Gönül Soyoğul
İşte öyle bir şey’…
11 Eylül 2010 Cumartesi

’‘Her kuş kendi cinsiyle uçarmış’’ ya hani...
Kendi cinsini/cismini bulmuş gibiydim bu bayram. Havada’…
*
32 yıllık adı konulamamış bir ayrılık, ’‘ayrılık’’ olmaktan çıkıp ’‘kavuşmaya’’ dönüştü bir bayram günü.
Nicedir bayram gibi geçmeyen kişisel bayramlar tarihime, ’‘bayram gibi bir bayram’’ notu düşüldü dün ve önceki gün.
Adını/ortak anılarımızı unutmadığım, öldü mü acaba diye usul usul dertlendiğim ve sonunda tellerin ucunda buluştuğum arkadaşım Kifayet, ete kemiğe büründü sonunda’…
32 yıllık boşluktan çıkıp geldi İzmir’’e, evime’…
*
Üç kız, üç arkadaştık o gece.
Kekeme bir tarih gibiydi geçmişimiz.
32 yıl aradan sonra dile gelip durmaksızın teklemeden konuştu sabaha kadar.
Belleğimizin bir yerlerinde rehin kalmış hasretimizin/sevgimizin/sevincimizin dili çözüldü.
Sorularımız karşılık buldu, anılarımızın buzu çözüldü nihayet.
Kuyulardan/kuytulardan çektik çıkardık sorulamamış/adresini kaybetmiş sualleri’…
*
Bazen ilk sigarasını paylaşan, okulu kırmış haylaz öğrenciler gibi olduk.
Bazen çalılıklar oldu geçmişimiz, takılıp kaldık.
Bazen durgunlaştık
Bazen hınzırlaştık
Bazen çocuklaştık/gençleştik
Çocukları olan yetişkinler olduğumuzu unuttuk bazen.
Bulduklarımızı/bulamadıklarımızı, bulup da kaybettiklerimizi yad ettik.
’‘İyi ki’’lerimizi sıraladık.
’‘Keşke’’lerimize hayıflandık.
Her şeye karşı koyabilecek cesaretlerimizi nereden aldığımızı ve yaşarken nerelerde bıraktığımızı’…
Hala elimizde kalanlarla nereye kadar gidebileceğimizi sorduk birbirimize.
Yüzümüzdeki her bir çizginin, saçımızdaki her bir beyazın hesabını gördük.
’‘Acaba’’ları toprağa gömdük konuştukça.
Hatırlamak böyle bir şey olmalı ki’…
Uzun uzun sustuk bazen’…
  
*
O gece anılar denizinde Kifayet, ben ve Emine’…
Her birimiz içimizdeki farklı derinliklere doğru kulaç atarken, ortak duygularımızdan biri de; hiç kuşkusuz ’‘hüzün’’dü bence... Asla bir ’‘keder’’ hali değil.
Ahmet İnam’’ın tarifindeki gibi ’‘yaşanan sarsıntıların, tutkuların, sevinçlerin, tatların sessiz, telaşsız, insanın iç dünyasında bir yerlerini sızlatan yorumu’’ydu o hüzün. Yaşananların tortusuna ardından bakma’… Geçmiş zaman dilimini dingin bir tatla değerlendirme, ’‘olduğu gibilik’’le çıkılan bir geçmiş yolculuğuydu.
Çıkılan her yolculuk sonrası gibi, yorgunum şimdi. Ve biraz durgun.
Yeni anılara yer açmış, tozu alınmış anılarla kendini yeniden ölçüp/biçmiş/tartmış bir huzurun eşlik ettiği bir yorgunluk, bir durgunluk bu.
Toplu bir ayinden çıkmış gibi.
Bayram gibi bayram geçirmiş biri gibi. İyiyim.
Herkesin ’‘şeker gibi bir bayram’’ geçirmiş olduğunu umacak kadar da’… İyimserim’…
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Pişmanlıklar
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Gürgen Kral
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Atatürk bizden biridir!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (6) “Hamam mı? yoksa Spa mı?”
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Rüşvet ile jest arasında!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Stoilov’a nazar değdi!
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir portre: Sadullah Usumi
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva