Bir süre önce, AKP Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Nükhet Hotar ile uzunca bir söyleşi yapmıştım.

İlk kez o söyleşi esnasında yüz yüze oturup konuştuğum Hotar, beni biraz şaşırtmıştı.’¶ Fotoğraflarında hep ’“sert bir yüz ifadesi, çatık kaşlı ve asabi dudaklı’” çehresiyle gördüğüm Hotar’’la, karşımda oturan Hotar; aynı kadın değildi sanki.

Karşımda oturanın ne kaşları çatıktı, ne de ’‘bi çakarsam sana, bi de yerden yersin’’ ifadesiyle bakıyordu.

Hepimiz gibi, gülümsüyordu.

Ve gülmek, ona da yakışıyordu’…

 

Söyleşi egedesonsöz’’de yayımlandı; kullandığımız en büyük fotoğraf da Nükhet Hotar’’ın gülümseyerek verdiği poz oldu.

Nükhet Hanım’’la ilgili ikinci şaşkınlığımı, işte burada yaşadım. Basınla ilgili asistanı arayıp ’“Nükhet Hanım’’ın röportajı beğendiğini’” belirttikten sonra, ’“güler yüzlü fotoğrafının değiştirilmesi’” arzunu ilettiğinde’…

O çok beğendiğim gülen fotoğrafının yerine, ’“gülmeyen fotoğraflarından’” birinin konulmasını, asistanı aracılığıyla rica ediyordu Nükhet Hanım.

’“Niye ama? En güzel/en sahici fotoğrafı da çıkarılmasını istediği fotoğraf?’” diye sorduğumu çok net hatırlıyorum.

Sonrasında da ’“gülen fotoğrafın niye onu rahatsız ettiği’” üzerine, uzun uzun düşündüğümü’…

 

Bugün egedesonsöz’’deki bir başka ’“kadın politikacı’” haberi; bana, o gün düşündüklerimi tekrar hatırlattı. 

Gündem (dolayısıyla manşetler) sürekli değiştiği için, belki okumamışsınızdır.  

AK Parti Nazilli İlçe Başkanlığı’’na atanan Ersin Esenlik’’in; atama haberlerinde kullanılan fotoğrafları beğenmediği için basının karşısına çıktığını anlatıyordu haber.

Medya mensuplarına, devasa bir Başbakan Erdoğan portresi altında poz veren bayan ilçe başkanı, yapılacak haberlerde bundan sonra bu fotoğraflarının kullanılmasını istiyordu.

Bayan başkanın beğenmediği fotoğraflara baktım merakla..

AKP Nazilli İlçe Başkanı Ersin Hanım olanca güzelliğiyle gülümsüyordu o kullanılmasını istemediği fotoğrafında’…

Kullanılmasını istediği fotoğraflarda ise ’“sert/asker ifadeli’” bir kadın vardı.

Bir kadın olarak, kendi hemcinslerimin yaptığı davranışların altında yatanları fazlaca zorlanmadan çözebilecek deneyime sahip olduğumu düşünsem de, konu ’“kadın politikacılara’” geldiğinde’…

Bildiklerimin, birazcık karıştığını/yetersiz kaldığını görüyorum.

Biz kadınlar objektiflere poz verirken hafif de olsa tebessüm etmeye/güler yüzlü görünmeye çalışırken; bu iki kadın politikacıyı güler yüzlü fotoğraflarının gündemden silinmesini istemeye götürecek neden, ne olabilir ki?

Güler yüzlü olunca, söylediklerinin -dolayısıyla kendilerinin-  yeterince ciddiye alınmayacağını mı düşünüyorlar?

Ya da AKP gibi bıyıklı bir partide, yanlış anlaşılabileceklerini, zihinlere "hafif" olarak kayda geçeceklerini mi zannediyorlar?

Asabi/gergin yüz ifadesi, insanın söylediklerini daha mı inandırıcı kılar?

Gülmek/gülümsemek, ciddi sözleri ’‘gayrı ciddi’’ye mi çevirir?

 

 

Bir erkeğin asla ve kat’’a akıl erdiremeyeceği kadın davranışlarının nereden kaynaklandığını/ne anlama geldiğini anlamama ışık tutacak kadar çok sayıda kadınla çalıştım iş hayatımda.

Lakin’… Geçmişten günümüze önümüzde duran kadın politikacı örneklerini anlamaya çalıştığımda, bildiğim bütün ’“kadın dersleri’”nin yetersiz kaldığını görüyorum. Politikaya bulaştıklarında, (partisi ak ya da kara) erkekleştiklerini (bkz. Canan Arıtman!) ya da erkek gibi görünme gayreti içine girdiklerini, ’“adı kadın, kendi kadın’” olamadıklarını, hayal kırıklığıyla izliyorum.

Kadınlar politikada ’“kadın gibi’” olamadıkları sürece; erkeklerin elindeki politikanın daha çok uzun yıllar ’“yaban’” kalmaya devam edeceğini düşünerek’… Gerçekten üzülüyorum’…