Gönül Soyoğul
İzmir güzel, kızlar güzel, her şey niye güzel olmasın?
16 Eylül 2011 Cuma

Bir işadamının İZKA toplantısında ‘Kayseri ve Gaziantep’i görünce İzmir’den utanıyorum” demesinden sonra söz alıp konuşan Başkan Aziz Kocaoğlu’nun ‘İzmir acınacak bir kent değildir, elinizin tersi ile itilecek bir kent de değildir” sözlerine katıldığını yazdı köşesinde meslektaşım Deniz Sipahi.
‘İzmir acınacak bir kent’ lafını tek başına ele aldığınızda, Aziz Başkan’a katılmamak mümkün değil. Kentle ilgili şikayetlerimi/dileklerimi/beklentilerimi defalarca dile getirmiş biri olarak; bence de İzmir acınacak bir kent değil. Tıpkı utanılacak bir kent olmadığı ya da dangul bir adamın vaktiyle iddia ettiği ‘faşizmin merkezi’ olmadığı gibi…
 
Sözcüklerin en negatifini seçmek yerine, şu soruyu sormak gerekiyor belki de.
İzmir asla acınacak bir kent değildir ama gıpta edilecek, örnek alınacak bir kent midir?
Bir zamanlar herkesi şaşırtan bu kentin, (İzmirlilik hasletleri dışında) uzun süredir kendinden övgüyle söz ettirmemesi nedendir?
 Diğer kentlerle kıyaslayınca, gerçekten de kendine özgü bir özgürlüğün, hoşgörü iklimli olmasının yanı sıra, İzmir’in ‘yükselen bir ivmesi’ olduğuna dair niye elle tutulur/somut örnekler yoktur?
Ve en önemlisi, kentteki bu kötümserliğin nedeni/nedenleri nelerdir?
Neredeyse herkesin hep bir ağızdan karamsar konuşmalarının veba gibi tüm kente sirayet etmesi/yayılması mıdır tek ve hakiki neden?
Utanılacak ve acınacak değiliz de niye gelişmiş bir kente gidip döndüğümüzde bizi karşılayan ‘hüzün’ oluyor çoğu kez? 
 
Aziz Başkan’la bayram öncesi yediğimiz uzun yemeğin ana konularından biri de buydu. Pesimist biri olmamama rağmen, bazen kentte ‘zamanın durduğunu’ düşündüğümü, İzmir’de uzun süredir değişmeyen görüntülerin insanın enerjisini alıp götürdüğünü ve yüzeyde hiçbir şeyin değişmediği kanısının insanı yorduğunu, bu yorgunluğun ‘altta da hiçbir şey değişmiyor, hem değişse de bana ne faydası var’ düşüncesini yoğurduğunu söylemiştim. Moda deyimle, İzmir’de böyle bir ‘algı’ oluştuğunu da…
Aziz Başkan da –pek itiraz etmediği- bu algının değişebileceğini… Dahası, değişmesi için çalıştıklarını ve sonucu hep birlikte göreceğimizi anlatmıştı Ümit’le ve bana.
Şimdi peş peşe açıkladığı projelerinden o yemekte söz etmiş, bunlara başlandığını/yol alındığını/bitirildiğini gördüğümüz anda, silkineceğimizi…
Çok da inançlı/keyifli bir gülümsemeyle, yatıştırıcı bir tonlamayla dillendirmişti.
Kendi adıma ‘bekleyip görmeye değer’ bulduğumu dile getirmiştim ben de yazılarımda.
 
Aziz Kocaoğlu’nun eksilerini/artılarını/yanılgılarını herkes kendi vicdani terazisinde tartarken, bir başka olgudan da söz etmek istiyorum.
İzmir’in uzun süre soğuk baktığı AKP iktidarının da bu kente çok cana yakın davranmadığını, hadi cezalandırma demeyelim ama soğuk baktığını,
12 Haziran öncesi başlayan psikolojik savaştan bu yana ise İzmir’e, ‘aileye en son katılan ve bütün ilginin/sevginin üzerinde olduğu yeni doğmuş çocuk’ misali ihtimam gösterilmeye çalışıldığını izliyorum bir süredir.
Ve Ak Parti sanki Binali Yıldırım’dan ibaretmiş gibi bir algının geliştiğini.
Hemen hiçbir Ak Partili İzmir Milletvekilinin öne çıkmayıp, ‘her şeyi yapan ve yapmaya muktedir’ ismin sadece Ulaştırma Bakanı, İzmir Milletvekili Binali Yıldırım (ucundan kıyısından da Ertuğrul Günay) olduğu imajı. ‘Sempatik, olgun, sakin bir güç’ izlenimiyle, polemiğe girmeden sadece işbitiriciliğe odaklanmış bir siyasetçi olarak, -kendi içinde gerek örgütleriyle, gerek belediye başkanlarıyla dağınık görüntü veren CHP’li yerel yöneticilerin tam tersine- Yıldırım etrafında kilitlenmiş bir AKP de, içine bu partiyi hala sindirememişlerde psikolojik yenilgiyi/çöküntüyü derinleştiriyor.
Esen/estirilen, ‘Bu kenti diriltse diriltse ancak Ak Parti diriltil’ havası, kentin yerel yöneticilerinin hatalarıyla/eksiklikleriyle/yapılamayanlarla birleşince… Yapılanlar, ortaya çıkanlar, bitirilmiş ya da bitmeye yüz tutmuş işler de görünmez oluyor…
Ya da bir dostun dediği gibi, Büyükşehir’in yaptığı hatta yapmayı taahhüt ettiği işler de ‘artı’ olarak hükümetin karnesine işliyor…
 
Her siyasetin dayandığı bir sermaye olduğu gerçeğine gelince…
İzmir’de epeyce karışmış olan iş dünyasının kendi iç dünyasındaki kakofoniyi,
Ellerini Ak Partiye’ye uzatmak istemezken, elini tutacak bir CHP bulamadıkları için duydukları öfkeyi, dağınıklığı…
Odalara, SİAD’lara yansıyan fokurdamanın seslerini de hesaba katmak lazım kentteki bu negatif algıda diye düşünüyorum.
Bir zamanlar mesut ve mutluyken ‘Şehir güzel, kızlar güzel, jantlar niye güzel olmasın’ sloganını yaratan sermayedeki bu dalgalanmayı, ‘özellikle yerel yöneticilerin’ önümüzdeki süreçte daha iyi izlemesi/irdelemesi…
Sermayenin ‘İzmir’de yaratacılık var’ tarzı sloganlarla gaza getirilemeyeceğini/iştahının kesilemeyeceğini, ‘ancak sahip olduğunda güzele güzel diyeceğini’, anlaması gerektiğini de…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
1974 BUCA LİSELİLER 17 Eylül 2011 Cumartesi 00:04

NÜFUSU 3'E KATLANAN ŞEHİRDE GAZETE/MEDYA/YEREL TV SAYISI VE SEYREDİLME ORANLARI ARTTI MI?KAÇ YAZAR,RESSAM VE SANATÇI ÇIKARDI BU ŞEHİR.30 YILDA ÜLKEMİZDE HANGİ KONUDA ÖNE ÇIKTI GÜZEL İZMİR?BÜYÜK PANAYIR HALİNE DÖNÜŞMÜŞ FUAR HALA İFTİHAR KAYNAĞI.KORDON ADI VAR TADI YOK HALA ÖVÜNEREK ANLATILAN ŞEHİR EFSANESİ.İZMİRLİ,SEVDİĞİ İZMİR'İ ÇAĞDAŞ ŞEHİRLER HANGİ STANDARTLARDA OLMASI GEREKİYORSA O ŞEKİLDE GÖRMEK İSTİYOR/İSTİYORUZ.

Yorumu oyla      17      7  
1974 BUCA LİSELİLER 16 Eylül 2011 Cuma 23:56

EVET İZMİR'İN KIZLARI GÜZELDİR,ANCAK İZMİR ARTIK YAŞLANMIŞ,ESKİMİŞ KAPORTASI ÇİZİKLER İÇİNDE VE MOTORU ZOR ÇALIŞAN ESKİ BİR OTOMOBİL DURUMUNDA.YAKLAŞIK 30 YIL ÖNCE İZMİRDE BULUNAN VE YILLAR İÇİNDE KAPANAN ŞİRKETLER VE O ŞİRKETLERDE ÇALIŞAN BİNLERCE İNSANI ATIL HALE GETİREN NEDEN NEYDİ?KULÜPLER BAZINDA SPORTİF BAŞARI DA YALNIZCA ARKAS VAR.30 YIL ÖNCEKİ İZMİRDE KAÇ SİNEMA VARDI,YENİ TİYATRO SALONU AÇILDI MI?30 YILDA HANGİ YENİ YOLLAR AÇILDI.İSTER ÇILGIN İSTER YARIÇILGIN KAÇ PROJE HAYATA GEÇTİ.

Yorumu oyla      17      7  
Ahmet Çiğdem 16 Eylül 2011 Cuma 14:12

Sizin gibi iflah olmaz CHPsever-AKPsevmez bir kalemi bile maluliyet çizgisine getirdiği için Başta Ercan Tatı ve Hasan Karabağ olmak üzere CHP’nin değerli belediye başkanlarına meclis üyelerine ve Parti ileri gelenlerine teşekkür ediyorum. Güzel İzmir’imin “Şehir güzel, kızlar güzel, Ak Partisi’de” güzel olacak. Sizin bu yazınızdan sonra ülkemin pek çok şehrini çağdaş kent hizmetiyle tanıştıran AK Parti’nin yerel yönetim anlayışını İzmir’e geleceğine olan inancım arttı.

Yorumu oyla      17      9  
Caner Vardarlı 16 Eylül 2011 Cuma 11:14

Gönül hanım. Bu kenti 11 yıldır CHP’li belediye başkanları yönetiyor. Otobüs çalışmıyorsa, trafik rezil durumdaysa biz kimden hesap soracağız. Belediye bürokratlarının ortalama görev süresi iki yıl. Bürokratlar başarısız Aziz Kocaoğlu başarılı var mı böyle hesap. Geçtim AKP’li belediyeleri Eskişehir uçup gidiyor. Oradaki belediye niye ağlayıp sızlanmıyor, AKP beni engelliyor diye. Eskişehir’in başarılı belediye başkanı AKP’nin engellemelerini nasıl aşıyor. İzmir’de CHP kadroları başarısızdır.

Yorumu oyla      18      8  
ERCÜMENT ŞAHİN 16 Eylül 2011 Cuma 11:03

AZİZ BAŞKAN İSTİFA EDERSE,İZMİR SOSYAL DEMORATLARIN KALESİ OLMAYA DEVAM EDER.EGER BU ÇAGDIŞI ADAMI ADAY GÖSTERİRSE ŞİMDİDEN GEÇMİŞ OLSUN.

Yorumu oyla      18      12  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Stoilov’a nazar değdi!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Gönlüm hep seni arıyor neredesin?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmirli giderek kendini daha kötü hissediyor
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir portre: Sadullah Usumi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Tire pazarında…
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İsrailli çocuklara mektuplar (2) Barış sizin elinizde çocuklar!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Yaşamak...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva