Ümit YALDIZ
İzmir EXPO 2020’nin neresinde?
14 Haziran 2012 Perşembe

Bu soruya yanıt vermek aslında hem çok kolay hem de bir o kadar zor.
12 Haziran’da Paris’te dillere destan bir sunum yapmışız.
Ünlü doktorumuz Mehmet Öz’ün ‘göbek şovu’ EXPO delegelerini büyülemiş.
Sağlık Bakanımız Recep Akdağ, 10 yıldır ülke sağlığında yaptıklarını 7 dakikaya sığdırmaya çalışmış. Konuşup konuşmayacağı uzun süre muamma olan Başkan Aziz Kocaoğlu, 3 dakikacık sürede 30 yılda ancak çözüm noktasına gelen ‘İnciraltı’nı’ anlatmış.
Hem de ballandıra ballandıra…  
Ve muhteşem Fransızcasıyla, onlarca devletin liyakat nişanı ve şövalyelik madalyalarını taşıyan 300 yıllık İzmirli Lucien Arkas, kentin demokrat iklimine vurgu yapıp ‘hoşgörünün başkenti İzmir’ mesajı vermiş.
Şahsen benim de en beğendiğim Bay Arkas’ın konuşması oldu.  
İçimizden biri olarak İzmir’i öyle güzel anlatmış ki…
‘Ancak bu kadar olur’ dedirtecek cinstendi.  
Konuşmalar ve iki tanıtım filmi İzmir’e tanınan 20 dakikalık süreye sığmamış.
Ve tam 9,5 dakika aşmışız süreyi…
Uluslar arası diplomaside süre aşımı büyük sorun.
Zaten oturumu yöneten zattan yemişiz fırçayı…
Paris’e gitmedim. Dahası gitmedik. Ve dahası davet bile edilmedik.
EXPO 2020’nin Yönlendirme Kurulu Başkanı Sayın Vali Cahit Kıraç, internet medyasını henüz tanımıyor çünkü. Dört yılda egedesonsoz.com’u dünyaya öğrettik ama İzmir’in valisine henüz tanıtmayı başaramadık. Bu Sayın Vali’nin değil bizim kusurumuz tabi ki. Ama bir gün o da ‘egedesonsoz.com’u tanıyacak her gün 40-50 bin kişinin ziyaret ettiği İzmir’in haber trafiği en yüksek portalının gücünü fark edecek. Göreceksiniz.
Her neyse…
Paris’e gitmesek de Paris’te olanları anında öğrendik tabi ki.
Ne de olsa iletişim çağında yaşıyoruz. Ve muhtemelen Paris’e giden/götürülen gazetecilerden daha önce yazdık. Paris’teki ikinci tangomuz muhteşem ötesiydi. Keşke, bu güzel gösteriyi daha fazla EXPO delegesi izleyebilseydi. Çünkü aldığım sağlam duyumlara göre İzmir’in bu muhteşem performansını 170 delegeden sadece 40’ına görebilmiş. Çünkü, toplantıya o kadarı katılabilmiş. 

Sunumdan önce EXPO Yürütme Kurulu’nda fırtınalı atmosfer yaşadık. Başkan Mahmut Özgener, Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar ve Yürütme Kurulu Üyesi VOB Başkanı Işınsu Kestelli’nin istifalarıyla sonuçlanan kriz hala tatlıya bağlanabilmiş değil. Vali Cahit Kıraç’la derinleşen ‘görüş ayrılığını’ ileri sürerek istifa eden üçlünün asıl sebebinin kendilerinden habersiz yapılan yüklü miktarda harcama faturaları olduğu netleşti.
Özgener, Yorgancılar ve de Kestelli, yapılan harcamaların hesabının bir gün kendilerinden sorulacağı endişesiyle haklı olarak endişelendiler.
2015 EXPO adaylığında bir firmaya kesilen fatura ‘çete/örgüt’ davasında Özel Yetkili Savcı Tarafından Başkan Aziz Kocaoğlu’na yöneltilen 33 sorudan biriydi çünkü.
İddiaya gövre Vali Kıraç’ın görevlendirdiği bürokratlar, yürütme kuruluna sormadan yüklü miktarlarda harcama yapıyor ve istifa eden üçlüye bazen sadece imza atmak kalıyordu.
Ve asıl sorunun Vali Kıraç’la değil daha çok Genel Sekreter Yardımcısı Adil Kır ve Genel Sekreter Ergüder Can’la yaşanıyordu.
İstifa edenlerin EXPO 2020’nin asıl patronu Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’la yaptıkları ‘geriye dönüş’ zirvesi de işe yaramadı.
Bakan Yıldırım’ın ‘Bu işi böyle bilmiyordum’ dediği üçlünün dönüş umudu kulislerde dillendirilen senaryolara bakılırsa tamamen bitmiş görünüyor.
Önce istifa edip sonra neden geri dönüş manevrası yapıldığına gelince…
Başbakan Erdoğan’ın olası tepkisi ilk sırada geliyor.
Erdoğan’ın bu kez gövdesini koyduğu EXPO 2020’de çıkan ya da çıkacak olan krizin taraflarıyla ilgili iyi fikirler beslememe ihtimali, istifacıları geri dönüş manevrasına zorlamış olabilir.
Her neyse giden geri gelmeyeceğine göre Sayın Vali’ye düşen Yürütme Kurulu’na yeni ve ‘doğru’ bir kadroyu atamaktır. Yürütme Kurulu’na ilk takviyenin İGİD Başkanı Mehmet Timuroğlu olduğu ya da olacağı Kıraç’ın Paris davetiyle ortaya çıktı.
Timuroğlu’nun Yürütme Kurulu Başkanlığı’na getirilebileceği senaryosu bile konuşuluyor bir süredir. Bazıları Timuroğlu’nun Pensilvanya bağlantılı bir isim olduğundan hareketle ‘mesafeli’ dursalar da bana göre İzmir’in EXPO 2020’yi kazanması her şeyden önemli.
İzmir’in uluslar arası lobilisini kendisini İzmirli olarak tanımlayan Fethullah Gülen yapacaksa, bırakın yapsın.
Ya da Gülen Cemaati’nden bir isim getirilecekse EXPO 2020’nin tepesine…
Bırakın, getirilsin. Dünyanın her ülkesinde konsolosluk gibi çalışan okullarıyla sağlam bir lobicilik faaliyeti yürütmek konusunda şu anda Cemaat, Türk dışişlerinden bile başarılıdır bana göre.
Zaten Yürütme Kurulu’ndaki ESİFED Başkanı Mustafa Özkara da bu yapıyı temsil etmektedir. İzmir’in EXPO yolculuğunda Yürütme Kurulu’nun işi ‘tişört, bayrak, flama, broşür bastırmak, kokteyl düzenlemek, içi boş geziler organize etmek’ midir yoksa kentin lobisini uluslar arası düzeyde, sağlıklı bir şekilde yapmak mı?
Sayın Vali’ye açık çağrımdır. (Tabi ki internet medyasını öğrenip bu yazıyı okuyabilirse)
Eğer niyetiniz cemaatten birini bu kurulu atamaksa…
Korkmayın, atayın gitsin.
Kentin en çok ‘tıklanan’ haber portalının genel yayın yönetmeni olarak en azından ben arkanızdayım. Yok, eğer zaman zaman gerilen hükümet/cemaat ilişkilerinden endişeliyseniz, onu bilemem tabi ki. Şurası bir gerçek… Özgener, Yorgancılar ve Kestelli gittikten sonra EXPO’nun İzmirli diye tabir edebileceğimiz bir yüzü kalmadı zaten.
Dahası gücünü İzmir’den alan İzmirliler gitti. EXPO yolculuğunu onlarla yürümemiz artık zor ve uzak görünüyor. Ve tam da bu noktada görev gücünü Pensilvanya’dan alan İzmirlilere kalabilir. Benim için hiçbir mahsuratı yoktur efendim. Hatta ‘iyi olur’ bile diyebilirim.
Ama kanımca hükümetin gündeminde EXPO 2020'den çok İstanbul'un talip olduğu Olimpiyat 2020 var gibi... Haliyle uluslararası iki dev organizasyonu Türkiye'ye vermeyeceklerine göre... Umarım yanılırım ama EXPO sevdamız yine başka bir bahara da kalabilir.
*
AK Parti İzmir’de olanları şaşkınlıkla izlemeye devam ediyorum. Yaşananlar Başbakan Erdoğan gibi belki de son yarım asrın en güçlü siyasi liderine açıkça bir meydan okuma…
İki yıl önce İzmir’e yanlış bir ismi atadınız ya da kongre öncesi yanlış bir ismi işaret ettiniz demenin başka bir yolu seçim kuruluna sabıka itirazı yapmak.
Erdoğan’ın 18 ay önce atayıp 1 ay önce yeniden vize verdiği Akay’ın başkanlığını düşürmek ve sonrasında Erdoğan’ı temsil eden makamda ‘muzaffer ordu komutanı’ edasıyla pozlar vermek!
Ankara’dan kaynağından aldığım bilgiler beni haklı çıkarıyor. Erdoğan İzmir’de olanların hesabını çok ağır sormaya hazırlanıyor. Anlaşılan o ki hesabın tamamını da İzmir’dekilere de sormayacak. Tabi ki bu oluşumun içindeki birkaç vekilin siyasi hayatını kapsayan belki genel merkezdeki birkaç ismi de içine alan geniş bir ‘kara liste’ çalışması tamamlanıyor.
Hâkim kararıyla il başkanı olan Tekbaş’ın yanında/yöresinde kim varsa bana göre savunmalarını şimdiden yazmaya başlasın. Çünkü disiplin kurullarının ilk işi onların dosyası olacak gibi. Suçları da partiyi kamuoyunda küçük düşürecek adımlar atmak!
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Umut Çalışkır 16 Haziran 2012 Cumartesi 00:53

Sn.Akay 18 ay önce atama yoluyla başkanlık koltuğunda poz verirken daha mı az şendi sizce Tekbaş ve ekibinden yoksa daha mı çok hakediyordu o koltuğu...Siyaset te bir tür futbol gibidir,top yuvarlaktır ve oyun doksan dakikadır.Kazanmaya da hazır olmalı insan kaybetmeye de...Lüks arabalara binmeye hazır olduğu gibi inmeye de hazır olmalı...

Yorumu oyla      12      5  
15 Haziran 2012 Cuma 15:10

Uludere ile nasıl karşılaştırabilirsiniz bu olayı? Kaçakçılıktan köylülerden (bazen zorla) alınan para nereye gidiyordu,uludere olayından snr yapılan eylemlerde pkk bayrağınının ne işi vardı gördüğümüz görüntülerde?para nereye gidiyordu sorusuna cevabı veriyormu sizce o pkk bayrakları? 9 valiz ikinci el kıyafet getirdiği için bu sonuç olmamalıydı diyor yazar,uluderedeki kaçakçılık ölümle sonuçlanmalıydı diyen yok zaten,tutuklanıp gereken ceza verilmeliydi

Yorumu oyla      14      6  
15 Haziran 2012 Cuma 13:46

Sayın Ümit bey ege tv.de dinledimde çok şaşırdım.Ömer Cihat ne olmuş üçbeş bavul kaçak mal getirmişse diye.Yasalar ve hukuk önemli değilmi yani.Uluderede üçbeş bidon kaçak mazot için canından olanlar ne olacak.Çok hayret ettim çok

Yorumu oyla      16      11  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Neden 'erken seçim' için meydan okudu?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İnsan insanı yakar mı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Türk Milleti!!!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Az okumuşlar
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Karl Marx ve Mehmet Şimşek!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
1 Temmuz eşiği ve normalleşememe!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Despina Vandi Çeşme’de… Kaçırmamak gerek
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Oxford şehitleri
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Varlık-Hiçlik ekseninde gerilen insan
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Ya o vergiler hayatımıza girerse!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva