Konferanslar/paneller/konserler/sergilerle/karanfillerle ve elbette ’‘dayakla/tabancayla/bıçakla’’ icra eylediğimiz bir 8 Mart’’ı, bir Dünya Emekçi Kadınlar Günü’’nü daha geride bıraktık.

’‘Jest’’ diye koltuğunu bir günlüğüne bir kadına bırakan belediye başkanları da oldu;

Kadınlar gününü yanlış(!) anlayıp karısını/kızını doğrayan, kurşun yağmuruna tutan da,

Kadın-erkek meselesini fişe-pirize endeksleyen de.

Bir günde ıslah olmalarını da beklemiyorduk zaten yurdum erkeklerinin ve de kadınlarının.

Ama günün mana ve önemine uygun davranmalarını umuyorduk/umuyormuşuz hiç değilse’… Gördük ki, o bile olmadı.

*

Ülkenin sokakları infaz alanı olmuş, dört bir yandan yağan kadın cinayeti haberleriyle, -sevgili İlknur Denizli’’nin ifadesiyle- şiddet ’‘kadın soykırımına’’ dönüşmüşken, meseleye ne kadar yabancı olduğumuz, kaba/ayıp kaçacak ama sorunu gerçekten de k.çından anladığımız o kadar ayan beyan ortada, öyle acıklı, öyle hazin ki’…

Koltuğunu ’‘temsili’’ olarak bir kadına lütfeden Güzelbahçe’’nin CHP’’li belediye başkanı Mustafa İnce’’nin yüzeysel tavrı da hazin/içler acısı şahsım için’… AKP İzmir il yönetiminin kadın yöneticilerinin 8 Mart icraatı olarak ’‘İbrahim Tatlıses’’i konuşmacı olarak çağırması ve toplantıya 300 kadının ’‘ne işi var bu adamın, bu adamın olduğu yerde benim ne işim var’’ demeyip süslenip püslenip katılması da’…

Şaka gibi’…

Ama öldürülen/kafası gözü yarılan/tecavüze uğrayan kadınlar kanlı birer gerçek; gibi değil!

Kadınlar gününde, engelli kadın 41 yaşındaki Semiha Dikmen’’in boynu kocası tarafından yol ortasında ekmek bıçağıyla kesilirken, 

Uşak’’ta oturan 32 yaşındaki Rıdvan Ç., 2.5 ay önce kendisini terk ederek Antalya’’ya kaçan 2 çocuğunun annesi 23 yaşındaki karısını otomobil içinde bıçaklarken’…

Gaziantep’’te 29 yaşındaki Kemal Korkmaz, 2 çocuğunun annesini döverek hastanelik ederken,

Şanlıurfa’’da 26 yaşındaki Selahattin B., sokak kapısını açık bıraktığı gerekçesiyle tartıştığı bir çocuk annesi, hamile eşi 24 yaşındaki Zekiye’’yi bıçakla boğazından yaralarken,

Balıkesir’’de bir babanın evi kirletiyor diye dövdüğü engelli kızı 38 yaşındaki Ayten Erden can verirken,

Giresun’’da İcra Müdürü Zahide Tığlı, ayrı yaşadığı eşi tarafından sokak ortasında kurşun yağmuruna tutulup öldürülürken,

İzmir’’de bir kadın, bir günlüğüne belediye başkanlığına koltuğuna oturuyor,

300 kadın da İbrahim Tatlıses’’in (herhalde ağzı açık ve hayranlıkla) veciz sözlerini dinliyordu’…

*

Velhasıl’… Kadınların bile anlamadığı/sahip çıkmadığı bir kadın sorunu meselemiz var bizim. Öyle ki, işimiz zor demek bile hafif/yetersiz/eksik kalıyor.

Kimi erkek kazmalıklarını hadi ’‘onlar Mars’’tan biz Venüs’’ten ne de olsa’’ deyip anlayabiliyorum da’…

Kadınların, kendi cinslerine verdikleri (bilinçli/bilinçsiz) zararı, cinsiyet soykırımına karşı ilgisizliklerini/duyarsızlıklarını, konunun önemini ’‘eğitimlerine/birikimlerine rağmen’’ anlayamamış olmalarını, gerçekten de anlayamıyorum.

Anlayamayan erkeklere kazma sıfatını yakıştırırken, anlayamayan kadınlara yakıştıracak sıfat bile bulamıyorum. Adlandıramıyorum.

 

Rahmetli Duygu Asena, ’‘Kadının Adı Yok’’ derken, bu kadınları mı kastediyordu da biz mi yanlış anlamıştık acaba?