Ümit YALDIZ
İçeridekiler!
1 Mayıs 2012 Salı

Başkan Aziz Kocaoğlu’nun ‘Vicdanen rahat değilim. Ya içeridekileri bırakın ya da beni de tutuklayın’ diyerek rest çektiği ‘çete/örgüt davasının’ tutuklularıyla görüştüm Buca’da.
 
‘Ali Sabuktay’a niyetlenmiş belki Hüseyin Kırmızı’yı da görürüm’ diye ummuştum.
Tümüyle görüşmek sürpriz oldu.
Bir önceki ziyaretçi Milletvekili Musa Çam olunca piyango bana da vurdu aslında.
Buca Cezaevi’nin pembe parmaklıklarını ikinci kez görüşümdü bu.
İlkinde Sabuktay, Kırmızı ve Konca’yı ziyaret etmiştim.
Bu kez tutukluların tümünü gördüm, konuştum.
İlginç ve de garip olan tutukluların büyük bölümüyle orada tanışmış olmamdı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde ‘Daire Başkanı, Genel Sekreter Yardımcısı hatta Genel Sekreter’ olanlarla bile şahsen tanışmıyor olmanın eksikliği değilse de orada, o koşullarda tanışmış olmanın burukluğu/garipliği vardı üstümde.
Onları tanımıyor olmak benim suçum değildi.
Aslında onların da değildi.
Makamları, sıfatları ‘Daire başkanı, genel sekreter yardımcısı hatta genel sekreter’ olsa da o koltukları dolduranlar medyatik değillerdi her şeyden önce.
İşinde gücünde adamlardı.
Pek çoğunu sadece ben değil herkes bu süreçte tanıdı. Tanıdığımızı sandıklarımız hakkında bile yeni şeyler öğrendik.  Ali Sabuktay’ın bir adının da Süha olduğunu öğrendim mesela.  İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Pervin Şenel Genç’in el yazısını gördük, Serpil Keskin’in sütten kesilmemiş bebeğini de tanıdık.
 
Operasyon/dava sürecine kadar biz gazeteciler için haber yaptığımız belgelerin, resmi evrakların altındaki ıslak imzadan ibaretti pek çoğu.
Kimin hangi makamda oturduğunu bilirdik ama pek çoğunu yolda görsek tanımazdık.
Bu tablo onlar için de geçerliydi. Pek çoğunun adımı değilse de yüzümü bu süreçte gördüğünden eminim.
Buca Cezaevi’nin pembe parmaklıkları ardında Milletvekili Musa Çam’la görüşmek üzere sıralanmış tutuklular…
Ve tabi ki benimle de.
Kimler var, kimler…?
Bugün itibariyle 365 gündür tutuklu bulunan Şirketler Koordinatörü Hilmi Özen.
Onunla aynı kaderi paylaşan Destek Hizmetleri Şube Müdürü Mehmet Sayar
İZENERJİ Genel Müdürü Ali Süha Sabuktay…
İZELMAN Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı…
Kültür Müdürü Abdulhalim Cumhur Yazıcı
Daire Başkanı, Harita Mühendisleri Odası Başkanı Selçuk Savcı
Genel İş Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Cafer Konca.
Ve adını şu anda hatırlamadığın birkaç sendikacı daha…
 
Hüseyin Kırmızı’yla başlayan zaman ayarlı sohbetimiz sırasıyla devam ediyor.
Önümüzde ses geçirmez bir cam.
Görüşme telefonu elden ele dolaşıyor.
Sırası gelen önce kendini tanıtıyor.  
Ben Hilmi Özen…
Ben Selçuk Savcı..
Ben Cumhur Yazıcı…
 
Hepsinin yüzünde bir dost yüzü görmüşlüğün mutluluğu…
Ali Sabuktay ‘Afet’ini soruyor. Altı köpeğinden en çok sevdiğini, bir an olsun yanından ayırmadığını… Hüseyin Kırmızı’nın aklı Bornova’daki akşam sohbetlerimizde…
Temmuz ortasına randevulaşıyoruz ayrılırken. Tabi ki bu kez dışarıda…
Şöyle rakılı, balıklı, sazlı/sözlü bir İzmir akşamında…  
’Adalet tecelli edecek’ diyorlar. Geç de olsa gelecek.  Umutlar korunuyor.
Nisan başında 10 gün süren 80 saatlik ilk duruşmada tahliye edilmeseler de yüzlerine yansımış iç huzur fark ediliyor.
Yaşadıkları travmayı Başkan Kocaoğlu’nun ‘Ya onları da bırakın ya beni de tutuklayın’ çıkışıyla atlatmışlar. Ve durumu kabullenmişler.
Belki de Kocaoğlu, yargıya meydan okuyan o sözleri sırf onları rahatlatmak için söylemiş diye düşünüyorum bir an. Yüzlerine yansıyan iç huzuru görünce…
Tedirginlikleri gitmiş. Dahası içeride olmalarının kendileriyle ilgisi olmadığını biliyorlar artık. Buna inanıyorlar.
Hemen tamamında malum davanın siyasi olduğu yönünde bir görüş hâkim. Başka kentlerde soruşturma konusu bile olmayan işlerin İzmir’de ‘çete davasına’ dönüşmesi en çok ‘idari kusur’ sayılabilecek meselelerin burada ‘çete/örgüt’ diye tanımlanması ‘evet, bu dava siyasi’ demeleri için yeterli görünüyor.
İlk duruşmanın ardından içerideki manzara aşağı/yukarı böyle…
Dışarıda ise bahar havası…
Çiçekler meyveye dönmüş, kuşlar kuluçkaya yatmış.
Çağla badem bitmiş, papaz erik çıkmış.  
Emiralem’in çilekleri süslüyor artık seyyar tezgahları…
Nisan yağmurlarıyla şımaran çiçeklerden yayılan envai çeşit koku…
Kordon’da keyifli yaz akşamlarının provası…

Buca Cezaevi’nin parmaklıkları pembe…
Pembe de olsa demir aynı demir, duvar aynı duvar.
Bitmek, tükenmek bilmeyen hasret aynı…  
Özgürlük, adalet ve özlem! Ağızlardan düşmeyen 3 kelime.
Her birinin anlamı çok büyük, çok derin onlar için… Daha birkaç gün önce Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın da dediği gibi…
‘Bir an önce bitsin bu iş. Adalet yerini bulsun’
Normalleşelim… Siyaset de rekabet de adil, eşit şartlarda olsun.

Not: Başta Hüseyin Kırmızı ve Ali Sabuktay olmak üzere Buca’daki tutukluların ortak mesajı 1 Mayıs’tı… İşçinin emekçinin bayramı… ‘Kutlu olsun’ dediler. İletiyorum, ben de kalmasın.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Tutuklulara saygı duyuyoruz 4 Mayıs 2012 Cuma 20:48

Biz bu davanın tüm tutuklularına saygı duyuyoruz. Bu kişiler gerçekten saygıyı hak eden dürüst ve namuslu insanlardır. Sanırım milyonlarca İzmirli de bizim gibi bu insanlara saygı duyuyor. Biz ve bizim gibi milyonlarca İzmirli GERÇEK ÇETELERİN yargılanacakları günlerin gelmesini sabırla bekliyoruz ve bekleyeceğiz.

Yorumu oyla      11      5  
2 Mayıs 2012 Çarşamba 14:27

ümit oğlum iyi günler .Az önce konak otoparkının altındaki 60 yaş kartı onaylatma bürosundan geldim .Tabiki onaylatamadım çünki tüm izmir 60 yaş üstü vatandaş oradaydı sırada fenalık geçirenmi ararsın sıraya kaynak yapıp zorla girenlermi kavga bile çıktı 2 saat 50 dakika sonra azkalsın sıra gazisi olucaktım kaçtım adete sıradan.Sebebi tabiki idare bozukluğu koca izmiri otopark altına mecbur yollarsan bu olur tabiki.

Yorumu oyla      13      6  
Ben Tutuklulara saygı duyuyorum 2 Mayıs 2012 Çarşamba 12:37

Ben bu davanın tüm tutuklularına saygı duyuyorum. Bu kişiler gerçekten saygıyı hak eden dürüst ve namuslu insanlardır. Sanırım milyonlarca İzmirli de benim gibi bu insanlara saygı duyuyor. Ben ve benim gibi düşünenler GERÇEK ÇETELERİN yargılanacakları günlerin gelmesini sabırla bekliyoruz ve bekleyeceğiz.

Yorumu oyla      13      5  
turgut 2 Mayıs 2012 Çarşamba 11:04

Sayın YALDIZ; Aliağadaki p.şenel genç ve tülay azeri'yi de ziyaretinizi bekliyoruz..

Yorumu oyla      15      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Fransa 'faşizme geçit yok!' dedi
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
İş insanları, İş’te insanlar…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Hapse girer ama eve dönmezler!’
Ahmet Aydın AKANSU
Ahmet Aydın AKANSU
Çevreci insanların varlığı; umut verici
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Sensedim - 266 Gün
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Atatürk’ün, Çeşmeliler ile ilk teması...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Köprü üstü kalabalık
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çocuk istismarı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Ormanlarımız yanar gider!
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva