Gönül Soyoğul
İzmir şokta falan değil, İzmir beklemede’…
20 Mayıs 2010 Perşembe

’“Sokaktaki CHP’’li şokta’” diye yazmış bugün sevgili Haşmet Babaoğlu Sabah’’taki köşesinde.
Bir kısım medyanın bir anda Baykalcılıktan Gandiciliğe terfi edişini eleştirirken; Gandici oluverenleri, sokaktaki gerçek CHP’’linin ne deyip ne demediğine kulak vermemekle suçlamış.
Ve yazısını ’“İzmirliler’”le bitirmiş ki; benim de ’“bam telime’” basan, bu oldu yazdıklarında.
* * *
Şöyle demiş Babaoğlu:
 ’“Deniz Gezmiş'le Deniz Baykal'ı yan yana getirecek aymazlıktaki "bindirilmiş kıtaları" bir yana bırakın! Ama gerçek şu...
Sokaktaki CHP'liler şoktalar!
Kaset komplosundan başlamadı bu şok hali! Hayır!
Baykal'ın Pensilvanya mesajıyla başladı.
Hafiften sıkılsalar bile Baykal'a hep bağlı kalan; hoşlarına gitmeyen her gelişmeyi "cemaat"e bağlayan; kabul günlerinde bile "Sarıgül'ün arkasında F-tipi destek varmış" dedikodusu yapanlar bir anda dağıldılar.
Kılıçdaroğlu'nun çıkışı bu "dağılma"yı sona erdirdi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
O günden beri de bu ruh hali yeni darbelerin etkisiyle derinleşiyor. İzmir'e bakalım!
Hani demokrasi tarihimiz boyunca "liberal merkez"in kalesi gibi görünen ama sekiz yıldır nerdeyse tümüyle CHP'lileşen İzmir'e ve İzmirlilere bakalım...
CHP bunalımdan kendini kurtardı ama acaba İzmir kurtarabilir mi?
Kafalarında kurup yıllar içinde pekiştirdikleri ve içinde güvenli hissettikleri "Türkiye, siyaset ve CHP" üzerine analizleri bir anda paramparça oldu.
Kendilerini hiç iyi hissetmiyorlar! Ama bu gerçek Gandi Kemalci medyanın umurunda değil!
Anlatacak daha çok şey var ama bu yazıdaki son sözüm şu olsun...
Eğer ortanın solundaki seçmen için yeni bir dünya kurulacaksa, o dünya sokakta, evde, işte, hayatın içinde kurulacak! Bundan adım gibi eminim.’”
* * *
Kendini ’“İzmirli’” gibi hisseden, yazılarında da hep bu esintiyi taşıyan meslektaşıma, İzmir’’de doğan/doyan İzmirli bir gazeteci olarak cevap vermek geldi içimden.
Bu cevap, onun kaygılarını gidermede ne kadar etkili olur bilemem elbet.
Çünkü ben İzmirliyim ama onun belirttiği gibi, ’‘sekiz yıldır neredeyse CHP’’lileşen’’ İzmirlilerden değilim.
’“Türkiye, siyaset ve CHP üzerine analizleri bir anda paramparça olmuş’” biri hiç değilim.
Zaman zaman siyaset yazan, ama siyaseti tanzim etmeye çalışmadan gazetecilik yapmaya çalışan bir gazeteciyim.
Dolayısıyla bu süreçte, kendimi hiç de kötü hissetmiyorum.
Tersine, çirkin bir kaset üzerinden başlasa da, CHP’’de kalkan toz dumana, kendi adıma heyecan ve umutla bakıyorum.
Daha da önemlisi, çevremde ’“8 yıldır CHP’’ye oy vermiş insanlarda’” da bu heyecanı ve umudu görüyorum.
Üstelik, dün Baykalcı değildim, bugün de Gandici değilim.
Kendini ’‘sol’’da hisseden ve bu ülkede hiç değilse gerçek bir ’‘sosyal demokrat partinin varlığını görmek isteyen’’; nabız tutmayı meyhane masalarında değil, sokakta yapmaya çalışan bir seçmenim.
 
Bu kentte yaşayan, bu kentte 30 yıldır gazetecilik yapan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki sevgili meslektaşım; İzmir, senin yazında belirttiğin gibi, şokta falan değil.
Şokta olanlar, varlığını Deniz Baykal’’ın varlığına bağlamış bazı siyaset erbaplarıyla, ister körleşmiş diyebileceğimiz, ister masumane diye tarif edebileceğimiz; sayılarının çok da fazla olmadığını tahmin ettiğimiz partililer.
Onun dışında kalanlar’… Yani’…
Ya gerçekten CHP’’li oldukları ya da AKP’’ye karşı başkaca bir alternatif bulamadıkları için 8 yıldır kös kös CHP’’ye oy verenler ise Baykal’’ın başını yiyenin iğrenç bir kaset olmasından dolayı üzgün olup’… Her şeye rağmen, umutla bu şerden bir hayır çıkmasını bekleyenler.
 
İzmirliler niye umutlu ve heyecanlı biliyor musun sevgili meslektaşım?
Kendini AKP’’ye karşı korumak isterken, CHP’’nin o donmuş/umut vermeyen siyasetinde katılıp kaldıklarını, köşeye sıkıştıklarını dillendiremeseler de taa içlerinde bir yerde hissettikleri için’…
Kaç zamandır, ’“aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık’” diye iç geçirip çıkış yolu bulamadıkları için’…
Ne Şam’’ın şekerinden, ne de Arap’’ın yüzünden 8 yıldır kaçamadıkları için’…
Kendi hayat tarzına dayatılmasından hoşlanmazken, kendini başka bir tutuculuğun içinde buldukları için...
CHP’’den duydukları memnuniyetsizliği, ’‘Aman AKP’’nin işine yarar’’ diye özgürce/rahatça dile getiremedikleri için’… İzmirli mutsuzdu.
Uzun süreden beri ilk kez, bu mutsuzluğun dağılabileceği yolunda bir umut yeşerdiği için işte’… İzmirliler umutlu ve heyecanlı.
* * *
Baykal’’a rağmen CHP’’ye oy vermekten başka alternatif bulamayan, kendi özgür iradesini kullanabileceği, içine tam olarak sinen bir parti bulamamaktan dolayı sürekli yakınan bu kentin, nafile olacağını bile bile ’‘Sarıgül hareketine meyletmesi’’ de, bir medya şişirmecesi değildi.
Kendine bir çıkış, bir nefes arayan İzmirlinin çırpınışlarından, sadece biriydi.
İzmirlinin hali sana İstanbul’’dan ’‘şokta’’ gibi göründüyse; üzülme, kalbini ferah tut derim sana.
İzmirli sessiz sakin, şu an olan biteni izliyor.
Baykal’’ın, Erdoğan’’ın agresif tutumlarının tam tersi bir görüntü veren,
Baykal ve Erdoğan gibi ağzından/burnundan ego fışkırmadan, usul usul derdini anlatmaya çalışan Kılıçdaroğlu’’nun elini görmeyi bekliyor.
Partide değişikliğin nasıl dizayn edileceğini, yeniliğin sadece ’‘genel başkan’’ düzeyinde kalıp kalmayacağını, CHP’’nin yeni kadrolarını ve nasıl bir yol izleyeceğini, nefesini tutmuş gözlüyor.
 
Bu kentin kıstırılmışlık duygusunu en iyi burada nefes alıp/burada nefes veren, yaşayan, İzmir’’e yapılan güzellemeleri ’‘Dışı seni, içi beni yakar’’ duygusuyla dinleyen insanlar bilebilir ancak.
Bu insanlardan biri olarak diyorum ki’…
Kaygın samimi ama içi boş.
İzmir için üzüleceksen de bunun için üzülme sakın’… Boş yere üzülmüş olursun çünkü’…
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Pişmanlıklar
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Gürgen Kral
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Atatürk bizden biridir!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (6) “Hamam mı? yoksa Spa mı?”
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Rüşvet ile jest arasında!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Stoilov’a nazar değdi!
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir portre: Sadullah Usumi
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva