İsevi sonra Muhammedi olması lâzım derdi.Şimdi bunu münafıklık olarak yoranlara bir şey diyemem ama iyi Saikler ile düşünmelerini temenni ederim.Kemalizm kapalı bir sistem değil, bilakis kendisini yenilemeye hazır mükemmel bir sistemdir.Ayrıca belli bir sınıftan destek almak gibi kaygısı da yoktur.Bir çok pozitif bilimi sistemin içerisine alır ve 'Bilimsel Düşünce' yi destekler.Ama bu arada Tanrı tanımazlık çukuruna da düşmez.yani idealizm ile diyalektik materyalizmden felsefi boyutta ayrılır yeni bir düşünce ortaya koyar.Bu düşünce nin temeli uygarlıktır.Ve değişimi, gelişim olarak telâkkî eder.Arkadaş senin elinde böyle bir cevher varken Arabın kucağına neden oturursun ? Yada batılı bir takım emperyalist düşüncelerin etkisinde kalırsın? Son yüzyılın en büyük dahisi olduğu Dünyaca kabul edilen ve 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözünü büyük bir fecir ile söyleyen insan neden yıpratılmak istenir bende bunu anlayamıyorum.bence bunu anlamayan insanın aklından zoru olmalı.Saygılarımla

Yorumu oyla      20      6  
Mustafa Terziahmetoğlu 8 Ağustos 2011 Pazartesi 16:39

Sayın Maro,ben şu sözü çok severim."barika-i hakikat müsademe-i efkardan çıkar. Bunu Mao "yüz çiçek açsın,bin fikir yarışsın " ifadesi ile desteklemiş. Bir başka düşünürde," herkesin aynı şeyi düşündüğü bir akşam kayıp bir akşamdır." demiş. Tabii notlarınız arasında yer alan "içerikten yoksun" nitelendirmesini ben de üzerime almadım. Ama hepimiz şuna da dikkat etmek ve hassasiyet göstermek zorundayız. Üslup... Kemalizm'e yaptığınız eleştirilerdeki üslup bir parça sarkazm tebahhur ediyordu.Kemalizm'in size nostaljik tatlar tedai etmesi biraz sarkazm içerikli bir ifade.Ona bakarsanız liberalizm de bana nostaljik tatlar tedai ediyor.Zira liberalizm Kemalizm'den daha eski bir sistem. En hareketli ve şaşaalı dönemini 1750- 1914 seneleri arasında yaşamış.Kemalizm'den daha eski.Esaesen ikisini mukayese etmek bile abesle iştigal.Biri ekonomik bir sistemi tanımlamakta kullanılıyor,diğeri bir ideoloji ve yönetimi tanımlamada kullanılıyor. Biri diğerinin içeriği olabilir.Bir ideoloji ekonomik sistemin içeriği olamaz.Ekonomik sistem bir ideolojinin içeriği veya faktörü olabilir.Ona bakarsanız,bugün dünyada hakim olan global krizi aşabilmek için yönetimler Friedman'ın monetarist ve aşırı liberal politikalarının sınıfta kaldığının farkında olarak Keynesyen politikalara geri dönüşün hesabını yapıyorlar.Bunların başını da Amerika çekiyor.Ama bazı sebeplerden dolayı bu uygulamayı devreye sokamıyor.Bunun tartışması çok uzun yorumları icap ettirir.Dolayısıyla global kriz aynı zamanda Liberalizm'in dramını da gündeme getirmekte.Ülkedeki bazı siyasi akımların etkisinde kalarak serzenişte bulunduğunuz sübjektif görüş paradoksu veya çifte standartında kaldığınız izlenimi almaktayım. KEMALİST İDEOLOJİ KENDİNİ İSPATLAMIŞ BİR İDEOLOJİDİR dediğimizde ülkede yükselen sanayi tesisleri,enerji santralleri,barajlar,eğitim-öğretim hamleleri,tarım ve hayvancılık sağlık ve sosyal güvenlik,işçi hakları ve sendikalar,ulaşım ve elektrik,bütün bunlar Cumhuriyet'in eserleridir. Bugün pirzola etin kilosu 60 Tl arkadaşım.Et ithal eder ülke durumuna düştük.Liberalizm Cumhuriyet değerlerini satarak ayakta kalmaya çalışıyor.İşin trajikomik olan yönü bu. Ve siz bunun üstünü küreselleşme sloganlarıyla örtmeye çalışıyorsunuz. Theodor Adorno şöyle söylemiş:Geçmişle ancak,yaşananların sebepleri ortadan kalktığında hesaplaşmış olacağız. Siz Kemalizm'le ancak,yaşananların sebepleri ortadan kalktığında hesaplaşmış olacaksınız.Yoksa öyle epik,nostaljik tedailer alarak değil... Saygılar

Yorumu oyla      20      6  
Korkmaz Biçen 8 Ağustos 2011 Pazartesi 13:02

Sayın Yazar bu yazınızdaki romantik yaklaşımınıza katılıyorum.Size içerik olarak basit gelebilecek bir bilgiyi verim.Yeni NATO konsepti içerisinde TSK bundan böyle sınır ötesi operasyonlarda kullanılacak.Ortadoğu’nun bir kısmı,Kafkasya,İran' nın sınırımıza bakan kısmı,Ortadoğu da keza sınır bölgeleri ve ÇİN' in enerji kaynaklarına ulaşma coğrafyası.Bu bilgiyi geçen hafta da bir yazarın yorumunda vermiş idim.TSK kademeli olarak iç güvenlikten çekilecek.Hükümet ihraç edebilecek en iyi ürünü olan TSK yı alana sokmayı deneyecek NATO kapsamı ve desteğinde.Tabi bu arada Suriye merkezinde Müslüman kardeşleri de unutmayın.Müslüman kardeşler örgütünün Türkiye' de çok ciddi desteği var.Suriye de yönetimin Müslüman kardeşler den yana değişmesi İsrail' in korkulu rüyası.Aslında Türkiye' nin açtığı kart Suriye kartı değil, İsrail kartıdır.Tamda İsrail de 650.000 kişi yönetim aleyhinde yürüyüş yaparken.-) Notlarınıza gelince 'içerikten yoksun olduğu' ifadenizi üzerime almadım.Kusura bakmayın bizde bir söz vardır. 'haddini aşana haddini bildirmek, fakire elbise giydirmekten evlâdır'...Evet ahlâk normları ve etik kurallar insanları bağlamalı.Ama birde şu var: Rüzgar eken fırtına biçer.Bunu da unutmayın.İstediğiniz şeyi konuşma konusunda sizi her yerde savunurum, bu durum düşüncelerinizi şiddetle eleştiri hakkımı elimden almaz.Feto culuk konusunda haksız bir ithamda bulunduysam özrümün kabulünü dilerim.Sizde lütfen bu ülke insanlarının hassasiyetlerine saygılı olun.Saygılarımla.

Yorumu oyla      21      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Atatürk’ten rövanşı alacaklar da…
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Halkın gerçek gündemi sahnede!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Şimdi ne olacak?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (10) 'Bak Postacı Geliyor'
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva