Gönül Soyoğul
Kötü anılar, itinayla imha edilir!
30 Aralık 2010 Perşembe

Uzun bir süre önce bir arkadaşım, genetik depresyonu için psikiyatriden yardım almaktan/antidepresanların bıktırıcı yan etkilerinden bıkıp, ’‘doğal şifalara’’ yönelmişti. Reiki/yoga/meditasyon Allah ne verdiyse/kullar neyi önerdiyse bir ona, bir buna koştururken; üzerinde uygulanan bu tedavileri bana da anlatmak gibi bir görevi(!) de vardı arkadaşımın’… Anlattıkları arasında aldığı tedavilerin hepsi birbirinden ilginçti ama’… Biri üzerine uzun uzun düşünmüştüm.
Şifacıya göre, arkadaşım, annesiyle göbek bağını kesememişti ve dertlerinin önemlice bir bölümünü bu yüzden yaşıyordu. Tedavisi de şuydu: Sakin bir odada oturulacak, gözler kapatılacak, son derece ağır hareketlerle anneye bağlı olan (hayali) göbek bağı bir makasla kesilip ’‘artık ikimiz de özgürüz’’ denilecek; anneye bağımlı ruh, böylece serbest kalacaktı.
Yani, hayal gücüyle özgürlüğüne/bağımsızlığına kavuşacaktı.
*
Bana bu deneyi yeniden hatırlatan, Amerika’’da yapılan bir araştırma ile yine Amerika’’da yapılan sembolik bir tören oldu.
Zayıflama üzerine yapılan araştırmaya göre; ’‘yemek yediğini hayal etmek’’, daha az yemek yemeye yardımcı olabiliyor.
Uzmanlar bir şeyi sürekli yaptığınızda bunun artık alışkanlık haline geldiğini söylüyor. Tıpkı ışıksız bir odaya girdiğimizde olduğu gibi; bir süre sonra gözlerimiz karanlığa alışıyor ve beyin durumu normalmiş gibi algılıyor.
Carnegie Mellon Üniversitesi uzmanlarından Carey Morewedge, bunun yemek yeme alışkanlıkları konusunda da geçerli olduğunu söylüyor. MoreWedge, ’“İlk kurabiyeyi yediğinizde yeniden kurabiye yeme arzunuz artar ve fizyolojik tepkileriniz değişir. Dolayısıyla 5′nci hatta 10′ncu kurabiyeyi de yediğinizi fark edersiniz’” diyor.
Ancak 5-10 kurabiye yemek yerine bunları yediğinizi düşünmek de bir seçenek. Böylece bu duruma alışıp kurabiyeyi yeme arzunuzu bastırabilirsiniz. Daha geniş anlamda ise bu iştahınızı bastırmak anlamına gelebilir.
Bunu anlamak için Morewedge ve ekibi deneye katılanlara bir dizi soru yöneltmiş. Deneklerden değişik çikolatalar yediklerini düşünmeleri istenmiş. Kontrol grubundan da çikolataları bir yerden bir yere taşıdıklarını düşünmeleri istenmiş. Ardından da gruplara gerçek çikolata sunulmuş.
Morewedge, ’“30 çikolata yediğini düşünenlerin gerçek çikolatalara daha az ilgi gösterdiğini fark ettik. Ancak çikolataları bir yerden başka yere taşıdığını düşünenlerin gerçek çikolataları yediğini gördük’” diyor.
Çikolata yerine çay ya da peynir gibi örneklerle yapılan deneylerde de benzer sonuçlar alınmış.
Uzmanlar alışkanlığın çok çabuk oluştuğunu belirtiyor. Ancak bunun için yiyeceğiniz şeyi düşünmeniz değil, onu yediğinizi hayal etmeniz gerekiyor. Uzman Morewedge, ’“Alışkanlık hemen edinilebiliyor. Böylece insanlar ne kadar yemek yediklerini kontrol edebilirler. Sağlıksız yeme ya da yediğimiz gıda miktarını azaltma konusunda bu teknikten yararlanabiliriz’” diyor. Uzmanlar aynı yöntemin sadece gıda değil alkol ve madde bağımlılığını azaltmada da işe yaradığını vurguluyor.
*
Hayal ederek gerçeğe ulaşmayla ilgili ilk kez duyduğum ilginç haber de şuydu:
New Yorklular yeni yıla girmeden önce 2010’’un tüm kötü anılarından ’‘sembolik’’ de olsa kurtuldular!
Geleneksel ’“Sıkıntılardan Kurtulma Günü’”nde, Times Meydanı’’na dev bir kağıt imha makinesi yerleştirildi. Amerikalılar, yılın en kötü hatıralarını bir kağıda yazarak kamyon büyüklüğündeki imha makinesine atıp, kötü anılarını sembolik olarak geçmişe gömdüler.
*
Bu yazının özeti/ana fikri/tavsiyesi şudur arkadaşlar/dostlar’…
2010’’u uğurlarken gözlerinizi kapatın ve yıl boyunca uğradığınız bütün kötülükleri/haksızlıkları, bilerek/bilmeyerek yaptığınız hataları/kırdığınız kalpleri, kırılan kalbinizi/gözyaşlarınızı, bitip gitmesini istediğiniz her ne varsa’…
Hepsini zihninizde çöpe attığınızı, hatta çöpü de ateşe verdiğinizi hayal edin.
Sizi yoran/üzen/karnınızı şişiren/içinizi karartan ne var ne yok, hepsini imha edin.
Ben deneyeceğim.
’‘Kırmızı don’’dan daha çok işe yarayacağını umuyorum şahsen!
*
Hepinize ’‘hayallerinizin gerçekleşeceği’’ umutlarınızın çoğalacağı mutlu bir yıl diliyorum’…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Pişmanlıklar
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Gürgen Kral
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Atatürk bizden biridir!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (6) “Hamam mı? yoksa Spa mı?”
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Rüşvet ile jest arasında!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Stoilov’a nazar değdi!
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir portre: Sadullah Usumi
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva