Uzun zamandır gazeteler ve televizyonlarda açılımla ilgili haberleri, yaşanan olayları çıkartılmaya çalışılan kaosu dikkatlice takip etmeye çalışıyorum.

AKP hükümetinin gündeme getirdiği açılım yüzünden oluşan tedirginliğim, son zamanlarda yaşanan olaylar nedeniyle tam anlamıyla diken üstünde oturmama neden olmaya başladı.’¶

 

AKP’’ nin açılım tartışmasını başlattığı günden itibaren toplumda ayrışma ve huzursuzluğun iyice artığını gözlemliyor, daha da derinleştiğini hissediyorum.

 

Düşünüyorum’…

Acaba bu üslup ve zihniyet sahiplerinin toplumsal barışı temin edeceklerine kim inanır ki?

 

Sayın Öcalan ifadesi suç iken, bugün terörist başını muhattap alan, onun maddelerini okuyup deklere etmeye çalışan, İmralı’’dan aldıkları yol haritasını kafamıza dayatmaya çalışan DTP ile birlikte nasıl açılım yapılabilir ki?

 

Oransız, orantısız düşüncelerin havada uçuşmasından başka bir şey değil bu. Tıpkı ’“körün köre yol göstermesi sonucunda ikisinin de bir çukura düşmesi gibi.

 

Peki, çukura düşerlerken arkasından sürükledikleri?

 

Artık herkes çok net bir şekilde anlıyor ki bu hükümet, uygulamalarıyla, icraatlarıyla

Türkiye’’yi uçurumun kenarına getirdi. Her şey gözler önünde cereyan ediyor ve halk, bir entrika film seyreder gibi seyrediyor.

 

2002 yılında neredeyse sıfır terörle teslim aldıkları Türkiye’’nin geldiği durum ortada.

 

DTP’’li milletvekillerinin, belediye başkanlarının tavırları, PKK’’lı teröristlere şehidimiz deyip, mutlaka hesabı sorulacaktır diye devlete meydan okumalarının cesareti nereden geliyor?

 

PKK belasının İstanbul’’daki belediye otobüsüne attığı molotof kokteyli sonucu hayatını kaybeden 17 yaşındaki Serap’’ın suçu neydi peki?

 

Daha dün civa gibi 7 askerimizi kaybettik Tokat’’ta. Daha önce verdiğimiz binlerce şehit gibi.

 

Bu süreci iyi anlayıp, iyi okumak, iyi yorumlamak ve doğru adımlar atmak gerek, Türkiye'yi krize sokmamak halkı birbirine düşürmemek gerek  

 

Emin ve dikkatli adımlar atmak şart!

 

Yoksa bu açılım; açılıp açılıp geri dönememek, derin sularda boğulmaktan öteye gidemeyecek.

 

Birilerin şu günler de sağduyu ile Türklük, Kürtlük, Alevilik, Sünnilik gibi ayrıştırmalarla bir yere varılamayacağını oturup düşünmesi gerek.

 

Asıl önemli olanın insan öznesinde bir araya gelmek olduğunu bilmeli.

 

Ve eğer insan öznesinde bir araya gelemezsen, istediğin kadar açıl saçıl elde var kocaman bir sıfır’…