Nedim ATİLLA
Makam Müziği, iki piyano ve dört mükemmel el
12 Temmuz 2023 Çarşamba

“duoallaturcaimpropiano”… 36. İzmir Festivali’nin kapanış konserinin adı buydu.

Unutulması zor anlar yaşadık dostlarımızla birlikte.

İzmir’in kültür ve sanat aydınlığında yaşayan, Bakü ve Ankara doğumlu iki sanatçı; Dr. Cemile Cabbar ve Nihat Demirkol üstadımız sıra dışı bir projede buluşmuştu...

Kalbi, Anadolu’nun her köşesinde atan bir müziğin renkleri üstünde düşünmüşler.

Hindistan’dan, Kuzey Afrika’nın en batısına kadar olan bölgeyi ve yanı sıra Kafkaslar’ı, Türk Cumhuriyetlerini, Balkanlar’ı ve Ortadoğu’yu da kapsayan devâsa bir coğrafyada, 2-3 milyar insanı kendine çeken, bağlayan ve onların yüzyıllardır hayat ve kültürlerinin bir parçası olan “makam müziğini”, batı kültürünün görkemli enstrümanı piyanoya, Feyzi Aslangil’in deyişiyle dün gece “tatbik” ettiler.Türkiye ve Azerbaycan’ın ebedî kardeşliği vurgusuyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı ile Azerbaycanlı Devlet Adamı Haydar Aliyev’in 100. doğum yıldönümü bağlamında, 37. Uluslararası İzmir Festivalinde, “duoallaturcaimpropiano” ismi ve “Makam Müziğinde Çeşitlemeler” repertuvarı”nın “dünya prömiyeri” için sahne aldılar.

“Türk Bestecilerinin” eserlerini, sanatseverlere, yeni ve çarpıcı bir yorumla, üstelik “İki piyano ve dört elden” oluşan bir müzikal zenginlik içinde dinletmek, tanıtmak ve bu senteze ait, kalıcı kayıtlar bırakabilmek için bir araya geldiler.

Program kitapçığından aktarıyorum bu bilgileri ama araya girmem gerek. Türk Müziğinde piyano kullanımı çok sınırlı ve bu konunun devrimcisi kuşkusuz Feyzi Aslangil. Ben de Demirkol üstat sayesinde tanıdım Aslangil’i… Türk müziğine kattığı piyano zenginliği tartışılmaz. Ama bu konserde hiç olmamış bir durumun tanığı olduk: İki piyano ve dört el için yeniden ve yeniden çalışılmış makam müziklerini dinledik.

Klâsik batı müziğinde “Dört el piyano” için bestelenmiş eserler, 18. yüzyıldan itibaren repertuvarlarda yer alıyor ve oda müziği performansı adına, önemli bir literatüre sahipler. Konserde de yaşadık ki, Cabbar ve Demirkol’un beraberliği, piyano için yazılmış notalar dahi yokken, armoni ve düzenlemeye yüz vermeden, ama “tek sesli” notaya da sadık kalmayan bir yorum serbestisi içinde, “eserleri doğaçlayarak yeniden tasarımlama” fikriyle yola çıkan ve bu tercihleriyle, makam müziğinin, piyanodaki “ilk duosu” olma kimliğine de sahipmiş.

“Makam Müziğinde Çeşitlemeler” ne demek? Cabbar ve Demirkol, 2 farklı ülkeyi, 2 farklı müzikal kökeni ve 2 farklı kuşağı temsil ediyorlar...

Aynı repertuvar, bu yıl içinde Bakü’de de seslendirilecek.

Konser notlarını da şuraya aktarayım da müzik tarihine not düşmüş olayım…

Birinci Bölüm: “Konçerto’danFasıl’a...”(Nihâvend’tenNikrîz’e)… “Çeşitlemeler”, nihâvendin“dünyalık bir makam” olduğunu söyleyenlere nazire olsun diye, Neyzen Aka Gündüz’e saygı duruşu niyetine bir “taksim” ile başlar.“Kandilli yüzerken uykularda...” ; Münir Nureddin’in kürek çektiği aranağme ile Yahya Kemâl’in  “dönüşten bahis açmadığı sularda, mehtâbın sürüklendiğine tanık oluruz. Dinleyiciyi, “Gönülden Sesler” adını verdiği peşrevi ile  “rûya sonaermeden şafakta...” Tanburî Refik Fersan karşılar. Çok da vakit kaybedilmeden, bestecinin, 1936 Nisan ayında bestelediğive “radyo günleri”nden kalma saz semaîsi’nde, sanki kemençevîCüneyt Orhon vepiyanist Feyzi Aslangil’i işitirsiniz. Hemen ardından esen hırçın bir rüzgâr, bu kez Ömer Altuğ’un “Gönlümün Melâli”  dediği saz semaîsi’ndeNihâvend’e yaprak dökümünü yaşatacaktır.

İkinci Bölüm “Mahnılar...” adını taşıyordu: Bu bölümde “bahar küleği”, târifsiz bir esintiyle makam müziğinin narin tellerine dokunur. İslâm Seferi’nin şiirini, 1949’dabesteleyen Reşit Bekirov’un “nâzendehicaz”ı, hem bölümün açılışını yapar, hem de bölümün sonuna kadar bize eşlik eder.

Üçüncü Bölüm, “Fasıl’danKonçerto’ya...” adını taşıyordu. Ya da Ferahfezâ’danSultanîyegâh’a… Kemanî Sadi Işılay’ın, adetâ “çigan” virtüözlerinden ödünç alınmış bir esinle bestelediği “Sultanîyegâh Sirto”nun girişi, daha sonra olacakları tahmine imkân vermeyen bir tevazu taşır. Bu giriş dinleyiciyi, makam müziğinin sokaklarında, gösterişsiz bir yolculuğa davet eder gibidir. Ama çok geçmeden, bu sokaklarda, bir değil birkaç faslın sessiz sedâsız buluştuğu ve kol kola dolaştığı hissedilecektir. 

Resitalin sürprizi Kevser Hanımın Nihavent makamındaki Sirtosu idi.

Unutulmaz bir gece yaşadık başta da söylediğim gibi…

Teşekkürler Dr. Cemile Cabbar

Teşekkürler Nihat Demirkol

Teşekkürler İKSEV

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Mustafa Ferruh Toygu 12 Temmuz 2023 Çarşamba 21:51

Tek kelime ile. KUTLUYORUM.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (1)
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İlk '4' madde neden rahatsız ediyor?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
 Narin (İnce) Habercilik ve Medya Etiği
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva