Ege'de havalar ısınıyor... Baharın gülen yüzünü görüyor ve yaşıyoruz...
Bu yansıma futbolumuza da olsun istiyoruz...’¶
Geçen iki haftada Bank Asya'daki takımlarımız birbirlerini yediler... Kıran kırana mücadelelerden Bucaspor hedeflediği gibi 4 puanla çıkarken, Altay önünde farktan kurtuldu desek yeridir.
Buca'nın lig bitimine dört haftalık bir süreç kala, kadro olarak gergin bir havada oynadığı gerçeğini gözardı etmemesi gerekiyor. Bunun geçmiş haftaların da etkisiyle, en belirgin biçimde Altay önünde etkilerini gördük. Çok önceleri kırmızı kartı alması gereken Yılmaz, hakemin işi farklı algılamasıyla kurtuldu. Ama sonda Erkan kırmızıdan sıyrılamadı!
Nedir bu öfke, hırçınlık?
Bucaspor yönetiminin kalan haftalarda bu gerginliği aşacak önlemleri alması, psikolojik desteği sağlaması bir zorunluluk olarak öne çıkıyor...
Yazımızın başlığını "Kader Haftası" olarak koyduk...
Son dört haftaya girerken, eğer İzmir biri direk çıkacak, diğeri de play offtan iki takımı Süper Lig'e taşımak istiyorsa, bu hafta çıkacağı önemli sınavlardan kayıpsız ayrılması gerekiyor...
Buca'nın kendi alanında Mersin İdmanyurdu'nu; Karşıyaka'nın Çaykur Rizespor'u puansız göndermesi bir zorunluluk; Altay'ın da sürekli takıldığı Gaziantep Belediyespor'dan bu kez puanla dönmesi gerekiyor...
Bu önemli dönemeci zararsız atlatan İzmir takımları, kalan üç haftaya çok karlı gireceklerdir. Olayı iyi anlamak, kavramak gerekiyor...
Şimdi, Altay'ın 1.5 trilyonluk TFF borcunu unutması; Öte yandan şu an oynayan futbolculara olan maç başı alacaklarını, tıpkı Buca'da olduğu gibi, "Süper Lig'e çıkalım siz de kazanın, kulüpte" anlayışına çevirmesi ön koşul diye düşünüyorum. Borçlar elbet anılan rakamlarla sabit değil. Siyah-beyazlı takımın vergi, sigorta, futbolcu borçlarının 15 trilyonu aştığı söyleniyor camia içerisinde...
Aynı söylemler, Musa Çağıran'ın Galatasaray'a satılmasıyla gelen 1 trilyon liranın da başkan Niyazi Konuşmaz'ın kasasına alacaklarına dair kasasına girdiği yönünde. Eğer tüm bunlar doğruysa, Altay kulübünde bundan böyle görev almak isteyenlerin de düşünmesi gerçeği ortaya çıkıyor...
Karşıyaka deseniz, aynı sorunlarla sarmal olmuş, belli bir hedefi olmadan ne gün ne yapacağı belli olmaz konumda. Borç diz boyu; Yönetim ve camia mayıs ayındaki genel kurulun derdinde; Kulübün 100. Yıl kutlaması yaklaşırken, hangi değerlerin öne çıkarılacağı düşüncesi gerçek Karşıyakalıları sarmış durumda...
Tüm bunlar yaşanırken, üç kulübün de şu "Kader Haftası"nı zararsız atlatması öne çıkıyor işte...
Kazanacaksınız ki, sorunları aşabilesiniz...
Yoksa yolun sonu uçurum!...