Ümit YALDIZ
Kabak’’ın istifası, Özen’’in yanıtı
13 Ağustos 2010 Cuma

 
Bir yanda referandum ateşi diğer yanda CHP içindeki ekip tartışmaları, İzmir siyasetinin ısısını mevsim normallerinin üzerine çıkardı.
Geçtiğimiz günlerde basına yaptığı, ’‘Referandum’’da İzmir’’de ’‘evet’’ çıkmazsa istifa ederim’’ diyerek şimşekleri üzerine çeken AKP İzmir İl Başkanı Ömür Kabak’’ın bu garip çıkışını analiz ederek başlayalım. Devamında Kral Dairesi ekibi olarak tanımladığım Baykalcılar arasında tansiyonu her geçen gün yükselen tartışmaya boyut kazandıracağız.
 
26 Maddelik referandum paketinin içeriği ile ne yazık ki kimse ilgilenmiyor.
Bu kadar maddeye toptan ’‘evet’’ ya da toptan ’‘hayır’’ deme zorunluluğu da anlamsızlığını koruyor açıkçası.
AKP kanadının ’‘idam ajitasyonu’’ ile başlayıp 1982 Anayasası sanki ilk kez değiştiriliyormuş havasıyla yaratılan ’‘demokrasi havariliği’’, CHP’’de Gandi Kemal’’in rüşt ispatına dönüştürülmeye çalışılan süreç, Başbakan’’ın BDP ile aynı kefeye koyduğu MHP’’de ise  ’‘yıkılmadık, ayaktayız’’ mesajıyla anlam kazanıyor.
Teröristi ’‘özgürlük savaşçısı’’ olarak tanımlayan BDP’’nin dağdaki uzantısı PKK’’nın baskısıyla ’‘boykot’’ çağrısı yaptığı sürecin yerel ayaklarında da ilginç gelişmeler yaşanıyor tabi ki.
CHP’’nin Eski İl Başkanı Kemal Karataş ve arkadaşları şu sıralar dağa tırmanıp ’‘hayır’’ yazısı yazmakla meşgul.
Baykal’’ın talimatıyla ’‘hayır’’ sürecine katılan Kral Dairesi ekibi, il örgütünden bağımsız yürüttüğü kampanyasını çok sayıda eski yöneticiyle destekliyor.
Yerel aktörlerden en ilginç çıkışı yapan isim ise kuşkusuz AKP’’nin genç il başkanı Ömür Kabak oldu.
’‘İzmir’’den evet çıkmazsa 13 Eylül sabahı istifamı basarım’’ diyerek beni bile şaşırttı.
 İlk bakışta Ömür Kabak’’ın sonu gibi görünen, ’‘Peki şimdi ne olacak?’” sorularıyla parti içi kulisleri hareketlendiren açıklamanın perde arkasını tırtıkladım biraz.
Ve ilk olarak İl Başkanı Kabak’’ın Genel Başkan Yardımcısı, Seçim İşleri Başkanı Haluk İpek’’le iki hafta önce (açıklamadan birkaç gün önce) ciddi bir sorun yaşadığını dahası ağır bir fırça yediğini öğrendim ilk olarak.
Denizli’’deki bölge toplantısına İzmir’’in 30 ilçesinden sadece 11’’inin katılmış olmasıydı neden. İpek’’in Kabak’’a telefonda söylediklerini duyanlar, ’‘istifa ederim’’ açıklamasını bu tartışmaya bağladı.
Ardından Teşkilat Başkanı Ekrem Erdem'in de katıldığı Balçova'daki 'küskünler' toplantısında yaşananlar. Özellikle de bazı il yöneticilerinin ikili görüşmeleri, partinin eskilerinin yönelttiği eleştiriler Kabak'ı biraz yormuş, yıpratmış olabilir.

Ancak başta yardımcısı Bülent Delican olmak üzere Hami Karacan, Ömer Gültekin’’in özverili çalışmalarıyla düzenlenen Başbakan’’ın İzmir mitingindeki başarı, genel merkezin gözünde Kabak’’ın durumunu yeniden toparladı.
Çünkü, Ağustos sıcağında bin 50 araç kaldırıp Gündoğdu Meydanı’’na 50 binin üzerinde insanı getirmek Başbakan Erdoğan’’ın gözünde Kabak ve ekibinin başarısı olarak not edilmiş, hatta Başbakan Erdoğan da 'fırçacı' Yardımcısı Haluk İpek üzerinden İzmir mitingi için teşkilata teşekkür etmişti.
Bir yılı aşkın il başkanlığında, bazı demeç ve duruşlarıyla başta parti teşkilatı olmak üzere İzmir kamuoyunu ’‘şaşırtmış’’ hatta kimilerine göre hayal kırıklığına uğratmış olsa da bence Ömür Kabak çalışıyor.
Hem de kendini aşarak, zorlayarak’…
Ama ne yazık ki dar bir kadro ile tek başına’…
Ekibini kurduğunu söyleyemem. Her geçen gün parti içinde muhalefeti artıyor. Milletvekilleriyle (başta Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar olmak üzere) sorunları artık su yüzüne çıkıyor.
Yani Kabak yorgun ve bitkin’… Belki de kırgın’… Yaptıklarının yeterince anlaşılamadığını boşa kürek salladığını düşünüp, içindeki bırakma isteğine siyasi bir kılıf bulma amacında olabilir.
Bu açıklamanın bana düşündürttüğü ilk şey bu olmuştu.
Ama kendisiyle yaptığım görüşmede kazın ayağının çok da öyle olmadığını anladım.
Referandumun siyasi partiler ve liderleri açısından ’‘Olmak ya da olmamak’’ yarışına dönüştüğü süreçte Kabak, kellesini ortaya koyuyordu. Ve Kabak’’ın kellesi sanıldığı kadar da ucuz değildi.
Nedir bu açıklamanın esbab-ı mucibesi dye sorduğunda’…
’“Ben 200 bin üyesi olan bir teşkilatın başkanıyım. Ve yarışı İzmir ölçeğinde almak zorundayım. Yani savaşa giren bir ordunun en öndeki komutanı olarak orduma savaşı kaybedeceğimi söyleyemem. Yani İzmir’’den ’‘evet’’ çıkacağına öncelikle benim inanmam gerekir. Ki teşkilatımı, üyelerimi bu konuda harekete geçirebileyim’”
 
Yani’…
Yanisi Kabak’’ın istifa resti siyasi bir manevra. Bir çeşit savaş taktiği’… Komutan kellesini ortaya koyar, erat komutanını kurtarmak için saldırır. Belki de zafer kazanılır. Kim bilir?
Yukarıda saydığım gerekçelerle, Kabak’’ın kellesini kurtarmak için AKP teşkilatının harekete geçmesini beklemek biraz iyimserlik olabilir. Ancak en büyük iyimserlik İzmir’’den ’‘evet’’ çıkma ihtimalini düşünmek, üstüne bunu ifade etmektir. Hatta buna hayalperestlik bile diyebilirsiniz peşinen’…
Ömür Kabak diyor ki; ’‘Evet çıkacağına inanıyorum. Çıkmazsa istifamı koyacağım masaya’…’”
Ömür Kabak’’ı iyi tanıyan bir gazeteci olarak, özellikle son dönemdeki gözlemlerime dayanarak, Başbakan Erdoğan’’ı iyi takip eden, onun izinden gitmeye çalışan, dahası onu kopyalayan bir siyasetçi olduğunu söyleyebilirim.
 
Erdoğan’’ın ’‘Tek başına iktidar olamazsam siyaseti bırakırım’’ restiyle Kabak’’ın ’‘İzmir’’den evet çıkmazsa giderim’’ sözleri paralellik göstermiyor mu sizce de?
Ya da Aydın'daki 'kefen' açıklamasıyla...
Başbakan’’ın açılım toplantılarına başlamasıyla Kabak da teşkilatıyla birlikte soluğu Tunceli’’de almıştı hatırlarsanız.
Hatta bu yüzden ’‘fırça’’ yediği bile söylenmişti genel merkezden.
Kabak, Erdoğan’’ın Türkiye’’de oynadığı siyaset oyununu kendince devşirmeye çalışıyor. Ama unuttuğu şey İzmir’’de siyaset yaptığı’… Ve İzmir’’in Erdoğan ve taktiklerini hiç sevmediği’…
’‘Ben istifa ederim, onlar kabul etmezler. Ne de olsa bu savaş stratejisiydi’’ varsa, fena halde yanılıyor. İstifa tek taraflıdır ve Kabak’’ın geri gelmesi hiç de kolay olmayacaktır. Tıpkı, ’‘Sizi yeniden atattıracağım’’ diyerek istifalarını aldığı ilçe başkanlarını harcadıktan sonra, ’“Genel Merkez böyle istedi’’ savunmasında olduğu gibi, Kabak’’ın istifasından sonra da genel merkezin duruşu değişebilir.
Bence Kabak ciddi ama bir o kadar da gereksiz bir risk aldı.
 
**
Gelelim CHP’’de Kral Dairesi Ekibi tanımlamamla başlayan tartışmaya’… Baykal ekibinin İzmir şefi rolünde yollara düşen/dağa çıkan Eski İl Başkanı Kemal Karataş, kendisine ’“Baykal’’ı savunmak Karataş’’a mı kalmış’’ diyen Yücel Özen için ’‘Baratalı’’nın katibi, Yücel Özen de kimmiş?’”  demişti. Karataş’’ın bu sözlerine yanıt tahmin edebileceğiniz gibi gecikmedi.
İşte o yanıt’… Hem de tamamen yorumsuz.  
 
Sevgili Ümit.
Sana birazcık kendimi ve parti görevlerimi anlatayım. Tabi ki atamalar kralı Kemal Karataş’’a da iletirsen sevinirim.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. Serbest muhasebecilik ve Tire-Kutsan ’–Tire Tudaş-Süperpak gibi anonim şirketlerde yöneticilik yaptım. Urla Belediyesi’’nde Danışmanlık ve Genel Müdürlük görevlerini yürüttüm. Şuan bir araştırma şirketinin ve bir danışmanlık şirketinin ortağıyım. Aynı zamanda da emekliyim.
Siyasete 1980 12 Eylül Darbesi öncesinde Tire İlçe Gençlik Kolu Başkanı olarak atıldım. 12 Eylül sonrası SODEP daha sonra SHP de TİRE İlçe Başkanlığı görevlerini yürüttüm.Atamalar kralı (Kemal Karataş) geldiği ilk ve tek kongreyle gelen İl Başkanı idi.1989 -1994 yıllarında İzmir il genel meclis üyesi ve encümen üyesi idim.1992 CHP’’nin yeniden kuruluşunda ise Kurucu İlçe başkanıydım Tire İlçesi’’nde. 1994 yerel Seçimi’’nde Tire İlçesinde CHP’’nin Belediye Başkan adaylığı görevini üstlendim.
1997 yılında Memiş Yıldırımcan İzmir İl Başkanı, ben de İzmir İl Sekreteri idim. Daha sonraki kongrede Sn Baratalı İl başkanı ben yine İl sekreteri idim. Ve Sn.Selcuk Ayhan’’ın İl Başkanlığında yine İzmir İl Sekreterliği görevini yürüttüm.
Sn Selcuk Ayhan’’ın İl Başkanlığından düşürülmesi sonrası 5 ay vekil il başkanlığı görevini yürüttüm. Atamalar Kralı Sn. Karataş’’a, uğruna her kılığa girdiği il başkanlığı koltuğunu Sn. Selçuk Ayhan’’la beraber törenle teslim ettik. Kendisiyle birlikte aynı yönetimde yer aldım. Allahtan onun İl Sekreterliği'ni yapmadım. Yoksa 'Baratalı’’nın katibi' yerine 'benim katibim' diyebilirdi.
Sn.Baykal’’ın Karataş ı desteklediği kongrede ben Sn.Alaattin Yüksel i destekledim. Kongrelere pek de alışık olmadığından olsa gerek il kongresinde ancak 3. olabildi. En az oyu aldı. Kendisini il binasından yine ben uğurladım.
2002 seçimlerinde 2.bölge 9.sıra milletvekili adayı olarak temsil ettim. Az bir oyla seçilemedim.1999 seçimlerinde önseçimde sırasını beğenmeyen Atamalar Kralı, afiş için resmini bile vermemiş-partiye uğramamış yani küsmüştü. Önseçimi de sevmez bu 'atamalar kralı' Karataş.
Sn. Baratalı  CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir milletvekili olduğunda 3 yıl süreyle danışmanlık görevini onurla yürüttüm Ankara’’da.
Sonra
2004 Yerel Seçimleri'nde İzmir İl Genel Meclis Üyesi seçildim. Encümen üyeliği ve CHP Grup Başkanvekilliği görevini 3 yıl yürüttüm. Şu an partimin Kurultay Delegeliği görevini yürütüyorum.
32 yıllık parti görevlerimde adam gibi partili oldum. Hep 'Baykalcı' diye tanımlanan Sn.Baykal’’ın önderliği için çalıştım. Atamalar kralı gibi hayatımın hiçbir evresinde sezonluk Baykalcı olmadım. Hatta bazen Baykal’’a rağmen Baykalcı olduğum bile olmuştur. Atamalar Kralı Sn.Karataş gibi-1989 da Baykalcı iken Belediye Başkanı olamayınca Erdal İnönücü olup ’–Baykalcıları Karşıyaka’’da ’‘engerekler-çıyanlar’’ diye tarif etmedim’…
Sezonluk Baykalcı Sn Karataş gibi o dönemin genel başkanı sn Altan Öymen’’in şoförlüğünü  yaparken arabayı park edip, ’‘İl Başkanı olmak için emrinizdeyim’’ diyerek esas duruş göstermedim.
Bu dönem, Atamalar Kralı Karataş’’ın aralıklarla 3.sezon Baykalcılığıdır.
Genel Başkanımız Sn. Kemal Kılıçdaroğlu, ’‘Gel Kemalim’’ dese herhalde yine Baykalcılığa ara verir ve  4.sezonluk Baykalcılığına atama il başkanlığı dönemine arkasına bakmadan koşar. Atamalar Kralı Sn. Karataş’’a ben sadece sezonluk işinde başarılar diliyorum Ümitcim. Selamlar. Yücel Özen
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva