Dr. Berna BRIDGE
Kadınlar liderlik ve yönetici konumlarında başarısız mıdırlar?
21 Temmuz 2014 Pazartesi

Geçen haftalarda İspanya Marbella’da Kansas, Utah, Massachusetts, Malaga Üniversitelerinin ortak hazırladığı bir konferansa katıldım, bir konuşma yaptım. Dile gelen farklı konular, benim akademik araştırma sonuçlarım ve İspanya ile Fas hakkında genel olarak söz etmeyi isterim ama öncelikle bu hafta benim akademik araştırmamla ilgili paylaşımlarda bulunmak Sterim. İstatistiklere bakınca hem batı dünyasında, hem de Türkiye’de liderlik ve yöneticilik konusunda kadınların azınlıkta olduğunu belirtmiştim. Örneğin, yaklaşık tüm İl Milli Eğitim Müdürleri erkektir. Müdür yardımcılarının %95’i erkektir. Müfettişlerin %95’i erkektir. İlçe Milli Eğitim Müdürleri, Şube Milli Eğitim Müdürleri erkektir. Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda istisna olmayıp hem devlet kademelerinde, hem de özel sektörde tüm yönetim ve liderlik kademeleri yüksek oranlarla erkektir. Neden?
 
Avrupa ve ABD gibi daha gelişmiş ülkelerde bu rakamlar biraz yumuşamış olmakla birlikte (Belirli yerlerde kadınların yönetim kademelerindeki varlığı %30lara kadar çıkabilmektedir) yine kadınlar yönetim ve liderlik kademelerinde azınlık, erkekler çoğunluktur. Doğu ülkelerinin birçoğunda ise hiç kadın yönetici yoktur.

Alanım eğitim olduğu için ben yine eğitim yönetimine değinmek isterim. Ülkemize ve batıya baktığımızda, öğretmenlerin çoğunun kadın olduğunu, erkek öğretmenlerin azınlıkta olduğunu görürüz. Oysa yönetimde bu oran tersine döner. Kadınlar azınlığı, erkekler çoğunluğu oluşturur. Neden?
Benim bu araştırmam kadın ve erkeğe eşitlikçi bir pencereden bakarak, önyargısız, taraf tutmadan, olumlu ve yapıcı bir referans kaynağı olmak amacı ile yapılmıştır. İyi ya da kötü gibi ayrımlar yapmadan yalnızca bilimsel verileri araştırdım. Araştırmam, kadınların yönetici konumlarında neden azınlıkta olduğu sorusu ile başlar ve kadınların kariyer ilerlemesindeki engeller, kadın ve erkek yöneticiler arasındaki tarz farklılıkları ve eğitimin rolü ile devam eder. Son kısımda azınlıkta olmanın getirdiği stres ve sıkıntılara değinir.

Günümüzde eğitimde fırsat eşitliğinin ve kadınların yönetime getirdikleri katkıların önemi daha fazla ayrımsanmaktadır. Buna rağmen kadınlar okullarda, yüksek okullarda ve üniversitelerde yönetim konumlarında azınlıktadırlar ve ilerleme çok yavaş kaydedilmektedir. Örneğin, 1988 yılında İngiltere’de tüm alanlarda yönetici olan kadınları sayısı % 11, 1971 yılında ise % 5 idi. Önümüzdeki yıllarda da yavaş olsa bile bu sayılarda artış görüleceği sanılmaktadır, ancak bu yavaş artış oldukça yetersizdir.
Genelde, her toplumda en çok ezilen grup çocuklar, ikinci ezilen grup kadınlar, en az ezilen grup ise erkeklerdir. Benim bir eğitimci olarak amacım bu konulara ışık tutarak, eğitim vererek gelecek kuşaklara her toplum katmanında, her yaşta, daha az ezilen, hatta hiç ezilmeyen bir toplum bırakmaktır.

Liderlik ve yöneticilikte kadınların azınlıkta olmalarının nedenlerini dört ana başlık halinde toplayabiliriz:
1) Açık ve gizli ayrımcılık
2) Kurumsal sınırlamalar
3) Kadınların sosyalizasyon teorisi
4) Erkek kültürünün egemenliği
‘Tarihte en kötü yönetimler, kadınların iktidarda olduğu dönemlerdir’.
                                             Oscar Wilde

Yukarıda, Oscar Wilde bu sözlerle ayrımcı ve önyargılı tutumları desteklemekte, genellemeler yaparak tarihte örneği çok az bulunan kadın yöneticilerin iyi olmadığını vurgulamaktadır. Tarihte böyle bir genelleme yapılacak sayıda kadın yönetici var mı? Sayıca çok az olmasına rağmen bu yöneticilerin tümü kötü yöneticiler miydi? Aralarında iyi olanlar yok muydu? 

Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi kadınların mesleklerinde ilerlemelerinde ve yönetici olmalarında rol oynayan en büyük engel önyargı ve ayrımcılıktır.  Terfi veya üst düzey işlere başvurularda beyazların zencilere yeğ tutulması gibi erkekler de kadınlara yeğ tutulmakta, kadınlar aleyhlerine genellemelerle karşılaşmaktadırlar.

Erkek öğretmenler birçok araştırmada üstlerinde bir kadın yönetici görmekten rahatsız oldukarını belirtmişlerdir. (Al Halifa, 1992) Yöneticiliğin güçlü olmayı gerektirdiği ve kadınların zayıf olduğu inancı da hayli yaygındır ancak bu inanç yanlış bir inançtır. Açık ayrımcılıkla baş etmek daha kolay, örtülü ayrımcılıkla baş etmek daha zordur.

Yöneticinin her zaman erkek olduğu inancı hala daha çok yaygın bir inançtır. Yıllarca aynı kurumda yöneticilik yapmış birçok kadın telefonla arayanların, mektup yollayanların, hatta birçok velinin ‘müdür bey’ sözleriyle karşılaşmıştır. Böyle bir deneyimi yıllardır ben de yaşıyorum.

Örneğin, bir defasında bir öğrencimin babası olan, profesör bir veli, okul müdürü olmama ve kendisinin bunu yıllardır bilmesine rağmen, bana okulumuzun erkek müdür yardımcısından ‘müdür bey’ diye söz etmişti. Yapılan araştırmalar, görüşülen tüm kadın yöneticilerin bir çeşit ayrımcılık ve önyargı ile karşılaştığını, hızla olumsuz etiketlendiğini, yaptıkları iyi ilerin dile gelmeyip, hep haklarında olumsuz söylemler geliştirildiğini göstermiştir.

Schmuck’un araştırmalarına göre, birçok erkek kariyer sahibi kadınlarla eşit ilişkiler içinde çalışmakta zorlanmakta, alışkın oldukları kadın modeli evde leri, anneleri ve en fazla işyerinde sekreter olmaktadır. (Schmuck, 1986) Bir yanda evlilik ve çocuk sahibi olma toplumsal baskısıyla yetiştirilmiş vd başarısı yalnızca bu yönde değerlendirilip etiketlenen (Kız kurusu, evde kalmış gibi incici deyimlerle) kadınlar, kariyerde ilerlemek yerine bu şablona, “eş, anne, sekreter” şablonuna girmeyi tercih etmektedir.

Kadınların sosyalizasyonu teorisi, yani kız çocuklarının yetiştirilme biçimi konumuzun üçüncü bölümüdür. Bu teori eşitsizliğin nedenini kadınların sosyalizasyonu, yetiştirilme, sosyal topluma katma biçimi olarak açıklamaktadır. Diğer bir deyişle, hem batı hem de doğu toplumlarında kız ve erkek çocuklarının yetiştirilme biçimlerinin bu eşitsizliğe neden olduğu öne sürülmektedir. Haftaya ki yazımda bu konuya derinlemesine değineceğim.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu saatte 'vicdan ittifakı' olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva