Dr. Berna BRIDGE
Kafka’nın Böceğinden Sokrat’ın Demokrasisine Dünya
17 Temmuz 2023 Pazartesi

Geçen ay üst üste iki sempozyumda dünyanın haline akademik açıdan baktık. Birisi Çek Cumhuriyetinin Brno kentinde Akdeniz Meseleleri üzerineydi, Diğeri Atina’da genel Liderlik konuları üzerineydi. Herkes Çek Cumhuriyeti deyince Prag’ı, Karlovy Vary’yi bilir ve çok beğenir ancak Çek Cumhuriyetinin diğer taraflarını pek bilmez. Brno, Moravya’nın başkenti, Çekya Cumhuriyetinin ikinci büyük kenti, bir üniversite kenti. Prag’a benzer tarihi ama hiç turist yok. Prag ne kadar kalabalık ve kirli ise Brno o kadar sakin ve temiz. Mimarisiyle tanınıyor.

Brno’daki sempozyumda geçmiş yıllara göre dikkati çeken en büyük değişiklik İsraillilerin katılımıydı. Her yıl ABD, Kanada ve Avrupa ülkeleri katılır ve birkaç Türk, bu yıl ilk defa İsrail üniversitelerinden on, on beş kadar kişi vardı. Sunumları pek araştırma niteliğinde olmayıp direkt Filistin halkını kötü ve agresif göstermek üzerine kurguluydu. Ellerinde kalaşnikoflu delikanlı fotoğraflarıyla sanki kendileri çok masum ve Filistinlilerden saldırı altında gibi konuşuyorlardı.

Yani antipropaganda niteliğindeydi ki genelde akademik çalışmalarda yaptığımız araştırmalar paylaşılır, siyasete girilmez. Diğer akademisyenler tarafından pek takdir almadıklarını hatta rahatsızlık duygusu yarattıklarını ve inandırıcı olmadıklarını gözlemledim. Sanki anti demokratik uygulamalarından dolayı hükümet görevlileri olarak kendilerini aklamaya çalışıyorlardı ama beceremiyorlardı, akademisyen gibi değillerdi. Akdeniz kadim tarihiyle ve tarih boyu paylaşım savaşlarıyla adeta dünyanın merkezi. Süveyş kanalı, Cebelitarık boğazı, Bizim boğazlarımız ise kilit noktaları.

Zayıfın Böcek Muamelesi Gördüğü Bir Dünya

Konuşmalar ve sunumlar ise adeta Kafka’yı, onun Metamorfoz öyküsünü yansıtıyordu. Karanlık bir dünyayı yani. Zayıfın sömürüldüğü, bir böcek muamelesi gördüğü, karnını bile doyuramadığı… Güçlünün yönettiği, kararları aldığı, ötekileştirdiği, zorbalık uyguladığı, öldürdüğü, göç istemediği bir dünya, bir Akdeniz. Kuzeyi ve Güneyi arasındaki fark… Ve bizim sempozyumdan sonra Fransa’da aynı söylediğimiz patlak verdi. Güneyi sömüren, ötekileştiren, böcek muamelesi ve zorbalık yapan Kuzey Akdeniz.

İki hafta sonra yolum Atina’ya düştü. Yine Prag kadar kirli ve kalabalık ama tarihi kent yine de çok güzel, Prag gibi. Ekonomik kriz çok kötü etkilemiş, her yer dökülüyor, sokaklarda göçmenler uyuyor, dileniyor. Yine Brno’daki gibi dünyanın her ülkesinden gelip toplanmış, güler yüzlü, barışsever akademisyenler. Burada siyasi propaganda yapan İsrailliler yok bu defa. ABD, Kanada ve Avrupa’nın her ülkesinden gelen var, birkaç Türk de.

(Atina Akropol yakınında bir tarihi Osmanlı hamamı)

Genelde Atinalılar, eğitimlileri, hükümet ve politikalarından rahatsız. ABD’ye bu kadar üs verilmesi, ülkenin bir silah deposuna dönüştürülmesi onları mutlu etmiyor. Türk düşmanlığı halk arasında kesinlikle yok. “Biz birbirimizi severiz, kültürlerimiz, müziğimiz, yemeklerimiz, sözcüklerimiz çok benzer, siyasiler geçinemiyor”  düşüncesi içindeler, bizim halka benzer biçimde. Kuzeyde Selanikliler, Makedonya Bölgesi daha düşmanca ama Atinalılar adeta Aristo ve Sokratla yoğrulmuş.

Demokrasi Sözcüğü Bir Masal mı?

Biz yine dünya barışı için havanda su dövdük, doğru ve yanlış liderlik tarzlarını, demokrasi konseptini konuştuk, demokrasinin aslında yalnızca bir sözcük olduğunu, gerçekte hiçbir yerde tam uygulanmadığını ve siyasi bahaneler, kazanımlar için kullanıldığını anlatmaya çalıştık. Bunu İngilizcede “Narrative” sözcüğü ile tarif ediyorlar. Çevirisi “Anlatı” ancak anlatı sözcüğü tam karşılığı değil. Narrative aslında masal, öykü anlatısı anlamına geliyor. Yani demokrasi bir masal…

Demokrasi, Kafka’nın Metamorfoz öyküsündeki “anlatı” gibi bir masal… Aile içinde bile faydalı veya güçlü olamayanların, hastaların, güçsüzlerin birçok defa ötekileştirildiği bir dünyada, “demokrasinin olduğu iddia edilen” Fransa’daki banliyölerde yaşayan Cezayir kökenli Fransızlar da ötekileştirilmeye, zorbalığa, itilip kakılmaya, hatta polis tarafından öldürülmeye mahkûm olduğu bir dünya. İşte biz akademisyenler de bunları akademik olarak araştırıp, yazıp çizip birbirimize anlattık…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Stoilov’a nazar değdi!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Gönlüm hep seni arıyor neredesin?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmirli giderek kendini daha kötü hissediyor
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir portre: Sadullah Usumi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Tire pazarında…
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İsrailli çocuklara mektuplar (2) Barış sizin elinizde çocuklar!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Yaşamak...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva