Tayfun MARO
Kemiğe dayalı bıçak
21 Ekim 2011 Cuma

Tarih, 05-Mart-1981. Yer, Paris Çalışma Müşavirliği. Saat 12.30 suları. Yemeğe çıkmak üzere masalarımızı topluyoruz.
Dördümüz arabalarımıza doğru yürürken, birbirimizi son defa görmekte olduğumuzu bilmiyorduk.
 
Ben arabamı hemen bulvar çıkışına park ediyordum. ASALA, yanlışlıkla Fransızları öldürmekten çekindiği için, bulvar kalabalığının avantaj sağladığını düşünüyordum.
Reşat bey arabasını bulvara çıkan sokağın sakin olan öbür ucuna park ediyordu. O da, sakin olan bölgede, olası bir saldırıyı önceden fark etmenin daha kolay olacağını düşünüyordu. Bunu defalarca tartışmıştık.
 
Müşavirlik binasından çıktık ve arabalarımıza doğru yürümeye başladık. Ben bulvara doğru… Onlar, sokağın alt başına doğru…
Maalesef ben haklı çıktım. ASALA’nın cinayet timi sokağın alt başında pusu kurmuştu. Çapraz ateş sonucu, meslektaşım Reşat Moralı ve o gün bizimle yemeğe çıkmak isteyen din görevlisi Tecelli Arı şehit oldu.
 
Cinayet Masası’ndan yetkililerle yapılan görüşmeler sırasında anlamıştım ki, ellerinde olayla ilgili oldukça ayrıntılı bilgi ve belge olduğu halde, “yukarı”dan talimat gelmediği sürece olayın üzerine gitmeyeceklerdi.
O talimat hiçbir zaman gelmedi. Fakat çok başka nedenlerle, saldırıdan kısa bir süre sonra, Başkonsolosluk ve Orly saldırılarının ardından, ASALA sahneden çekildi.
 
ASALA neden geri plana çekildi? Bunu kim yaptı?
Bir gecede İbrahim Şahin’in cebine kırmızı pasaportu koyup Fransa’ya gönderen irade, ASALA’nın sahneden çekilmesine karar veren dış dinamikler izin verdiği için oluşabildi.  Kenan Evren’in kendi başına aldığı bir karar değildi.
Uluslararası sistem böyle istedi ve Atina’nın ortalık yerinde Agop Agopyan’ın ortadan kaldırılmasıyla başlayan süreç, ASALA’nın yedeğe alınmasıyla sonlandı.
 
Uluslararası sistem, “ASALA’nın geri çekilmesi ve o boşluğu PKK’nın doldurması fikri”ne yeşil ışık yaktı.
Otuz yıldır yaşanagelmekte olan her şey, PKK’nın arkasındaki uluslararası desteğin eseridir.
 
ASALA’nın Türkiye topraklarında etkili olma şansı pek yoktu. Buna karşın, PKK, uluslararası sistemin elini güçlendirecek bir koz olarak görülüyordu. Öyle de oldu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgedeki etkinliğini sınırlamak için artık Kürt unsurundan yararlanılacaktı.
Türkiye, İran, Irak, Suriye’den oluşan bölgenin tam bağrına sapladılar militarist Kürt hareketini. Kürtler, ABD ve AB’nin Truva Atı olmayı içlerine sindiriyorlar.
İşte o gün bu gündür, bıçak kemiğe dayalı, öylece duruyor. Otuz yıldır, her lider, defalarca “bıçak kemiğe dayandı” dedi. Ne bıçak bıktı ne kemik…
 
Türk halkının Kürt etnisitesiyle ilişkileri, Kürtler hakkındaki duygu ve düşünceleri, artık netliğini kaybetmiş gri bir alandır.
Kürt realitesinin bir Türk’ün nezdinde karşılığı, “madem ki beraber olamıyoruz, ayrılmayı konuşalım” fikrinde ifadesini bulmaya başladı.
 
Ülkede ulusal mutabakat çöküyor. Kürtler bir tarafa, İslamcılar bir tarafa çekiyor. Etnisite ve din gurupları toplumsal yapıyı çözüyor, toplum çözülüyor.
İktidar, Cumhuriyet ilkelerine dayalı politikaları değiştireyim derken majör hatalar yaparak Kürt ayrılıkçılarını ve İslamcıları cesaretlendirdi; küstahlıkları sınır tanımıyor.
Cumhuriyet’i kurmayı ve yaşatmayı oyun zannediyorlar.
 
Cumhuriyet çökerse, hepimizin üstüne çöker.
Bunu anlamak için ille de Cumhuriyet’i yıkmak mı gerekiyor!
 
Barış içinde bir arada yaşamanın koşullarını yeniden oluşturmak istiyorsak, kişi haklarını yok sayan din normlarından, etnisite normlarından ve ceberut devletten uzak durmak gerekiyor. Çünkü, toplumda ayrışma ve şiddet buradan besleniyor.
Yurttaşların Cumhuriyet’inde insan haklarına dayalı devlet, (bundan gurup haklarını değil, kişi haklarını anlamak gerek) bir imkan olarak önümüzde duruyor.
 
Herkesin “evet” dediği barış içinde bir arada yaşama koşullarının toplumsal mutabakat zeminini oluşturmak için “yeni anayasa yapmak” iyi bir başlangıç olabilir.
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Atatürk’ten rövanşı alacaklar da…
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Halkın gerçek gündemi sahnede!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Şimdi ne olacak?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (10) 'Bak Postacı Geliyor'
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva